-"Biz ayrıldık. "
Dediğim şeyle herkes şaşırmıştı. Ama karşımda oturan Özkan hayal kırıklığıyla bana bakıyordu. Ama yapabileceğim bir şey yoktu napayım yani bu dingille sırf kız inansın diye tövbe tövbe.
Nazlı ise gerçekten üzüldüğü belli oluyordu. Yerinde doğruldu hemen.
-(Nazlı) "Ben doğru mu duydum ayrıldık mı dedin sen?"
-(Nisan) "Evet doğru duydun."
Dedim bu kızda artık beni salardı herhalde de bende bir rahatlardım. Gerildim yeminle.
Şimdi burada daha fazla dursam bu beni soru manyağı yapardı. Hemen buradan gitmem lazım. Ayağa kalkıp gidecektim ki Nazlı önüme kadar gelip beni durdurdu.
-(Nazlı) "Benim yüzümden mi? O gün öyle yaptım diye mi ayrıldınız? Ben öyle şeyler dedim diye mi Serdar seni bıraktı?"
Bu konularda tecrübesiz olan ben tedirgince adım o dingille anıldıkça bir tuhaf oluyordum. Ama oldukça rahatsız oluyordum.
Nazlı sorularına devam edince en son cevap vermeye karar verdim.
-"Gerçekten seninle bir alakası yok. Zaten bizden olmayacaktı. Bizde anlaştık ve ayrıldık. İki medeni insan gibi. "
-(Nazlı) "Yani Serdar seni bırakmadı benim söylediklerim yüzünden?"
-(Nisan) "Yok dedim ya di mi Serdar sende bir şey desene?"
Dedim arkamdaki Serdar'a dönüp göz kaş işareti yaparak. O ise rahatça yayıldıı kanepede gülüyordu. Sanırım benim bu hâlim ona komik geliyordu. Şeytan diyo çak ağzının ortasına.
Sonra elini saçlarının arasına geçirip çekiştirmeye başladı. Ve çapkınca gülüyordu. Nasıl olduysa kendimi onun bu serseri hâlini izlerken bulmuştum.
Hemen hızla önümdeki Nazlı'ya döndüm. Yanımda birinin olduğunu hissedince Serdar'ın kalkıp yanıma geldiğini anladım.
Ama omzumda bir el hissetmemle yana doğru çekilmem bir olmuştu. Başımı çevirmemle Serdar'ın beni koltunun altına aldığını anladım.
Bu yaptığına şok olurken olan yakınlıktan dolayı tedirgin olup hemen başımı çevirdim. Ve kızardığımdan emindim artık.
-(Serdar) "Evet öyle hatta arkadaş kalmaya karar verdik."
-(Nazlı şaşkınlıkla) "Öyle mi?"
-(Nisan) "Evet öyle" diyerek yavaşça Serdar'ın kolunun altından çıktım. "Ben gideyim artık" deyip çıkışa yönelmiştimki. Nazlı bir anda beni durdurmak için yaralı kolumu tutunca ağzımdan bir inilti kaçtı.
Serdar hemen dibimde bitip
-"Yavaş olsana Nazlı. "dedikten sonra bana döndü ve sakince"İyi misin canın çok yandı mı? Revire gidelim mi?" diye sorularımı dizmeye başlayınca ben bu ilgisine anlam verememiştim ama herhalde askeri olduğum içindir diye düşünüp cevap verdim.
-"Ben iyiyim, iyiyim bir sıkıntı yok. "dedim.
-(Nazlı)" Kusura bakma yaralı olduğunu unuttum ya. Özür dilerim.
-(Nisan) "Sorun yok iyiyim ben gideyim."Deyip ilerlemeye başlayacakken Nazlı'nın söyledikleriyle dumura uğradım.
-(Nazlı) "Siz birbirinizi seviyorsunuz işte. Senin canın yanınca Serdar'ın nasıl endişelendiğini, onun sana her yaklaştığında senin de nasıl kızardığını gördüm. Sizi bir araya getireceğim."
Bu dediklerine ne cevap vereceğimi bilmediğim için kaçarcasına çıktım odadan. Timdekilerin gülme sesi gelmeye başlamıştı. Gülmek için benim çıkışımı beklemişlerdi sanırım. Of rezil oldum.
Öf ya ben gerçekten kızarmıştım yanaklarım yanıyordu. Ama dingille bir alakası yok bunun. Ben daha önce hiçbir erkekle bu kadar yakın olmadığım için böyle olmuştum.
Evet, evet onun için. Tam oradan uzaklaşacaktımki bir asker yanıma geldi. Ve alabayın beni yanına çağırdığını söyledi. Bende albayın odasına doğru gittim.
Kapıyı çaldım gir sesini duyunca içeri girdim.-"Üstteğmen Nisan Özer emret komutanım. "
-(Albay) "Gel kızım gel, şimdi öğretmen kızımız bayağı bir yorgun örselenmiş dinlenmesi lazım. E buradaki tek kadında sensin. Dinlenmesi için en uygun oda seninki olur diye düşündüm."-(Nisan) "Tabikide olur, orada dinlensin. Hadi gel gidelim."
-(Gülce) "Teşekkür ederim."
-(Nisan) "Lafı bile olmaz."
-(Albay) "Ha bu arada Nisan operasyonda aldığınız belgelerdeki şifreleri çözümen lazım. Sonra o işi hallet. Biliyorum yorgunsun ama."
-(Nisan) "Yok komutanım iyiyim ben halledeceğim."
Yaralı olduğumu bilmiyordu timden başka. Ki zaten önemli bir yaramda yoktu ama dinlenmek istiyordum.
Operasyondan sonra genelde dinlenirdik. Ama belgelerde önemli şeyler varsa hemen çözmem gerekebilirdi.
Sonra ben ve Gülce odadan çıktık. Kapıda bizi tabikide Mehmet bekliyordu. Te Allah'ım Yarabbim.
-(Mehmet) "Noldu ne dedi?"
Ben tam sanane diyecektimki
-(Gülce) "Nisan'ın odasında dinlenmemi söyledi. O da sağolsun beni oraya götürüyordu."
-(Mehmet) "Öyle mi? Nisan teşekkür ederim."
-(Nisan gülerek) "Sen niye teşeklür ediyorsunki analamadım."
-(Mehmet) "Şey ben.."Diyip kafasını kaşımaya başladı. Bu susukun Mehmet karşımda ne şekilden şekile girdi ya. Daha utandırmamak için Gülce'ye dönüp
-"Hadi bu taraftan. "deyip yolu gösterdim. Gülce'yi odaya götürüp rahatça dinlenmesi için odadan çıkıp belgeleri incelemeye başladım.
Kolum hafiften sızlasa da takmadan devam ettim. Kaç saat olduğunu bilmiyordum ama neredeyse bitirmiştim. Birkaç önemli şey vardı. Yanımdaki askerle onları tartışıyordumki Özkan hızla yanıma gelip
-" Komutanım acilen gelin sorgu odasına Topal'a acilen gelmeniz lazım. "
Bende hemen kalkıp koşar adım giderken soruyordum.
-"Noldu Topal'a bir sorun mu var?"
-"Gidince öğrenirsiniz komutanım. "Ne dediğini anlamasamda zaten odaya yakalştığımız için konuşarak vakit harcamak istemedim. Gösterdiği sorgu odasından içeri girdimki oda bomboştu.
Tam çıkacaktım ki Serdar'da gelmişti. Tam ne olduğunu soracakken o benden önce davranıp sormuştu.
-(Serdar) "Topal nerede?"
-(Nisan) "Bende onun için geldim ama yok."
Diyordumki kapı kapanıp kilit sesi geldi.-(Özkan) "Komutanım özür dilerim mecbur kaldım."
-(Nazlı) "Çifte kumrular, barışana kadar bu odadan çıkmak yok. Boşuna çıkmaya çalışmayın yedek anahtarların hepsi bende. Herkesi de buradan Serdar komutanın emri var diye boşalttık yani rahat olun siz." dedi gülerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NİSAN YAĞMURU
Fiksi Umum-Korku Nedir Bilmeyiz Biz Dağların Erleri Yuva Yaptık Göklere Baş Döndüren Yerle... re Diyordumki Azat'ın elindeki kızgın bıçağı karnıma bastırması bir oldu. O an bağırmamak için dişlerimi birbirine o kadar bastırdım, kendimi o kadar sıktımki nefes...