nine

1.2K 22 0
                                    


Murat'ın teklifinin üzerinden 1 hafta geçmişti. Bu bir hafta içinde şirkette Murat'ın sabrının tükenmeye başladığı su götürmez bir gerçekti. Ama bugün onunla konuşacaktım ve ona kararımı söyleyecektim. Bir haftadır düşünmekten artık beynim kızarmış tost ekmeğine dönmüştü. Neticede ben Murat'ı çok seviyordum ve Murat'ın da zamanla beni seveceğini düşünüyordum. Hem Murat'tan çocuğum olacak. Ona benzeyen bir erkek çocuğu ya da bana benzeyen bir kız çocuğu. Bunun düşüncesi bile beni çok fazla heyecanlandırıyordu. Bugün izin günüm olmasına rağmen şirkete gidecektim Murat'a haberi vermek için. Hazırlanıp evden çıkarak arabama bindim ve yola koyuldum. Şirkete doğru giderken aklıma birden Alperen'e bir cevap vermediğim geldi. Onunla konuşmaya aklıma not ettim. Eve gidince onu arayacak ve bu işin olmayacağını söyleyecektim. Nihayet şirkete gelmiştim. Hemen Murat'ın odasına doğru gittim. İçeri girmeden önce kapıyı tıklattım ve onun gel komutuyla içeri girdim. Kimin geldiğine bakmak için kafasını bana doğru çevirdiğinde beni gördüğüne şaşırdığı beliydi.

"Zümrüt? Sen niye geldin bugün şirkete?"

"Seninle konuşmak için geldim Murat. Ben kararımı verdim." dediğimde meraklandığı yüzünden okunuyordu.

"Söyle lütfen." dediğinde kalbim çok hızlı çarpıyordu sanki yerinden çıkıp gidecekti.

"Ben teklifini kabul ediyorum." dediğimde koltuğundan kalkarak yanıma geldi ve bana sarıldığında anlık dünya durmuştu sanki benim için.

"Bu kararınla beni çok mutlu ettin Zümrüt. Senin içinde uygunsa haftaya nikah yapalım." dedi.

"Ama haftaya çok erken hem aileme ne diyeceğim bir anda evlenmeme karşı çıkarlar."

"Ailenle ben konuşurum sen orasını dert etme. Ailen dışında bir şey yoksa haftaya yapıyoruz." 

"Tamam." dediğimde Murat'ın gülümsemesi büyümüştü. İşte o anda onu sandığımdan daha fazla sevdiğimi fark ettim. O gülümseyişiyle sanki hayat bulmuştum. O sırada içeri kapıyı bile çalmadan hızlıca biri girdi. Bu Berra'ydı. Neden gelmişti ki?

"Burada ne işin var Berra?" dedi Murat. Berra onun bu sorusunu yanıtlamayarak bana döndü ve "Odadan çıkar mısın tatlım özel bir şey konuşmalıyız Murat'la." dediğinde kaşlarımı çatarak Murata döndüm. "Çıkmana gerek yok Zümrüt. Berra ne söyleyeceksen söyle." dedi.

"Murat ben o gün söylediklerini çok düşündüm başta mantıksız geldiği için reddettim ama şimdi istiyorum Murat. Çocuğunu doğuracağım." dediğinde şok içinde bir Murat'a bir Berra'ya bakıyordum. Ne yani benden önce ona sormuştu ve o reddettiği için mi bana gelmişti?

"Artık sana ihtiyacım yok Berra. Ben eşimi de çocuğumun annesini de buldum. Şimdi çıkabilirsin." Murat'ın bu laflarından sonra içimdeki o kıpraşma hissi çoğalmıştı. Çocuğumun annesi demişti. Eşim demişti. Bunlar her ne kadar basit kelimeler olsa da benim için anlamı oldukça büyüktü.

"Kim? Kim sana benden daha iyi bir eş olabilir ki?" dediğinde bir yandan da ağlıyordu. Berra'nın bu lafları üzerine istemsizce kendimi onunla kıyaslamıştım bir an ve o benden kat be kat güzeldi. 

"Beni daha fazla sinirlendirmeden çık git Berra!" dediğinde gülümsemiştim. Berra ağlamaya ve hala yalvarmaya devam ederken Murat onu kolundan tutarak kapıya doğru sürükledi ve güvenliğe seslenerek onu götürmelerini istedi. Murat odaya geri döndüğünde bana gülümsedi ve koltuğuna oturdu.

"Yarın nikah için gerekli olan işlemleri halledelim."

"Tamam. Ben gideyim o zaman." dediğimde beni onayladı ve geçirmek için kalktı. Yanıma geldiğinde şok geçireceğim o şeyi yaptı. Yanağımdan öptü. Şaşırmış halime gülümseyerek "Yarın görüşürüz." dedi ve benim cevabımı beklemeden arkasını döndü ve koltuğuna doğru yöneldi. 

Şirketten çıktığımda hala o küçük ama benim için büyük öpücüğün etkisindeydim. Kendime gelmem yaklaşık 1 saatimi almıştı. Yarın için fazlasıyla heyecanlıydım. Annemle konuşmam da gerekiyordu ve ben ne diyeceğim bilmiyordum. Bir anda bu kadar hızlı evlenmemizin altında bir şeyler arayacaktı haklı olarak. Eve vardığımda Hilal'i arayıp bana gelmesini istemiştim. Yaklaşık yarım saatin ardından Hilal gelmişti ve ona olan biteni anlattığımda çok heyecanlanmıştı ama o da anlam verememişti abisinin neden böyle bir şey yaptığına. Biraz dedikodu yaptıktan sonra Hilal'e bende kalmasını teklif ettiğimde kabul etmişti. Biraz film izledikten ve evdeki tüm abur cuburları bitirdikten sonra Hilal uyuya kalmıştı onun için koltuğa yorgan battaniye vesaire serdikten sonra uyandırıp yatırmıştım. Bende uyumak için odama doğru gidecekken kapının çaldığını duydum. Saat gece 2 de kimdi gelen? Kapı değiliğinden baktığımda gelenin Murat olduğunu gördüm. Hemen kapıyı açtığımda dikkatimi çeken ilk şey dağılmış saçları ve kıyafetleri olmuştu. Sanki içmiş gibiydi.

Murat ne işin var burd-" demeye kalmadan beni öpmüştü ve içeriye doğru itmişti. Şaşkınlık içindeydim ve ne yapacağımı bilmiyordum. Dudaklarımı aralamam için daha sert öpmeye başlamıştı. Dayanamayarak ona karşılık verdim ve elimin birini boynuna diğerini saçlarına attım. Onun elleri ise belimi okşuyordu. Beni kapının hemen karşısındaki duvara yaslamıştı ve deli gibi öpmeye devam ediyordu. O sırada bir ses duydum.

"Napıyorsunuz siz!!?" 

ZÜMRÜTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin