11.📜

413 38 24
                                    

"Ben çıkıyorum!"

"Tamam,kolay gelsin!"

Seungmin, Chan'ı uğurladıktan sonra hazırlanıp kızı ile Jisung ve Felix'in yanına gitmişti. Jisung, Minho'nun yara izlerini gördüğünde ne olduğunu sorduğunda kavga ayırmaya çalışırken olduğunu söylemişti.

Jisung'un evine geldiklerinde kapıyı çalıp açmalarını beklemişlerdi. Kapıyı Minho açtığında şaşırmıştı Seungmin. Bugün çalışıyor olduğunu sanıyordu.

"Hoşgeldin Seungmin,sen de hoşgeldin güzelim. Gel bakalım."

"Güzelce boyamanı yapıp onlarla oyna tamam mı? Ben hemen gelicem,söz." Seungmin kızına sarıldı ve el sallayarak içeri girmesini izledi.

"Felix'e ne yediğini söyledim zaten Minho. Bir şey olursa beni ararsınız."

"Tamam. Gideceğin yere bırakabilirim istersen."

"Teşekkür ederim ama arkadaşım ile buluşacağım için. Hem biraz yürüyüş yapmış olurum." Seungmin ona hiç birşey net olmadan söylemek istemiyordu.

"Peki,sen nasıl istersen. İyi eğlenceler."

"Tekrardan teşekkür ederim kızıma baktığınız için. "

"O artık bizim de kızımız. Lafı bile olmaz."

İkili birbirlerine gülümsedikten sonra vedalaşmışlardı. Seungmin hastaneye doğru gitmeye başladı. Kötü bir şey çıkmamasını umuyordu.

Hastaneye geldiğinde belli bir süreden sonra sıra ona gelmişti. Kapıyı tıklatıp içeri biraz eğilerek girdi ve küçük koltuğa oturdu. Hafta içi kan testi vermiş ve röntgen çekmişlerdi.

Doktor kan sonuçlarını ve röntgeni inceliyordu. Gözlüklerini düzeltip boğazını temizledi ve elleri ile oynayan,oldukça stresli gözüken gence baktı. Sakin bir ses tonu ile konuşmaya başladı.

"Öncelikle sakin olmalısınız çünkü birazdan diyeceğim şeyler pekte iyi şeyler değil."

"Buyurun sizi dinliyorum." Seungmin daha çok stres olmuştu.

"Yaşınız daha küçük ama bazı hastalıklar yaş dinlemiyor maalesef."

"Anlamadım ne hastalığı?"

"Ailenizde hiç hastalık atlatmış olan veya sahip olan var mı Seungmin Bey?"

"Annem... Annem kanserdi. Daha sonrasın vefat etti zaten."

"Anlıyorum. Genetik bir hastalık yani. Belirtilerin olduğu ilk zamanlarda gelseydiniz eğer ilaç tedavisi veya ameliyat yolu ile iyileşebilirdiniz. Ancak çoktan yayılmış bile."

"Ne yayılmış? Ne tedavisi? Biraz daha açık olur musunuz?"

"Maalesef karaciğer kanserisiniz."

Hani en mutlu olduğumuz zamanlarda zamanın durmasını isteriz ama daha çabuk geçer ya,işte şimdi zaman tam anlamıyla durmuştu.

Hepimizin hayatında bir kırılma,yıkılma noktası vardır. Paramparça oluruz,toplamakta zorlanırız. Toplayıp bir araya getirdiğimiz zaman hep bir parça eksik olur. Eskisi gibi olmaz.

Seungmin'in duyduğu bu şey,hayatında tekrardan bir yıkılma noktası olmuştu. Hayat bize bu dünyanın acımasız olduğunu bize en mutlu zamanlarımız da gösterirdi.

Seungmin'in genlerinden gelen bir şeydi bu. Annesinden geçmişti ona da. Annesini kaybetmişti bu hastalık yüzünden.

Seungmin için ölüm veya bir hastalık pekte önemli değildi. Annesi öldüğü zaman o da onunla birlikte ölmüştü zaten. Ama Chan,kızı ve arkadaşları...
Onları bırakmak istemiyordu. Mutluydu onlarla. Önceden ailesi olarak annesi olsa da şimdi kocaman bir ailesi vardı.

Seungmin'in gözünden yaşlar usulca akmaya başladı. Ortamda büyük bir sessizlik vardı. Sessizlik... Bazen tek istediğimiz şey kısa süreliğine de olsa sessizliktir.

"Peki hiç mi tedavisi yok?" Seungmin zar zor sormuştu. Göz yaşlarını silip yanıt bekledi doktordan.

"Elbette var. Ama oldukça tehlikeli,hayatınızı kaybetme olasılığınız çok yüksek."

"Yüzde kaç ihtimal?"

"%80 ölüm tehlikeniz var,%20 ise hayatta kalma."

"Peki bu ameliyata girdiğimde eğer yaşarsam iyileşmiş mi olucam?"

"Evet,temizlenmiş olacak karaciğerleriniz ama sakat kalabilirsiniz sonucunda. Bu tip ameliyatlardan sonra sakat kalmayanlar  çok nadirdir."

"Anlıyorum..."

"Bakın burada da gördüğünüz üzere tümör yayılmış durumda. Kanser hücreleri birleşerek büyük bir tümör kitlesi oluşturmuşlar." Doktor röntgen de  gösteriyordu yerini. Oldukça büyük bir kitle yayılmıştı karaciğerine.

"Ne zaman olabilir bu ameliyat?"

"Meslektaşlarım ile görüşmem lazım. Benden bir üst seviyede olan doktor arkadaşlarıma da sormam lazım. Ben size kartımı vereyim. Orada ki telefon numarasından sizi haberdar ederim."

"Son bir sorum daha olacak."

"İstediğinizi sorabilirsiniz."

"Ameliyat olana kadar ne gibi rahatsızlıklar olabilir?"

Her ne kadar annesinden bilse de, her insanın vücudunun verdiği tepkiler farklı olduğu için en azından genel olarak ne rahatsızlıkları yaşayacağını merak etmişti.

"Ameliyatınız büyük bir ihtimalle bir ay içerisinde,belki de daha kısa süre içerisinde olabilir. O süreç içerisinde de iştah kaybı,kilo kaybı,karında şişkinlik ve bunaltı gibi şeyler olabilir. Hafiflemesi için ilaç yazarım."

"Teşekkür ederim..."

Doktor kağıda bir kaç ilaç yazıp Seungmin'e uzattı. Seungmin küçük bir baş selamı vererek kağıdı alıp dışarı çıktı. Temiz havayı iyice çekti içine,bunalmıştı fazlasıyla.

Şimdi ne yapacaktı? Chan'a söylemeli miydi? Ama o çok mutluydu,bozmak istemiyordu. Arkadaşları? Onlarda olmazdı,yeterince bela olmuştu başlarına.

Seungmin, Hyunjin'e söylemeye karar verdi en sonunda. Onu kardeşi gibi görüyordu. Diğerlerini de seviyordu ama Hyunjin bir başka idi onun için.

Elleri titriyordu,telefonu çıkarıp yerini söyledi ve banka oturup beklemeye başladı. Tek isteği iyileşip ailesi ile mutlu bir hayat yaşayabilmekti.

Bir bölüm daha attım okuduğunuzdan emin olun. Görüşmek üzere:)
.
.
.
# Ufak bir hatamdan dolayı bazı bölümlerin yayınlanma sırası karışmış. O yüzden yukarıdaki üc noktadan, tüm bölümlerin olduğu yerden okuyun lütfen #

Geçmişin İzleri 2//CHANMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin