⌘|08

436 50 13
                                    

🐞🐾🔖
———–

"Tatlım nereye gidiyorsun?"

Hyunjin önümde durmuş bana öylece bakıyordu üzerimdeki kıyafetlere bakmış sonra da bana sarılmıştı. Off diyerek elimdeki kağıdı hyunjin'in suratına bastırıp onu kendimden uzaklaştırdım. Normalde bana sarılmasını çok severim ama evde iki tavşan yavrusu vardı. Jungkook benim öz kardeşim gibiydi ama utangaçlık diye birşey vardı ya hani o oluyordu işte bana.

"Off hyunjin, daha sana ne kadar diyecem bana sadece odamızda dokunabilirsin diye."

Hyunjin suratını asarak benden ayrıldı, dudaklarını büzerek,

"Yha neden ama~?"

Gözlerimi devirip,

"Benim canım öyle istiyor, sanane."

Benim kocam demiyorum ama bu hyunjin bazen aşırı salak oluyordu ama napim seviyordum işte. Gülümseyip tekrar gözlerimi devirdim, elimdeki kağıdı hyunjin'e verdim. Önce kağıda sonra bana bakmıştı.

"Sence o kâfir bu kağıdı imzalar mı?"

Dediği şey ile kahkahayı basmam bir olmuştu. Gözlerimden gelen yaşları silip, zorda olsa gülmemi durdurup,

"Kâfir ne gerizekalı? Ksjkksjsj."

Hyunjin bana bakarak kaşlarını çattı,

"Ya nee, okuduğum bir siteden öğrendim. Anlamı ne bilmiyorum. "

"Ahh hyunjin ahh."

Kafamı iki yana sallayıp hyunjin'in elindeki kağıtları aldım. Arkamı döndüğümde iki tane pamuk şeker görmüştüm sanki. Jungkook beyaz tişört üzerinde de toz pembe tulum giymişti. Ana kucağındaki sehun'a da aynı renk zıbın giydirmişti.

Kalbim yumuş yumuş olmuştu. Bu kadar tatlılık kalbe zarardı. Sehun jungkook'un parmağını tutarak emziğini emiyordu. Hemen onların yanına gittim. Sehun'un yumuşacık saçlarından öpüp jungkook'a baktım. O da bana tavşan dişleriyle gülümsüyordu.

Elimdeki kağıdı jungkook'a gösterdiğimde yüzündeki gülüş solmuş, gözlerini genişletmiş bir şekilde bana bakıyordu.

Birşey demeden yavaşça sehun'dan parmaklarını kurtarıp, sehun'u çok fazla sıkmadan bana sarılmıştı. Sarılışına karşılık verip aramızdaki sehun'un saçlarını tekrar öpmüştüm.

Ayrıldığımız zaman jungkook kağıdı bir hışım elimden almıştı. Kağıdı masanın üstüne bırakıp iki saniye bile dolmadan imzalamıştı. İmzaladıktan sonra kalemi masanın üzerine fırlatıp derin nefesler almaya başladı.

Uçuşan kaleme sonra jungkook'a baktım. O ise gözlerini kağıttan ayırmıyordu. Jungkook'un sırtını sıvazlayarak kağıdı elime aldım.

"Ben gidiyorum jungkook, o kâfirin de imzalaması gerek."

Dediğim şeyle jungkook bana baktı.

"Noona kâfir ne demek?"

Jungkook'un dediği şeyle gülüp,

"İnanki bende bilmiyorum, hyunjin'den öğrendim kkk~"

Benimle beraber gülümsedi, tavşan dişlim benim. Sonra sehun'un karnı acıkmış olacakki ağzındaki emzik ile ağlamaya başladı.

Jungkook sehun'u ana kucağından çıkarıp kucağında düzeltti.

"Benim miniğim acıkmış mı~?" Diyerek gülümsemiş, odasına girmişti.

Pain Like Me • JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin