one

3.3K 62 2
                                    


Yeni bir sabah, yeni umutlar demekti eskiden ama umutlarımın, hayallerimin birer birer yok oluşuna şahit olduktan sonra benden geriye hiçbir şey kalmadı diye düşündüğüm vakit yeni umutlar, yeni hayaller doğdu.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

İki gün önce özenle inşa ettiğim kariyerim bitişine elimden hiçbir şey gelmeyerek susmak zorunda bırakıldım. Çok ünlü bir şirkette Yönetici Asistan pozisyonunda çalışıyordum fakat asılsız bir yalanın bir iftiranın kurbanı oldum. Şirketteki kendini bana rakip olarak gören asistanlardan birinin üzerimi attığı evrak çalma yalanından sonra hayatımın bittiğini düşünüyordum. Ne kadar o zamanlar üzülsem de şimdi iyi ki diyorum.Kendimi aklamak için elimden geleni yapsamda gaddar ve inatçı olan patronum beni dinlemedi.

Şimdi ise arkadaşım Hilal birine yapabileceği en büyük iyiliği yaparak beni aile şirketlerine soktu.     Hilal ile üniversitede tanışmıştık. Ben burslu okurken onun böyle şeylere ihtiyacı yoktu. Hayatımın bir dönemini kendimle onu karşılaştırarak ve onun yerinde olmayı hayal ederek geçirdim.Bir zaman sonra bu durum değişti başka bir değişle olgunlaştım, kabullendim. 

Hilal'in babası beni çok severdi ve eski işime başlamadan önce kendi şirketlerinde iş teklifinde bulunmuştu ama kabul etmemiştim çünkü o zamanlar Hilal'in ağabeyi Murat'a karşı duygular besliyordum ve her gün onu görmek demek onu unutamamak demekti. Şimdi bu işi kabul etmemin sebebi ise tamamen çaresizlik. 

Murat. Beni hiçbir zaman sevmemişti. Hiçbir zaman istememişti. Peşinde tabiri caizse sapık gibi dolanmıştım. Nasıl unuttun derseniz unutmadım sadece alıştım, heyecanımı kaybettim, duygularımı içime gömdüm. Ama biliyorum ki hala içten içe onu seviyorum lakin bir önemi yok.O şirkette çalışmak, her gün yüzünü görecek olmak beni nasıl etkileyecek biliyorum ama mecburum.

Sabah kalktığımda küçükten yeni bir işe başlamanın heyecanı vardı.Kalkıp giyindikten sonra kahvaltı yapacak vakit olmadığından evden çıktım arabama bindim ve şirkete doğru yol aldım.Evim İstanbul'un Avrupa yakasındaydı ve şirkette Anadolu yakasındaydı. Bu yüzden gelip gitmenin zor olacağını taşınmam gerektiğini düşündüm. Yol benim taşınma düşüncelerim eşliğinde bitmişti. Şirkete girdiğimde kapıdaki güvenlikten bundan sonra kullanacağım giriş kartını rica edip odama bana eşlik eden çalışanla beraber geldim.Şirketi Murat yönetiyordu babasının yaşı malum olduğundan.Murat'ın babası Hilal'in söylediğine göre arada sırada uğrarmış şirkete.Odama şöyle bir göz gezdirdiğimde eski çalıştığım şirketteki odamdan birazcık daha büyük olduğunu fark ettim. Memnuniyetle gülümsedim ve yanımda bana eşlik eden çalışana çıkabileceğini söyledim.Yarım saat kadar odayı incelikten ve eşyalarımı yerleştirdikten sonra masamın üzerindeki telefon çalmıştı. Açtığımda karşıda kişi Murat'ın kişisel asistanı olduğunu belirterek Murat'ın beni çağırdığını söyledi. Heyecan duygusu içimi kaplamışken odasına doğru yol aldım. Geldiğimde kapıyı çalmadan önce kendimi biraz sakinleştirdim. Kapıyı çalıp içeri girdiğimde tüm asaleti, şıklığı ile karşımda duruyordu.Göz göze geldiğimizde eliyle karşıdaki koltuğu gösterdi. Oturduğumda farkettim ki gereğinden fazla gerginim. 

"Öncelikle hoşgeldin Zümrüt. Umarım odanı beğenmişsindir." dedi.

"Evet çok güzel bir oda." dedim zorlukla.

"Bildiğin üzere bundan sonra Yönetici Asistanım pozisyonunda işine başlayacaksın.Çalışanlardan birine sana her şeyi anlatmasını ve göstermesini söyledim.O sana yardımcı olacaktır." dedi. Çok soğuktu sanki daha önce hiç karşılaşmadığı biriymişim gibi davranıyordu bana. İstemeden de olsa yüzüm asılmıştı.

"Teşekkür ederim. Başka bir şey yoksa ben işime başlayayım." dedim.

"Hayır.Çıkabilirsin." dedi.

Fazla mesafeli oluşu beni içten içe üzmüştü. Şimdiden günümün nasıl geçeceği belli olmuştu.



ZÜMRÜTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin