Aşk Zirvesi / 4. Bölüm

1.7K 115 28
                                    

Jack sopa yardımıyla pizzacıyı bayılttıkdan sonra kıyafetlerini değiştirdi. Artık tam bir pizzacı gibiydi. Yoluna devam etti. Jessica'ların evine vardı ve zili çaldı. Kapşonu ile yüzünü gizlediğinden tanınmadı ve pizzayı normal bir şekilde teslim etti.

" Pizzaa... Hadi kızlar pizza zamanı. " dedi Jessica. Alice ise sofrayı kurdu. Televizyonlarını açtılar. Pizza keyfinin tam sırasıydı onlar için. Alice pizzayı açtı ve servis etti. Bir lokma aldı. Ardından ikinciyi... Birden bağırmaya başladı. Dişine batan sert bir cisim vardı. Cismi ağzından çıkardı. Gerçek pizzacının baş parmağıydı bu. Jack onun kıyafetlerini aldığında parmağını kesip pizzanın içine saklamıştı. Kızlar bağırmaya başladılar. Panik yaptılar haliyle. Kızlar evde korkudan koşuşturduğu sırada Jack ise hemen dışarıdaki ağaca çıkmıştı ve gelirken yolda aldığı çekirdeğini çıtlamakla meşguldü. Film izler gibi izledi onları. Kızlar kusmak için tuvalete önce girme savaşındaydılar. Zorlasalar üçüncü dünya savaşını çıkarabilirler. Gülme tuttu Jack'i. Film izler gibi izledi onları. Biraz fazla gülmüş olacak ki dengesini kaybetti ve ağaçtan düştü. " AAAAHH "... Halka filmindeki kıza dönmüştü. Saçları düşünce yüzünü kapatmıştı. Garip bir görüntü oluştu fakat onun umrunda değildi. Acıdan kıvranırken sağ elini beline attı ve söylene söylene toparlandı. Cebindeki telefonu çıkardı. Numaraları tuşladı... Kendini zor toparlayan kızlar masada başlarına gelen olayı tartışırken Jessica'nın telefonu çaldı. " Alo buyrun" diyerek açtı telefonu. Sadece güldü Jack sinsice. Tekrarladı Jessica. " Kimsiniz ? ".

" Canlı olarak konuştuğun son kişiyim Jessica " dedi Jack sessiz bir şekilde.

" Dalgamı geçiyorsun. Bikere nasıl son olabilirsin ki ben şuan kızlarlada konuşuyorum. "

" Kes sesini. Onlardan sonra konuştuğun son kişiyim. "

" Bir dakika çığlık numarasımı yapıyosun bana. Çok film izliyorsun. "

" Başka replik bulamadım. Kapa şu çeneni. Bu aşamada korkman gerekiyor. "

" Çok korktum ya. İnanır mısın kızlarla öleceğiz nerdeyse. Gülmekten... "

" Gardolabınızdan çıktığımdada gülebilecek misin ? "

" Ne ? "

" Dolabınızdayım diyorum. Aç şu dolabı. "

" Eminim öyledir. "

" Cesaretin varsa aç dolabı. "

Bu konuşmadan sonra cidden korkmaya başladı Jessica. Korkmak demeyelimde tedirgin oldu. Dolaba yaklaştı. Yaklaştı... Elini uzattı yavaşça. Tuttu nefesini. Birden açtı. İçerde kimse yoktu.

" Dalgamı geçiyorsun benimle " diyerek bağırdı telefonda.

" Evet. Dalga geçiyorum. Kandırdım... "

" Pislik... " dedi ve kapattı telefonu. Sinirleri iyice bozulmuştu kızların. Zilinde çalması tam üstüne geldi. Zil çalınca üç kız birbirine bakakaldılar. Jessica sakin davranarak gitti kapıya. Açtı... Fakat kimse yoktu. Sonra yukarı kattan bir ses duydular. Koşarak yukarı cıktıklarında açık pencereyi gördüler. Kızlar gerçekten korkmaya başladılar. Nereden geldiğini anlamadıkları bir ses duydular. Jack'in gülme sesiydi. O kadar pis ve sinsiydi ki insana bu nasıl gülme dedirtirdi.

" Sen kimsin ? " dedi Jessica korkuyla. Titriyordu sesi. Cevap verdi Jack.

" Cehennemin paspasıyım , canının parçasıyım , ölümün tatlısıyım , Pırrraaaaah HA HA HA."...

Kapıya doğru kaçmaya çalıştı kızlar. Koşarak indiler merdivenleri. İki kız dışarı çıkmayı başardı. Çünkü Jack onlara aşık değildi ki. Onun derdi Jessica ileydi. Onu öldürecek ve aşkını ölümsüzleştirecekti. Kapıdan çıkarken birden beliriverdi ve yakaladı Jessica'yı. " Ne istiyorsun benden , ne yaptım ben sana ? " dedi ağlayarak Jessica.

" Birşey yapman gerekmiyor. Çok güzelsin. Aşık oldum sana. Öldürmeliyim. " dedi ve gözlerini pörtletti. Dilini çıkardı , dudağında gezdirdi. Sessizce " Pırrraaah " diye bağırdı ve gülmeye başladı.

Jessica'yı sandalyeye bağladı. Tam öldürme planları kuracakken sol tarafta duran playstation'u gördü. Fazlasıyla deli bu Jack. Oynamaya başladı. Jess orada bağlı şekilde ağlarken o oyun oynadı konsolda. " Bi sus... Konsantre olamıyorum. Yeniliyorum senin yüzünden gerizekalı. " dedi ve oyunu bıraktı.

Ellerini çözdü Jess'in. Yavaşça çıkardı üzerini. Tenini kokladı. İçine çekti nefesini. Boynunda gezdirdi elini. Hala ağlıyordu Jess. Diliyle Jess'in gözyaşlarını temizledi. " Ağlama tatlı kız. Ağlayacak bir durum yok. Eğlenmiyor musun ? " dedi gülerek.

" Yalvarırım bırak beni. Daha adını bile bilmiyorum. Sana zararım dokunmadı. "

" Kaldır kafanı yukarı bak. Senin için varım Jess. Aslında beni tanıyorsun. Ayrıca ben sana kötülük yapmıyorum inan bana. Seni seviyorum. Aşkımı ölümsüzleştirmeliyim. " dedi ve kapşonunu çıkardı. " Jack... Sensin bu. Sınıftaki yeni çocuk. Neden bunu yapıyorsun. Delirdin mi ? Bırak beni. " dedi Jess.

" Kapa çeneni. Eğlenmene bak. " dedi ve Jess'in elini ve gözlerini bağladı. Düz bir alana yatırdı. Ne kadar zorlasada kurtulamıyordu Jess.

Önceden getirdiği fareyi kutudan çıkardı Jack.

" Nasılsın farecik. Çok tatlısın. Acıktın mı ? Parti vermek ister misin ?... "

Fareyi Jess'in çıplak karnına bıraktı. Huylandı Jess. Ne olduğunu anlamadı. Fare Jess'in karnında gezinip duruyordu.

Farenin üzerini kutuyla kapattı Jack. Kalan izleride temizledikden sonra " Görüşürüz gelişi güzelim. Eğlenmene bak. " dedi ve gülerek evden ayrıldı.

Akrep yelkovanı kovaladı. Saatler geçti. İyice bunalmıştı fare orada. Çıkamadıkca çıkmak için başka yollar aradı. Ne yaparsa yapsın çıkamadı.

Çıkmak için Jess'in karnını kemirmeye başladı. Acılar içinde kaldı Jess. Yardım edecek kimse yoktu. Kemirdikçe kemirdi fare Jess'in karnını. Nefes almakta zorlandı Jess...


Ertesi Gün.

Polisler evin heryerini sarmıştı. Karantinaya aldılar her yeri. Jess'i bulduklarında ise Jess son nefesini vermişti. Karnındaki fare de onun gibi cansız bulundu. Jack bir aşkını daha ölümsüzleştirmişti.

Bundan sonra neler olacak ? 5. Bölümde görüşmek üzere.





Jack Daito - Bıçaklı ErosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin