Jack Daito - Bıçaklı Eros

Okul Gezileri : Sinema / 8. Bölüm

" Jack bunları nasıl aldın ? Hiç paran yok diye biliyordum... "

" Hadi ama Wylona... Aldım işte bir şekilde. "

" Nasıl aldığını açıklar mısın ? Bekliyorum... "

" Parayla. "

" Ne sorduğumu biliyorsun... "

Rahat bir şekilde kafasını sallayarak umursamaz tavırla cevap verdi Jack.

" Ya tamam. Yolda yürürken bir amca cüzdanını düşürdü. Görsen öyle yaşlı ki. Belini tuta tuta yürüyordu. Hatta beli yüzünden öyle bir eğilmişti ki yere , yağmur yağsa en son onun haberi olurdu. Neyse bu amca cüzdanını düşürdüğünde bir adam buldu cüzdanı. Baktım almış gidiyor. Dedim duuur... Böyle bir şeye müsade edemem dedim. Kattiyen olmaz dedim... "

" Yaaa. "

" Yaa tabi. Bu bünye hırsızlığa kesinlikle karşıdır dedim. Gittim adamın elinden aldım cüzdanı. Tam amcaya verecektim ki baktım çok para var dedim boşa gitmesin. Birazını aldım işte onlada bunları aldım. Kötümü yaptık ya. "

" Yuh Jack! Sana sadece yuh diyorum... "

Jack kafasını sağa yatırdı ve olabildiğince sırıttı. O anlık tatlı görünmeye çalıştı ama bir tek kendisi tatlı olduğunu düşünüyordu. " Haa... Bu arada. " dedi ve sözüne devam etti Wylona.

" Yarın sınıfça sinemaya gidiyoruz. Bu hafta hep bir yerlere gideceğiz. Gelmek ister misin ? "

" Gelmem mi sevgili günlüğüm. Gelirim tabii. "

" Düzgün konuş be. "

" Üff. Çok alıngansın be Wylunaa. "

" Adımıda bir öğrensen çok iyi olacak. "

" Tamam tamam. "

Günün kalan diliminde televizyon izlediler. Saat gece bir sularında uyku vakti gelmişti artık. Elindeki kumandayı bıraktı ve seslendi Wylona " İyi geceler Jack ben yatıyorum. " .

" Sahiden iyi mi gece... "

" Sakın... Bak bugünlük yeter kaldıramam pis esprilerini. "

Jack dudağını büzdü. " Tamam be. İyi geceler. " dedi ve yorganı üzerine çekip kendini yastığa teslim etti.

ZIIRRRRRRRR...

Sabah saat 6'yı gösterirken alarm sesi Jack'in kulaklarına tecavüz etmeye başladı. Yastığı ikiye katlayıp kafasını arasına sıkıştırsada ses onu çok rahatsız ediyordu. Yastığı tuttuğu gibi saate fırlattı. Odada üzerini giyen Wylona bu gürültüyü duyunca endişeli halde yarı çıplak bir şekilde içeri koştu. " Bir şey mi oldu , bu ses ne Jack ".

Bir şey olmadığını görünce rahatladı ama yarı çıplak olduğunu hatırlaması uzun sürmedi. Utandı biraz. Jack elini gözlerine siper etti ama parmaklarının arasından bakarak Wylona ' ya seslendi. " Wylonaaa. Kesinlikle bakmıyorum. Burada değiştirebilirsin üzerini. Bakmıyorum ki. Bak , bakmıyorum. Neden bakıyım ki. "

" Mal mal konuşma. Ödüm patladı. " dedi ve odasına giyinmeye gitti. Wylona uzun bir giyinme sürecinden sonra hazırdı fakat Jack'in giyinmesi 2 dakikasını almıştı. Kısa bir kahvaltıdan sonra okula gitmek üzere dışarı çıktılar. Yine her zaman ki yoldan giderek durağa vardılar. Durakta servis beklerken Jack'in dikkatini yine bir kız çekti. Kız esmer , siyah gözlü güzel bir kızdı. Yanında ise küçük kardeşi vardı. Kızın küçük kardeşine bakarak seslendi Jack oturduğu yerden. " Oyy.. Ne tatlı şeysin sen öyle. Küçük çocuk. "

" Teşekkür ederim abi " diyerek cevap verdi tatlı çocuk. Jack tekrar seslendi diz üzerinde oturarak.

" Aşık olabileceğim başka güzel ablan var mı ? "

Küçük çocuğun ablası bunu duyunca çocuğu geri çekti. Mırıldandı... " Gerizekalı... "

O sırada da servis gelmişti. Bindiler... Okula vardıklarında bekçi Tom bu sefer Jack'e engel olmadı. Çünkü Jack , Wylona ile sinemaya davetliydi. Keskin bir bakış attı Jack bekçiye. Tam thug life yapmalıktı ama o an mümkün değildi. Neyse siz bana bakmayın.

İngilizce öğretmeni Vanessa , sinemaya gidecekleri sıraya sokmakla görevliydi. Ama bunu bir türlü yapamıyordu. Liseliler... Bir susmuyorlar ki. Dayanamadı Jack. Atladı hemen sahneye. " Lan kel. " diye bağırdı kısa saçlı konuşan çocuğa. " Kapa çenenide işimizi halledelim. Hem kelsin hem konuşuyorsun."

Kısa saçlı , siyah saçlı , uzun boylu , zayıftı çocuk. Utandı iyice. Domates gibi kızardı. Tekrar bağırdı Jack. " Şşt. Kızlaar. Sizde toparlanın. Hadi herkes otobüslere. Kel hadi bakayım sende. "

Jack'ın olaya el atmasıyla sonunda herkes otobüslere binmişti. Fakat sorunlar bitti mi ? Tabii ki hayır. Bu seferde otobüs çalışmadı. Bizim hiperaktif Jack olaya müdahale etmek istedi gene. " Şoför bey amca in bir aşağı gözünü seveyim. Kel sen ve arkadaşların sizde inin." Şoför ve kısa saçlı çocuk ile arkadaşlarını otobüsten indirdi. Direksiyonun başına geçti ve otobüsü itmelerini istedi.

" Hadi gençler bir itin şu otobüsüde yolumuza gidelim. "

Biiir. İkiii. Üççç... Yüklendiler otobüse. Olmadı... Tekrar denediler. Bu sefer otobüsü çalıştırmayı başardılar ama otobüs bir süre ilerledikten sonra yavaşça ilerideki duvara çarptı. Artık hiç çalışacağa benzemiyordu. Şoför Jack' e döndü ve seslendi. " Ulan neden çarptın arabayı duvara. ". Jack dişlerini dudağının yarısına geçirdi ve cevap verdi tiz bir ses tonuyla. " Dayı ben araba kullanmayı bilmiyorum ya. Gaza geldim öyle. "

Kim ne derse desin. Olanla ölmüşe çare yok. Otobüs bozulmuştu bir kere. Başka bir otobüs ayarladı okul müdürü. Yaklaşık bir saat sonra yeni otobüse bindiler ve yollarına öyle devam ettiler.

Sonunda sinemaya vardılar. Zorda olsa yetişmişlerdi filme. Salona girdiler ve sinemayı haliyle bir sessizlik kapladı. Jack ise ayağını önündekilerin arkasına doğru uzatıp rahatça filmi izlemeye başladı. Her korkunç sahnede tüm salon çığlık atarken o bağırarak gülüyordu. Herkes rahatsız olmuştu açıkcası. Garip garip baktılar durmadan ona. Birde bir gülüşü vardı ki sanırsınız akordu bozuk müzik aleti. " Pırrahahahaha " diye gülüş mü olur yahu ? Olur işte. Jack bu...

Filmin ilk yarısı bittiğinde ayağı kaltı Jack. " Nereye gidiyorsun" diye sordu Wylona.

" Çişim var. Gitmiyim mi ? Altıma mı yapıyım ki şimdi ben ? Amacın ne ? "

" Salak salak konuşma git çabuk gel. "

" Tamam anneee. "

Jack giderken arkasından söylendi Wylona. " Salak bu çocuk ". Bu arada Jack giderken kısa saçlı çocuğun kafasına vurmadan edemedi tabii. Ne çektin be kel.

Günün sonunda tekrar eve döndüler. Saat baya geç olmuştu. Televizyon karşısında uykuya daldılar. Hafta boyunca başka yerleride gezeceklerdi. O yüzden erken yatmak en iyisiydi.