-(Selime Anne) "Nisan."
Selime annenin sesini duymamla normal hayata döndüm. Ve ellerimle Serdar'ı ittirdim. O da hazırlıksız yakalanmış olacakki geriye doğru yalpaladı.
Tabi beni tutan elleri de gidince kendimi yere çakılırken buldum. Bende bunu beklemediğim için ağzımdan bir inilti kaçtı. Ben böyle nazlı değildim bana noldu böyle ya.
-(Serdar) "Nisan iyi misin, nasılsın? Bir yerine bir şey oldu mu?"
Yere çökmüş yanıma. Bende hemen ayağa kalktım.
-(Nisan) "Yyok komutanım. Siz gitseniz iyi olur."
-(Serdar) "Tamam ben gideyim en iyisi."
Deyip arkasını dönüp gitti. Oh çok şükür. Ben niye bu kadar geriliyorum ya.
Evet geldik fasulyenin faydalarına. Arkamda kapının pervazına dayanmış kollarına birbirine bağlamış benim açıklamamı bekliyor sanırım. En iyisi rol yapmak.
-(Nisan) "Ah, ah canım yanıyor. Nasıl düştüysem artık."
Deyip elimle bir yerlerimi tutmaya başladım. Bir yandan da içeri geçerken farketmemesi için dua ediyordum.
-(Selime anne) "Nisan yemezler bir yerinin ağrımadığını biliyorum. Kurşun yiyip bir şey olmadı diyen kız bir yere düştü diye ağlayacak. Sen bu numaraları başkalarına yap." dedi imayla.
-(Nisan) "Yok artık." dedim gözlerimi belerterek
-(Selime anne) "Hiç gözlerini öyle yapma boşuna. Sen bu kadar sakar değildin birileri tutsun diye mi düşüyorsun sürekli."
-(Nisan) "Daha neler."
-(Selime anne) "Tamam, tamam salona geç anlatacakların var bana hadi."
Oha ben daha düştüm diline. Kurtuluşum yom bundan sonra. Yandım. Çekeceğim var.
Şuanda salondaki koltuklarda karşılıklı oturmuş susuyoruz. Ben Selime anne dışında her yere bakıyorum.
Evimde farketmediğim neler varmış böyle. Ama Selime annem durmuş sadece bana bakıyor. En son sessizliği yine o böldü.
-(Selime anne) "Eee Nisan..."
-(Nisan) "Hiiiiç"
-(Selime anne) "Nisaaan"
-(Nisan) "Selime anne bu sıralar yağd ane kadar pahalı oldu di mi?"
-(Selime anne) "Nisan sen bana neler olduğunu anlatacak mısın yoksa ben Serdar oğlumla mı konuşayım?"
-(Nisan) "Sakın onunla konuşma. Hem nereden senin oğlun oluyormuşki."
-(Selime anne) "Benimde yeni haberim oldu kızımla sevgiliymişte bende tanımadığım birinden öğrendim." dedi triplenerek
En iyisi her şeyi olduğu gibi anlatmak. Başladım olan biteni anlatmaya. Tabi bazı şeyleri atladım. Mesela bana inanmayıp eğitime tâbi tuttuklarını.
Ve dün gece benim içimdekileri Serdar'a anlatmamı. Doğru ya ben ne yaptım. Her şeyi Serdar'a nasıl anlattım. Birde adamın göğsümde ağladım. Birde ona sarılarak yattım.
Of ben şimdi o adamın suratına nasıl bakacam rezillik. Neyse bunları odama geçince düşünüp kafayı yiyebilirim. Şimdi anlattıklarıma inanmamış bir Selime anne var karşımda.
-(Nisan) "Niye öyle bakıyorsun doğru söylüyorum."
-(Selime anne) "Nasıl bakayım."
-(Nisan) "İnanmamış gibi."
-(Selime anne) "Yani doğru mu anladım. Sırf Nazlı'yı inandırmak için Serdar'la sevgiliymiş gibi yapıyorsunuz. Sonra odada kilitli kalıyorsunuz? En iyisi sarılıp uyuyalım diyorsunuz, doğru mu?"
-(Nisan) "Evet yani hayır. O sarılma kısmı öyle olmadı söyledim diye."
-(Selime anne) "Sürekli kucağına düşüyorsun. Çünkü siz sevgiliymiş gibi yapıyorsunuz."
-(Nisan) "Onu daha öncede söylemiştin.Evet dedim ya sevgiliymiş gibi yapıyoruz."
-(Selime anne) "Buna inanmamı bekleme Nisan. Bu ne dizi gibi? Bu arada benim rızam var Serdar oğluma. Ben çom beğendim onu. Terbiyeli, saygılı, yakışıklı, mesleğide güzel hem. Aferin kendine uygun birini bulmuşsun."
O kadar anlatmama rağmen hâlâ daha ne diyor. Ben nasıl inandıracağım bu kadını ya. Hepsi Nazlı yüzünden. Onun başının altından çıkıyor tüm bunlar. Yok yok Özkan'ın yüzünden. Başta böyle bir yalan atmasa bunların hiçbiri olmazdı. Yok hayır Serdar'ın yüzünden. O direkt inkâr etseydi komutan sonuçta. Bir şekilde engelleyebilirdi.
-(Nisan) "Ben ne diyorum sen ne diyorsun."
- (Selime anne) "Tamam, tamam inanmış gibi yapacağım. Sende kalk bir duş al aşağı gel yemeğimizi yiyelim."
-(Nisan) "Tamam" deyip yukarı çıktım. Artık yapacak bir şey yok. Ne kadarına inanırsa.
Yukarı çıkıp duş aldım. Üstümü giyip aşağı indim. Birlikte yemek yedik. Bende bulaşıkları toplayıp, kahve yaptım. Karşılıklı içtik.
Sonra kapı çaldı. Ben bakarım deyip kalkıp kapı deliğinden baktım gelen Öykü'ydü. Kapıyı açmamla konuşmaya başladı.
-(Öykü) "Oha kızım. Serdar'la sevgili mi oldunuz? Mert söyledi. Askeriyede sarılarak yatıyormuşsunuz."
Ulan Mert ben sana gösteririm. Dedikoducu.-(Nisan) "Sussana kızım. Sabahtandır Selime anneye anlatmaya çalışıyorum. Yine yanlış anlayacak?
Arkamdan ses geldi.
-(Selime anne)" Neyi yanlış anlayacakmışım ben? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NİSAN YAĞMURU
Aktuelle Literatur-Korku Nedir Bilmeyiz Biz Dağların Erleri Yuva Yaptık Göklere Baş Döndüren Yerle... re Diyordumki Azat'ın elindeki kızgın bıçağı karnıma bastırması bir oldu. O an bağırmamak için dişlerimi birbirine o kadar bastırdım, kendimi o kadar sıktımki nefes...