XII

8 2 3
                                    

XII

Sedef odağını kaybeder gibi oldu , bir süreliğine sesler duyulmaz oldu , görüntü bozuldu , fakat hala ordaydı . Bunu hissedebiliyordu . Kitaptaki cümleleri hatırladı , odaklanmalıydı . Gereksiz düşünceleri kafasından atmalı , sadece kızı düşünmeliydi .

"Hadi, hadi ! " diye bağırdı , bunun yararı olacağını düşünmüştü . " Lütfen , nereye gittiklerini görmem lazım , onları bulmalıyım . " Görüntü gittikçe daha çok bulanıklaşıyordu . Jale elinden kayıp gidiyordu sanki , ama şuan onu kaybetmek istemiyordu . Şimdi olmazdı , görevini tamamlamalıydı . Onu bulmak , ona dokunmak , hissetmek istsiyordu . Belki biraz saçını okşamak , ona gereksiz birisi olmadığını söylemek istiyordu . O özeldi , hem de çok özeldi . Jale'nin saçlarını ellerinin arasında hayal etti . Niye böyle bir şey düşündüğüne anlam veremiyordu , kendiliğinden oluvermişti öylece . Belki ona acıdığındandı , belki de çok hoşlandığından . Fakat sebepleri araştırmanın önemi yoktu şimdilik , böyle mutluydu . Kendisi de anlamadı ama , ikisini yan yana hayal etmek işe yaramıştı . Sesler tekrardan duyulmaya başladı , görüntü geri geldi . Araba hala hareket halindeydi , bir süre sonra bir binanın önünde durdu . Sedef nerede olduklarını anlamaya çalışıyordu , ama buranın neresi olduğunu bilmiyordu . Pahalı bir semte benziyordu . Geceydi , ama sokak lambaları ve mağazalardan vuran ışıklar sayesinde bir anlığına gündüzmüş hissine kapılıyordu insan . Etrafta olan binaları , mağazaları , yolları hatta park halinde duran arabaları bile en ince detayına kadar aklına kazımaya çalıştı . Melislerin önünde durduğu binanın hemen yanındaki mağazayı özellikle aklına kazıdı , Gucci'nin bir mağazasıydı .

Jale ve Melis arabadan indiler , Mey binanın giriş kapısının önünde durmuştu , onları bekliyordu . İndiklerini gördüğünde , onlara doğru yaklaştı . Bu zaman Vezir'i gördü , onu tanımıyordu . Gömleğinin önü yarıya kadar açık , saçlarıysa dağınıktı , ayrıca arabanın içi alkol kokuyordu . Mey aptal değildi . Neler olup bittiğini az çok anlamıştı , ama şimdi sırası değildi . Kaşlarını çatarak Vezir'e baktı , Vezir göz teması kurmaktan çekindi . Diğer tarafa döndü . Bu bakışlar onu korkutmuştu , bu acayip geceden sonra , sağ salim eve dönmekti tek istediği .

Mey Jale'nin kolundan tuttu . Melis de obürü kolundan tutmuştu .

"Bırak. " dedi Mey Melis'e . Sinirli olduğu ses tonundan anlaşılıyordu. Jale'nin kana bulanmış bileğine baktı. Sargı vardı, ama bu kırmızı kanın görünmesine engel olmuyordu. "Koluna ne oldu?" Melis bir şey söyleyemedi , kızın kolunu bıraktı . Mey Jale'yi taşımaya çalışırken , Melis geride kaldı . Vezir'e baktı .

"Hemen git buradan ! " dedi fısıldayarak , ardından sertçe arabanın kapısını kapattı ve Mey'le Jale'nin arkasından koştu .

"Ne oldu sana ? " diye sordu Mey , merdivenleri çıkarlarken . Bir az önce endişesini gizlemişti , fakat şimdi öyle yapmayacaktı . " Kim yaptı sana bunu ? " Jale'yi şöyle bir süzdü . İçi paramparçaydı , onu böyle görmeye dayanamıyordu . Hiç kimse için hiçbir zaman böyle üzülmemişti Mey . Duygularını en yakınından bile gizlerdi hep , ama şuan bunu yapamayacaktı . Onu böyle görmek yıllardır her defasında , özenle bir tuğla koyduğu duvarı darmadağın etmişti . O gözleri kıpkırmızı , yüzü üzgün görmek dayanılmazdı . Kim böyle güzel birisini üzebilirdi ki ? Kim onun ağlamasını isterdi ? Kalbi yok muydu bunu yapanların ? İnsanı insan yapan duyguları değil miydi ? Eğer bunu yapanlar insan değillerdise , hangi vahşi varlıklardı ? Kelimelerle anlatılamazdı Mey'in üzüntüsü , bu üzüntü kelimelere sığmazdı . Yetenkli bir yazardı , fakat sevgiye inanmazdı . Sevgiye inanmayan birinin nasıl iyi bir yazar olduğunu düşünebilirsiniz , yazarken tüm düşüncelerini bir kenara fırlatır , başka bir adam olurdu çünkü . Belki de gerçek Mey yazarken ortaya çıkandı , kim bilir?

Gözyaşlarımı gizleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin