bu da benim Han'ım | minsung

bu da benim hanım

keyifli okumalarrrr

BÖLÜM 28

"sevgilim mi!?" diye bağırdı seungmin şokla.

"jeongin bayılsam abartı mı olur?"

"hyunjin hiç sırası değil aşkım."

"susun! ne oluyor burda? sen az önce minho'ya sevgilim mi dedin?"

"içeri geçin açıklayacağım." dedi jisung alnını stersle ovarak. yakalanmak isteyeceği en son şey bile değildi.

seungmin adeta sunucuya yumruk atan will smith edasında minho'ya doğru yürüdü ve soğuk bir bakış yollayıp koltuğa oturdu.

diğerleri de içeri geçerken çoğu şoktan konuşmayı unutmuş bile olabilirdi. kimse minho'nun gizli manitasının jisung olduğunu düşünmezdi sonuç olarak.

changbin'in işaret parmağı ikisi arasında giderken "siz sevgililerinizi mi aldatıyorsunuz?" diye sordu o sırada aralık kapıdan içeri woo sung girmişti. "gençler ne oluyor burda?" ortamdaki gergin hava bin metre öteden hissediliyordu.

"aha valla geldi." dedi stresten altına edecekken changbin.

"jisung anlat hemen. bir açıklama." seungmin gerçekten sinirliydi.

"ben anlatacağım."

seungmin sinirle gülüp ayağa kalktı "neyi anlaatacaksın jisung'u yeniden nasıl kandırdığını mı?"

"bi sik anlamıyorum şu an yemin ederim. ne demek oluyor bu?" diye sordu chan.

seungmin minho'yu göstererek "senin bu arkadaşın var ya jisung'a sürtük muamelesi yaptı." dedi.

jeongin minho'ya baktı. "doğru mu bu?"

"hayır! hayır hepsi bir yanlış anlaşılma."

felix minho'yu savunan jisung'a döndü. "jisung yapma lütfen her ne dediyse inandın mı söylediklerine? nasıl izin verirsin buna?"

az biraz olayı çözen woo sung, minho'nun yüzündeki üzüntüyü görmesiyle artık duruma müdahale etmesi gerektiğinin farkındaydı.

"gençler sakin olun ve minho'yu dinleyin tamam mı? pişman olmayalım sonra."

***

minho tüm ayrıntılarıyla her şeyi anlatırken hepsi onu dikkatle dinlemişti.

seungmin gidip minho'nun omzunu tuttu. minho dönüp "hayır seungmin bakma böyle. senin suçun değil. bir şey bilmiyordun ve beni yargılaman gayet normaldi. sana kırılmadım hiçbir zaman hatta jisung'u böyle korumana seviniyorum. çok güzel arakadaşları var." dedi gülümseyerek.

"neden anlatmadınız neden gizlediniz olan biteni?"

"sizi de katmak istemedik fikir her ne kadar jisung'tan çıksa da bu işin içinde hem jisung hem de woo sung hyungun olması beni yeterince geriyor zaten."

"saçmalama." dedi woo sung

"babanı gebertmek istiyorum." dedi sinirle seungmin ve minho'ya sarıldı. "bu zamana kadar bunları taşımak zor olmuştur."

"biraz." o da seungmin'e sarıldı. uzun zaman sonra arkadaşına sarılmak iyi gelmişti ve bu tür korumacı davranışlarını özlemişti.

"babanı sevmiyordum zaten, artık nefret ediyorum." dedi chan. babası minho'ya iyi davranmazdı ve onun kararlarına zerre önem vermezdi fakat böyle şeyler beklemiyordu. ne bir babaydı gözünde ne de bir avukat. adam her açıdan rezilin tekiydi.