⌘|09

526 52 26
                                    


( Geç gelen bölüm için sorry, telafi etmek için bölümü baya uzun yazdım. İyi okumalar :D )

🧡🍊🔶
———–

"Ee ee ee e ee ee e~"
Salondaki koltuğun üzerinde oturmuş sehun'u ayağımda sallıyordum.

Bir ay önce kurtulmuştum o şerefsizden. Çok korkmuştum boşanamazsam, tekrar o psikopat ile aynı çatı altında olacaz diye. Ama öyle birşey olmamıştı. Bana yaptıklarından 13 yıl, hyeri noona'nın imzalattırdığı başka kağıt ile de bilmeden hyunjin hyung'un şirketinden gizlice para çaldığı içinde 10 yıl toplam 23 yıl ceza evine gönderilmişti. Aslında noonam mahkemede hakim ile azcık tartışmış, cezayı daha da uzatması gerektiğini söylemişti ama sonuç 23'tü. (Mahkeme şeylerini bilmiyorum onun için yılları kafadan attım •-• geber olsun orusbu çoçu )

Çok mutluydum. Artık onu görmeyecektim, etrafta olup da beni tehdit edemiyecekti. Kafamı yukarı kaldırıp,

"Teşekkür ederim tanrım, beni ondan kurtardığın için, bana bir abi ve bir abla verdiğin için çok teşekkür ederim."

Artık üzülmem için herhangi bir sebep yoktu. Mutluydum, mutluyduk. Sehun'a elimi uzattığımda parmağımı gördüğü gibi tutmuştu minik eli ile. Kocaman gözleri ile parmağıma bakıyor emziğini çiğniyordu.

Kapının çalması ile gözlerimi sehun'dan çekip kapıya baktım. Sonra etrafa baktım belki noonam buradadır diye ama kimse yoktu, sehun'u ayağımdan indirip koltuğun üzerine uzandırıp yanına yastık koydum ki düşmesin. Ayağa kalkıp üzerimi düzelttikten sonra kapıyı açmaya gittim.

Kapıyı açtığımda karşımda postacı vardı. Bana gülümsedikten sonra,

-Merhaba efendim. Jeon jungkook ve Jeon sehun'un yeni kimlik kartları, buyrun.

Elindeki iki zarfı bana uzatmıştı. Jeon jungkook ve Jeon sehun, onun soyadından da kurtulmuştuk. Gülümseyerek elindeki iki zarfı alıp,

"Teşekkür ederim."

Kafasını hafifçe eğip, arkasını dönüp gitti. Bende kapıyı kapatıp içeri girdim. Gözüm elimdeki zarflardaydı. Dalgın dalgın yürürken birine çarpmıştım, kafamı kaldırdığımda noonam, elindeki elmayı yerken bir bana birde elimdeki zarfa bakıyordu. Sonra gözleri ile zarfları işaret edip,

"O ne?"

Gülümseyip elimdeki zarfın kağıdını yırtıp açtım. İçinden kendi kimlik kartımı sonrada sehununkini çıkardım. Kartları noonama gösterdiğimde önce yediği elma boğazında kalmıştı yutkunup bana baktıktan sonra öyle bir çığlık atmıştı ki sehun ve bende dahil çok korkmuştum. Öyle ki sehun korkudan ağlamaya başlamıştı.

Noonam olduğu yerde hoplayıp zıplarken kafamı iki yana sallayıp elimdeki kartları hızla noonamın eline verip sehun'un yanına gidip onu kucağıma aldım. Benim kokumu alınca sakinleşmişti.

"Aaiişşhh jungkooook!"

Noonama kaşlarım çatık bir şekilde bakmaya başladım.

"Noona..."

Yanıma oturup bana sarıldı,

"Artık tamamen özgürsün jungkook."

Gülümseyerek kafamı salladım. Haklıydı, kurtulmuştum. Ama noonamla bir konu hakkında konuşmam gerekiyordu.

"Noona sana birşey diyecem... Ama üzülmeni istemiyorum."

Kolunu koltuğa yaslamış, anlayışla kafasını sallamıştı. Sehun'u uzandırıp noonama döndüm. Kafamı eğip dudaklarımı ısırdım sonra kafamı kaldırıp bana 'hadi anlat' dercesine bakıyordu. Nefes verip konuşmaya başladım.

Pain Like Me • JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin