kibarlık budalası

3.7K 400 398
                                    


BÖLÜM 8

jisung günlerdir tüm alışveriş sitelerini alt üst ettikten sonra istediği kombini yapabildi, rehber hocasının ayarladığı o tiyatro projesinde minho ile beraber pazar günü bir tiyatro izlemek için. baya özen gösterdi jisung minho ona baksın diye.

 baya özen gösterdi jisung minho ona baksın diye

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(temsili bir resim)

aynaya baktı jisung. yani gayet belli ediyordu değil mi kıvrımlarını? Takı kutusundan bir kolye seçti. beğenmişti kendini. uzun bir aradan sonra jisung kendini beğenmişti.

tüm hepsi tiyatro salonlarının olduğu yere giderken bir şey yemek isterler ama jisung istemez.
yedi ya kuşu doyuramayacak kadar bir kahvaltı ama felix her zamanki alaylı halinden sıyrılıp kalın sesiyle "otur şu masaya!" dedi.  yine mi kusacaktı jisung. burger ne kadar kilo aldırıyor kalorisi ne kadar bilmiyorlar mı?

yedi jisung burgeri.
 
herkes kendi izleyeceği tiyatronun olduğu salona grup şeklinde ayrıldığında jisung ve minho'da üzerinde"kibarlık budalası" yazan kapıdan içeri girdiler ve kendilerine ayrılan koltuğa oturdular.

geç kaldıkları için bir tuvalet kabinine kilitleyememişti kendini içindekileri çıkaramamıştı.

minho jisung sever diye ona mısır almak istedi. yahu çocuk yaşama tutunacak kadar yiyiyor!
o aptal kutunun içinde ne zamandan beri durduğu belli olmayan ne tür yağın kullanıldığı bilinmeyen bir mısırı yer mi?

öf ne anlar tiyatrodan jisung.

hayatında hiç tiyatro izlemedi bile ama sevmez işte. neden diye sor bilmez de. 

fakat kalkıp gitmek de istemiyor. yanındaki minho en büyük etkendi. sanırım iki buçuk senenin ardından ilk defa bu kadar yakınlar ki jisung birkaç kez aldığı o parfüm kokusunu aynı duyguyla alıyordu minho'dan. belki büyümesinden kaynaklı duyguları biraz daha olguncaydı ama yine de aptalca bir çok tarafı da barındırıyordu içinde. 

minho da en son bilmem kaç sene önce aldığı o çiçeksi parfüm kokusunu yeniden alırken fark etmeden yavaş yavaş yaklaşıyordu jisung'a.

minho birkaç hafta önce kıza, dibinde az kalmış parfüm şişesini uzattığında sinirlenmişti jisung'a.

o koku jisung ve jisung o kokuydu.

neden başkları o kokuyu taşıyacak!

bir türlü bulamamıştı o parfümü hiçbir yerde. kızdan parfüm şişesini alıp jisung'a götürürken görmüştü de markayı almıştı. ama aynı değildi sanki baksana! şu an daha bir hoş geliyor bu çiçeksi koku sanki.

neden daha güzeldi? jisung'un kendi kokusuyla harmanlandığı için mi daha güzeldi? yutkundu minho. avuç içleri terliyordu. parmak uçları karıncalaşıyordu ama bu sefer yıllar önceki gibi sadece sarılmak için değil.

bu da benim Han'ım | minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin