Dear Hyunlix (Düzenleniyor...)

Part 8

[FELİX]
(Felix'in dilinden)

Sabah perde arasından gelen ışıkla gözlerimi araladığımda tavanla karşılaştım. Şükür, bahçede uyuyakalmamıştım. Çünkü en son kafama bir kaç şişe diklerken hatırlıyordum gerisi yoktu. Ağabeyim odaya beni taşırken eminim pert olmuştur.

Elimi yüzümü yıkadım ve tertemiz bir duş aldım. Kıyafetlerimi giyinip aşağı kahvaltı için indiğimde koridorda Hyunjin ile karşılaştım.

"Günaydın Hyunjin."

Yüzüme doğru 1 kaç saniye bir şey demeden baktı ve

"Dün gece çok miden bulanıyordu. Şimdi iyi misiniz?"

"Ah evet, iyiyi-"

Ne nasıl yani? Beynim bir anlığına donmuştu. Dün benim o sarhoş halimi görmüş olamaz değil mi? Görmemiş olsun tanrım ne olur! Sarhoşken çok saçmalarım ve sokak dilencileri gibi ağzım yamuk konuşurum. Aish rezillik!

Toparlanıp konuştum.

"Tanrım... Yoksa beni dün gece sarhoşken beni mi gördün? Utanç verici!"

"Eğer saçma sapan utanç verici şeyler dediysem lütfen unut, utanıyorum"

Hiç bişey demeden yüzüme bakıyordu.
Dün gece meelemiş bile olabilirim öyle bi bakıyordu ki.

"Demek saçmalarsın yani dediklerin...
Her neyse peki anladım iyi günler."

"Ne bı dakika nereye gidiyorsu-"

Gözlerini aşağı doğru eğip yanımda hızla ayrılmıştı. Anlamıyorum... Neden böyle davranıyor? Aşırı soğuk ve resmi. Böyle davranmasına dayanamıyorum. Evet, o korumam... Ama ona karşı çok farklı şeyler hissediyorum... Ve özür dilerim kendimden ki bu arkadaşça bir duygu değil...

[HYUNJİN]
(Hyunjin'in dilinden)

Hiç bir şey hatırlamıyor...

[Saçma sapan utanç verici şeyler dediysem lütfen unut..]

Sesi aklımda çınlıyordu. Kendimden nefret ediyorum tekrar. Dün gece dediklerine cidden inanmıştım. İnanmak istedim çünkü onu seviyorum. Evet onu seviyordum. Ama biliyordum olmayacağını. Belki de gay bile değildir.
Ben ne haddimle ona aşık olurdum ki? Bir ona bakıyorum bir bana... Apayrı iki kişilik. Farklı hayatlar, farklı kişilikler.

Elimi yüzümü yıkamaya gittim. Soğuk suyu yüzüme onlarca kez çarptım. Ben buraya sadece iş için gelmiştim.

"Ne yapıyorum ben..."

Kendime acır gibi aynaya bakarken bir sesle irkildim.

"Bence de ne yapıyorsun sen?

Sırıtarak duvara yaslanmış elinde bir şişe alkolle beni izleyen bı adamdı. Koruma kıyafetleri vardı ama bu adamı daha önce hiç görmemiştim.