Dear Hyunlix (Düzenleniyor...)

Fuck

[MİNHO]
(Minho'nun dilinden)

1 hafta sonra.

"Abi neyin var,neden durgunsun."

Gözüm duraklamış bir şekilde tabağına bakıyordum

"Abi sana diyorum."

Kafasını sallayıp ona döndürerek

"Efendim?"

"Neyin var diyorum."

"Yok bir şeyim."

"Emin misin, betin benzin atmış."

"Sadece biraz iştahım yok da."

"Müsadenizle"

Diyerek sofradan ayrıldım.

Kötü hissediyordum. Evet. Jisung yüzünden. Hayır Jisung'un bir suçu yok haklı. Ama ona sevgilim ol falan mı dedim ya da aşık gibi hareketler mi yaptım? Sadece arkadaş olmak istedim.

Bir hafta sonu gelmemişti benim için. Sadece Hyunjin çağırdında geliyordu. Yalnız değildim, hayır. Bilmiyorum onu ilk gördüğüm andan beri içimde garip bir his var. Konuşmak istiyorum, kendi kafamda bunları söyleyeceğim ona diye ayarlıyorum, ama yanına gidince tüm hepsi uçup gidiyor sanki. Sadece parlayan gözleri ve benim deli gibi çarpan kalbim kalıyordu geriye.

Ben ne ara böyle biri oldum bilmiyorum. Felix'e gayım dedim ama Jisung hariç kimse gözüme güzel, yakışıklı gelmiyor. Ne kız ne erkek.

Cidden kafamı duvara vurup çıkarmak istiyordum bunları.

"Çok saçma"
"Herşey neden bu kadar saçma."

Diye yatağımda uzandığım yerden mırıldanıyordum.

"Herşey bence de saçma ama senin herşeyin olan adam şuan kapıda seni bekliyor."

Duyduğum sesle yerimden sıçradım. Kafamı sesin geldiği tarafa döndürdüğümde kapıdan sinsi sinsi sırıtan Felix'le karşılaştım.

"Aish, ne diyorsun bee."

"Jisung diyorum, seni görmeye gelmiş."

"Ne benim için benim nasıl yani ben anlamadım Hyunjin falan çağırmıştır benim için falan yok gelmez o."

"Offf ne boş yaptın beee aşağıda çocuk bekliyor seni Hyunjin falan çağırmadı."

Felix'in sözü biter bitmez aynaya kendime bakıp saçımı başımı düzelttim. Ve koşarak aşağı doğru koştum.

"Aşık olmuşsun asikkk gecmis olsun kral"

Arkamdan boş boş bağıran Felix'i bile takamazdım şuan.

Bahçeye doğru indiğimde direk karşımdaydı.