-Serdar'ın ağzından devam-
Planımı timdekilere anlatmıştım. Kabul etmemekte ısrar etmişlerdi. Hiçbiri sıcak bakmamıştı bu işe. Ama emir verdiğim için kabul etmek zorunda kalmışlardı.
Bende böyle olsun istemezdim. Ama gerçekleri görmek için mecburduk buna. Bakalım zaten ihtimal vermesemde eğer bu testten geçerse bir sıkıntı olmazdı.
Bu düşüncelerden çıktım. Çünkü hastaneye gelmiştik. Nöbet sırası ben ve Selim'deydi.
Dün uyandığını söylemişlerdi kadının. Normal odaya almışlardı.
Arabadan inip Selim'le hastaneye adımladık. Ben planı anlattığımdan beri timin morali bozuktu. Ki benim moralim zaten bu askeri kurtardığımız günden beri bozuktuda neyse.
Odanın önüne gelmiştik. Kapıyı tıklatıp gir sesini duyunca içeri girdik. Hafif oturur vaziyette olan kadın solgunda olsa ilk günkine rağmen çok daha iyi görünüyordu.
Girmemle doğrulmaya çalıştı. Ben elimle durmasını işaret edip
-"Rahat asker"dedimKarşımdaki kadının gözlerinin içi parlıyordu ama ciddiyetini de korumaya devam ediyordu. Bende aynı ciddiyetle
-"Duymuşsundur dün çocuklardan. İyileşince görevine bizim timde devam edeceksin. "
-"Evet duydum. Bu arada çok teşekkür ederim. "anlamadığımı belirtircesine bakınca" yani beni kurtardığınız için. "
-"Görevimizdi. Bu arada ben Yüzbaşı Serdar. "
-"Tanıştığıma memnun oldum. Zaten tanıyorsunuzdur da bende Üstteğmen Nisan. "
İçimden-bakalım tanıyormuymuşuz göreceğiz-dedim. Selim benim bir şey demeyeceğimi anlamış olacakki
-"Komutanım bende Teğmen Selim. Tanıştığımıza çok memnun oldum. "
Dedi elini uzatırkenNisan'da aynı sıcaklıkla
-"Bende memnun oldum. Ama görev dışında adımla seslen lütfen. "
-"Oh be rahatladım. Resmi olunca ben geriliyorum. "dedi. Nisan tebessüm ederek
-" Lütfen oturun ayakta kaldınız. "
Deyince unuttuğumuzu farkedip bizde sanki onun demesini bekliyormuş gibi ben odadaki tekli koltuğa Selim ise kendini çok yakın hissetmiş olacakki yatağın ayak ucunda boş kalan yere oturmuştu. Selim oturur oturmaz
-"Eee Nisan nasılsın, iyi misin? Yaraların çok kötüydü. "
-"İyiyim, iyiyim. Ufak tefek ağrılarım var ama olacak o kadar. "
-"İyi bari ya. "
-Sen nasılsın? "
-İyi işte, bildiğin gibi. "
-"Pek bildiğim söylenemez ama time gelince öğrenirim inşaAllah. "
Deyince ikisi birden gülmeye başladı. Allah'ım yarabbim! Ben susmuş dinlemeye devam ederken Selim
-"Ha bu arada ne zaman çıkıyorsun hastaneden?"
-"Bilmem, birkaç güne çıkarım herhalde. "
O zaman elimi çabuk tutmam lazımdı. Onu içimize almadan hastaneden çıkar çıkmaz planı gerçekleştirmeliydim. Beni düşüncelerden çıkaran Selim'in fazla samimi sesi oldu.
-"Eee Nisancım... "
Devamını getirecektiki ben böldüm hemen.
-"Selim koridor boş kaldı sen git bi oraları kolaçan et. "-"Tamam ben yine gelirim. "
Yine gelmese nolcaktı sanki. Allah Allah ne bu samimiyet hem. Cıvıklık konusu Yusuf'taydı. Bu niye böyle davranıyordu. Daha birkaç gün sonra gerçek yüzü ortaya çıkıp gidecek birine bu kadar samimiyet niye. Hem Nisancım ne ya. Tövbe tövbe.
Neyse Selim gittiğine göre aklımdaki soruları sorabilirim.
-"O kâğıtta ne yazıyordu?"
Bir anda damdan düşer gibi sorduğum soruyla anlamayarak
-"Hangi kâğıtta? "demişti-" Hani şu Berzan'ın sana ısrarla ne yazdığını sorduğu kâğıt. "
-"Haa o mu?(Yok başka... Diyecektimki devam etti.) "Onu size söyleyemem Albay'a daha sormadım, kimlere söyleyip söylemeyeceğimden emin olmadan kimseye söyleyemem."
-"Artık timde olduğuna göre ben senin komutanınım kimse değil. "
-"Tamam timdeyim. Ama bunu direkt size söyleyemem. Zaten söylenmesi gerekiyorsa Albay size söyleyecektir. "
-"Emrediyorum diyorum sana asker. "
-"Bende söyleyemem diyorum komutanım. "
-"Sen emre itaatsizlik mi ediyorsun? "
-"Şuan görevde değiliz, sivilim. Yani bana şuan emredemezsiniz. "
-"Kızım sen beni delirtecek misin? "
Dememle kapının hızla açılıp geriye çarpması bir oldu. Elim belimdeki silaha giderken içeri girenlerle bir şok daha yaşadım.
İçeriye farklı yaşlarda yaklaşık on tane kız çocuğu peşinden de Selime teyze girmişti.
O sırada bir inilti sesi duyunca Nisan'a döndümki çocukların hepsi birden hem söylenip hemde Nisan'a sarılıyorlardı demek basit kaçar, neredeyse başına çıkacaklardı. Çocuklar daha da bağırarak hep bir ağızdan konuşmaya devam ediyorlardı.
-"Nisan abla seni çok özledik. "
-"İyi misin? "
-"Canın çok acıyor mu? "
-"Seni çok merak ettik. "
Selime abla da sırayla çocukları indirirken bir yandan da
-"Kızım Nisan ablanız yaralı canı acır kalkın üstünden. "Sonra Nisan'a dönüp" Kızım kusura bakma gelmemeleri için çok ısrar ettim. Ama ne kadar inatçı olduklarını bilirsin beni bile ikna ettiler. "dedi gülerek.
-" Yok Selime anne sıkıntı yok. İyi yapmışlar benim küçük ziyaretçilerim. "
İçlerimden en küçük olan parmağıyla beni gösterip
-"Nisan abla bu kim yoksaaa... "deyip gözlerini açtı. Nisan telaşla bağırdı.
-" KOMUTANIM yani o benim komutanım Serdar. "
Ben bu hâline gülmemek için aklıma başka şeyler getirmeye çalıştımki kiçük olan yine atladı.-"Bayağı yakışıklıymış komutanın, nisan abla. "
Deyince çocuklardan en büyüğü olan
-"Hadi Nazlı gel sana kantinden çikolata alayım, sizde gelin çocuklar. " deyince çocukların itirazlarını dinlemeyip zorla dışarı çıkarttı. Nisan ona teşekkğr eder gibi bakıyordukiSelime teyze bana dönüp
-"Sağol oğlum, sizede zahmet oluyor. "
-"Yok teyze görevimiz. Ben koridordayım sizin konuşacaklarınız vardır. "
-"Tamam oğlum. "
Deyince başımı sallayıp çıktım. Yani bu kız bu kadar çocukla birlikte nasıl bu kadar samimi, ya gerçekten iyi oyunca ya da gerçekten...
İç sesimi bölen Selim oldu
-"Komutanım bu kız eğer hainse bu kadar çocukla iyi anlaşıyor. "söylediği cümleden o da bir şey anlamamış olacakki devam etti." Yani ne bileyim kafam karıştı. "Harbi bu kız kimdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NİSAN YAĞMURU
قصص عامة-Korku Nedir Bilmeyiz Biz Dağların Erleri Yuva Yaptık Göklere Baş Döndüren Yerle... re Diyordumki Azat'ın elindeki kızgın bıçağı karnıma bastırması bir oldu. O an bağırmamak için dişlerimi birbirine o kadar bastırdım, kendimi o kadar sıktımki nefes...