Dokunulmaz aşkların üzerinden yıllar geçerdi. Sadece geriye bir avuç nefret ve sevgi kalırdı. Geriye bırakılacak armağan kalmazdı. Sadece yeterli olan ufak tefek,narin ama narin vesaire nesneler kalırdı.
İnsanlar hayatında pek çok şeyi vazgeçilmez sanar. Bunun üzerindende övünür. Fakat bazı insanlar ,bu özelliklere sahip olmasına rağmen bundan memnun olmamakla kalmaz,bundan nefret duyardı. Bu onları şımarık gösterir,aşağılık duruma getirirdi. Hayattır işte,nereden vuracağı belli olmaz.
Mehmet artık üzerinde ki siyah kravattan memnun değildi. Ondan nefret ediyor,bu kravattan kurtulmak istiyordu. Çünkü bu kravat,onu fazla şımartıyordu. Şımarık ve aşağılıyıcı..
Herkes onun gibi bir savcı olmak isterdi. Onun gibi başarılı bir şekilde okumak,bir savcı olmayı hak etmek isterdi. Fakat bazı insanlar bu imkânlara sahip olmasına rağmen,şımarıkça davranışlar sergilerdi. Fakat bu şımarıkça durum,o insanlara çok zarif gelirdi. Artık aşağılanmak zaafları olurdu. Geriye sadece bir şıkları kalmıştı.
O boğucu kravatla bir gün geçirmek,etrafta insanların ağlamasını dinlemek,sanıkların ifadesiyle bir gün geçirmek tek şıkkıydı. Hayatı böyle geçmek için yeminler etmişti.
Bazen bu kan dondurucu insanların çığlığını da dinlemek gerekirdi. İçinde susmayan çığlıklar,acı inlemeler,"Yapma!" bağırışları ile birgün geçirirdi bu insanlar.
Evet.
Elbette bu insanlara da empati göstermek gerekirdi.
Bu insanlarda bizim gibi nefes alır,yemek yer,ağlar,mutlu olurdu. Onlarda bizim gibiydi. Bu 'şımarık' lakabı taktığımız insanlar hakkında böylede düşünmek getekirdi.
Mehmet boynuna takılı olan,onu boğan kravatı biraz sıkarak düzeltti. Asla böyle bir hayatı yaşamak istememişti. Hep hayatı çocuklukta kalsaydı belki de böyle daha mutlu olurdu. Hep çocuk kalmak istiyordu o çünkü. Hep hayatını bir yarı yolda geçirme armağanı istiyordu. Hayatı -yor eki kadar sıkıcıydı. Ağızdan çıkar iken bile sinir bozucuydu. Evet,kastetmek istediği sinir bozucu olmasıydı. Duygularıydı. Hayatıydı. Ve daha niceleri.
"Sayın savcım! Kızımdan bir haber var mı nolursunuz bir cevap verin,nolursunuz!"diye ciyakladı kayıp kızın annesi.
Ortalıktan kaybolan küçük bir genç kız vardı. Henüz daha 16 yaşında olmasına rağmen,şehir eşkiyalarının eline düşmüştü. Henüz hâlâ genç kızdan bir haber yoktu. Saplantılı sevenleri yüzünden belkide şuanda ne hallerdeydi. Daha küçücüktü. Çok başarılı bir öğrenciydi. Çevre mühendisi hayalleri olan bir gençti.
"Şuan dile getirelecek bir bulgumuz yok. İnanın bizde sizin kadar genç kızımızı bulmayı istiyoruz. Bütün arama polisleri,köpekleri bie olmuş kızınızı arıyoruz."
Odasına geçince masanın başına oturup işlerini halletmeye,gerekli evraklara bakmaya başladı.
Daha ifadesini alması gereken çok fazla kişi vardı. Bunların hepsini bir anda halletmesi çok mühim meseleydi. Kapısı tıklatılınca "Gel!"nidası fırlattı ortaya.
Gelen kişi ile bir hayli şaşırdı. Derin ve yanında seri katil olan sanık vardı.
"Sayın savcım. Şimdi bizim zamanımız geldi. Müvekkilim her zaman kendi hakkını savunacak. Bundan gocunacağı birşeyi yok"dedi orta düzeyde olan bir ses ile.
"Geçin avukat hanım"dedi Mehmet.
******
"Evet sayın savcım. İfadeler yönünden müvekkilimin suçsuz olduğu ortaya çıkıyor! İddianamede bunuda düzenlerseniz sevinirim"
"Deliller gerçekten ama gerçekten çok güçlü. Ve bunlarda soruşturmanın tutuksuz olmasını devam ettirebilir. "Dedi Mehmet.
Mehmet,sürekli bu adama bakıyordu. Çünkü adam,gözlerini derinin bacaklarından ayırmıyordu. Sanki zevkle birşeyi izler gibi bakıyordu.
"Derin hanım.. Öncelikle herşey için teşekkür ederim. Rica etsem numaranızı alabilir miyim?" Mehmetin artık sinirleri tepesine gelmişti. Buradan kalkıp adama tepetaklak üzerine dalmak istiyordu.
"Öhm öhm.. Derin hanım nişanlı!"
"Aa,öyle mi? Fakat ben ortada bir yüzük göremiyorum savcım!"dedi adam.
"İllama,nişanlı gözükmek için yüzüğümüzün olması mı gerekiyor! Hem bir savcı ve avukatla nasıl konuşmanız gerektiğini öğrenmelisiniz. Yoksa bu yol nezarete kadar gider.."dedi Derin.
"Senin ile görüşeceğiz,mehmet"
"Ne diyorsun lan sen!"dedi Mehmet.
"Ulan utanmıyor musun elalemin kızına yavşamaya köpek!"diyip adamın yüzüne yumruklar atmaya başladı.
Derin bağırıyordu durması için. Hatta onu durdurmaya çalışıyordu fakat nafile oluyordu. Bu yüzden koridora çıkıp yardım istedi.
"Sayın savcım! Savcımm.. Ama durun ya!"dedi gelen polisler. Hatta bütün herkes neredeyse toplanmıştı buraya.
"Bu şerefsizi nezarete atın. Resmen avukatı taciz ediyor şerefsiz köpek!"dedi burnunu siler iken.
"Bunun bedelini ödeyeceksin savcı! Bunun bedelini en ağır şekilde ödeteceğim !"
Merhabaaa! Yeni bölüm geldi ama kısa geldi.. Öbür bölüm uzun olucak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahkeme
AksiHazim,özlem,şefkat,ciddiyet dörtlüsü bir araya geldi. Bambaşka bir aşk hikayesi yarattı. Belki de bu çiftin başına neler gelicekti? Mehmet,işinde ciddi bir savcıydı. Ataması konyada iken İzmir'e atandı. Bir de avukat Derin vardı işin içinde. Derin d...