kırmızı başlıklı kız

3.1K 391 365
                                    

keyifli okumalar dilerim❤️

BÖLÜM 11

suratımdan ikide bir ıslak bir şey geçerken araladım gözlerimi.

ne oluyor aq

gözlerimi açtığım gibi siyahlı beyazlı tüyleriyle bana bakan bir köpek vardı. dili de hala dışardaydı. sanki gözlerimi kapasam yeniden yalamaya başlayacak gibi.

adamı sapık sanarken köpeği sapık çıktı.

kalkıp yatak başlığına kafamı dayadım. gözlerim çok acıyordu saatlerce ağladığımdan.

köpeğin kafasını okşarken komodindeki saate takıldı gözlerim. "okul, okula geç kalacağım." diyerek aşağı indiğimde woo sung amerikan tarzı mutfakta kahvaltı türü bir şeyler hazırlıyordu.

dün geceyi özetleyecek olursam; her şeyi anlattım woo sung'a.

dün gece ilk alkol deneyimimi de yapmış bulundum. tek bi birayla kafayı buldum. şimdi hatırlıyorum da en son ben acıklı bir şarkı söylerken woo sung beni merdivenlerden sürüklüyordu.

tek kelimeyle r e z i l l i k

utana sıkıla yanına gittiğimde "oo uyandın mı? uyumak bilmedin her telden çaldın gece." dedi benim şarkı söyleyişimi taklit ederek.

"niye uyandırmadın hyung okula geç kalacağım. çilingirle uğraşırsam ilk derse bile yetişemeyeceğim."

"aman koy gitsin. çök jisung çök." dedi elindeki tavayla masaya otururken.

biraz fazla mı samimiydi?

bunu adama tüm aşk hikayesini anlatan sen mi diyorsun jisung?

"okul ikincisiyim ben devamsızlık yapamam!"

"ya şimdi gidip onunla aynı sınıfta mı durcan ya bırak bi gün kafa dinle." dedi elini savurarak.

"bana defter ve kalem ver okula gideyim."

saate baktı "ya ben de defter kalemden bol ne var? sen gel şu kahvaltıyı et götürcem ben seni."

sonra gülerek "paran mı var senin neyle gitçen okula? bildiğim kadarıyla insanlar bornozuna para koymuyor." dedi

sonuç olarak kahvaltıyı ettik hazırlandık falan hızlı bir şekilde.

"bak orda kardeşim bi ayakkabısını unutupta gitmiş sana bıraktı herhalde. medyum olmasından şüpheleniyordum emin oldum şimdi."

ben bir tane birayı bitirmeye çalışırken su içermiş gibi biraları götürmüştü ama nasıl hala enerjik olabiliyordu bilmiyorum.

evden çıkarken aynada kendime baktım. her sabah özenle giydiğim okul üstüm yerine biraz oversize duran kırmızı bir sweat ve gri bir eşofmanla daha çok sabah yürüyüşüne çıkıyor gibi duruyordum altımdaki converselerle. converseler yüksek tabanlıydı da eşofman paçalarım yerlerde sürünmüyordu.

woo sung'un akıllara zarar sürüşüyle okula geldiğimizde gerçekten yürümeyi yeğlerdim.

"sen araba kullanma hyung içim dışıma çıktı kusçam şimdi."

"alışkınsın sen bir şey olmaz."

güzel. dün tanıdığım yabancı bile bana laf sokuyor.

"ben gidiyorum." diyerek elimi kapıya attığımda
"dur.". dedi kolumu tutarak. "para vereyim sana."

"g-gerek yok hyung ben bizimkilerden alırım."

"ya bana utangaçlık yapma şimdi sen al bunu." dedi cüzdandan kart çıkartırken "gerçi bilmiyorum sizin okulda kart geçiyor mu?"

bu da benim Han'ım | minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin