Jisung
Felix ben seni kapının önünde bekliyorum tamam mı?
İletildi, 22.32Çıktığında beni bul lütfen
İletildi, 22.33Bak üzülme tamam mı eminim çok ağır bir ceza vermezler
İletildi, 22.40Neden bu kadar uzun sürdü ya?
Ben fark etmeden gittin ki yoksa?
İletildi, 22.47Felix
Beklemeseydin keşkeJisung
TANRIYA ŞÜKÜRÇıktın mı?
Neredesin?
Felix
Şimdi çıktımAma konuşmak istemiyorum
O yüzden lütfen git
Zaten yurda gitmen lazım saat 11 buçuk olacak
Geçen gün gitmediğin için seni ekstra kontrol ediyorlar biliyorum
Başın belaya girmesin
Jisung
Sorun değilGirsin yani
Benim yüzümden seninki belaya girdi zaten
Felix
JisungGit hadi
Jisung
Neredesin, yanına gelmek istiyorumFelix
Ben istemiyorumKötü hissediyorum kendimi
Jisung
Ne dediler?Felix
Çok kıxdılaeJisung
Felix kızarlar tabiiYani işleri bu amk
Ota boka kızıyorlar sıkma canını buna
Felix
AnlamıyorsynÇok da şaşırsılar
Yani bwnim böyle bir şey yapacağımı düşünmwmişler
Jisung
Yani doğrusu ben de düşünmedimAma bu demek değil ki yaptığın yanlış
Sonuçta onu güzelce uyardın başta
Söylemedin mi onlara da bunu
Felix
SçylwimSöyledim yani
Yazıyor..
Jisung
Ağlıyor musun sen?Sanırım buldum seni |
~~~
Felix dolmuş gözleriyle, elinde tuttuğu telefonda zar zor bir şeyler yazmaya çalışıyordu. Ancak fazlasıyla zorlanıyordu. Kendini çok kötü hissediyordu.. Elbette onun bir hatası olmadığını biliyordu ancak yurt görevlileri ve onu tanıyan diğer herkes tarafından böyle bir muamele görmek onu incitmişti. Hayatı boyunca hiçbir tatsız konuda adı geçmemişti ve azar yediğini de hatırlamıyordu. O her zaman temkinli olurdu.
Öyle olmak zorundaydı yoksa tırnaklarıyla kazıyarak geldiği bu okuldan tek hamlede atarlardı onu. Burslu öğrenci olduğu için gözünün yaşına kimse bakmazdı. Bu yüzden içinde ne kadar öfke, üzüntü, bıkkınlık birikirse biriksin susardı.
Şimdiyse neden bunu yapmadığını anlayamıyordu aslında. Tabiki kendini suçlamıyordu yaptığı, kendini ve arkadaşını savunmaktan öte değildi.
Zar zor yutkundu ve boğazındaki yanmayı yok etmeye çalıştı. Gözlerinde biriken yaşlar yüzünden bir yandan yürüyüp bir yandan mesaj yazmak fazlasıyla zor olduğundan olduğu yerde durdu ve bir ağaca yasandı. Amacı, Jisung'a iyi olduğunu yutturup yurduna gitmek ve mümkünse yatağının içinden çıkmamaktı.
Tam bu sırada birisi telefonunu ucundan tutup kendine çekti. Elleri bomboş kalan Felix bir süre öylece ellerine baksa da sonunda başını kaldırmayı akıl etmişti.
Karşısındaki, sıcacık gülümsemesiyle Han Jisung'dan başkası değildi
"Buldum seni." demişti halen gülümserken fakat birden yüzü düştü. Sonra endişeyle Felix'e eğildi. Çilli olanın çiziklerle dolmuş yüzüne dikkat kesildi.
"Felix-" diye başlamıştı söze ancak birden beline dolanan kollar ile duraksadı. Felix başını göğsüne saklayıp hıçkırmaya başladı. Jisung ne yapacağını bilemedi. Öyle ki elleri havada bekledi bir süre. Yukardan bakınca sadece sarı saçları gözüken bedene baktı ve sonunda bir elini sırtına bir elini de saçlarına götürüp okşadı.
Felix hissettiği dokunuşlarla daha da şiddetli hıçkırdı, "Jisung.." dedi yardım ister gibi.
"Hey.. Sorun yok Lix. Ağlayabilirsin, sorun yok." derken en narin şekilde okşadı sarı saçları Jisung. Kalbi sıkışır gibi olmuştu. Felix'i, meleğini, bu halde görmek onu hiç hissetmediği bir hisle karşı karşıya bırakmıştı. Can yakan, boğucu ve iğrenç bir histi bu. Felix iç çektikçe sanki Jisung'un kalbinde depremler oluyordu. Çilli yüzünde akan yaşları gördükçe içi parçalanıyordu.
Şimdi narin beden kolları arasında ağlarken düşündü
Felix hiç üzülmemeliydi, ağlamamalıydı ve Jisung bunların olmaması için elinden ne geliyorsa yapacaktı.
----
Ya sosyal medyada mükemmel yüzlü harika vücutlu insanları gördükçe kendime olan nefretim katlanıyor.. Böyle "mükemmel" insanların olduğu içerikleri engelleyemiyor muyuz akıl sağlığım tehlikede çünkü😅☹️☹️
Neyse
Felixe de abarttı falan demezsiniz umarım abartmadı aslında sadece alışık değil ya 🥺
Neyse öpüldünüz canımlarr 😽😽