bu da benim Han'ım | minsung

dostlardan gizli flört etmek

çok üst üste atıyorum önceki bölümleri okumuş olduğunuzdan emin olun atlamış olmayın. öptüm.❤️

bölümün başı aşırı derecede softuk, romantiklik ucundan da oynaşma içermektedir.

keyifli okumalar dilerimm🌸

yaramızı unutturup yarayı kapatan aşk, yaradan da derin - kalben 🧡

BÖLÜM 20

jisung kafasını yana eğip gülümseyerek elini minho'ya uzattı tüm heyecanıyla. yaşadığı anın gerçekliğinden şüphe etti bir an. minho'nun elini tutarsa emin olacaktı.

onları bu hale getiren o kişiye lanetler etti.

birbirlerini kırıp dökmek zorunda bıraktıran o kişiden tüm benliğiyle nefret etti.

günlerdir dönüp bakmadığı kalbinde çiçekler yeniden canlanmaya başlamıştı minho'nun gelmesiyle.

minho'nun gitmesine sebep olan o kişiden yine nefret etti.

o sırada çalan telefon susmuştu bile.

minho jisung'un belinde olmayan eliyle uzattığı elini tuttu. bizim minho da hala gerçekliği sorguluyordu. hiç olmayacağını düşündüğü yerdeydi şu an. jisung'un uzun zamandır boş boş baktığı ama şimdi gülümseyerek bakan gözlerine daldı. bu bakışları her bir zerresiyle özlemişti.  

"korkmuyor musun elini bana uzatırken jisung?" dedi minho elleri arasındaki ele muhtaç bir şekilde bakarken.

kafasını iki yana salladı jisung "bir tek sana elimi uzatırken korkmam şu saatten sonra."

"jisung bu çok riskli"

"beni istemiyor musun? ben seni çok istiyorum minho. ben yıllardır bunu istiyorum. tek istediğim bu benim."

"ben de çok istiyorum ama sana gelecek zara-" 

"beni öp minho. beni... o gün öptüğün gibi öp. seni hissetmeme izin ver."  

minho sadece kalbinin sesini dinlemek isterken dudaklarını karşısındaki bedenin pembeliklerine kapattı kendisine uzatılan eli tutarken. jisung dudaklarının üstünde yer edinen dolgunlukla titreyen göz kapaklarını anın getirisiyle kapattı

minho aldığı çiçeksi tatla derin bir nefes alırken jisungu kendine yaslayıp sıkıca sarıldı onları bir bütün hale getirerek. jisung parmak uçlarında yükselip kollarını minho'nun boynuna doladı daha rahat öpebilmek için. 

minho'nun her zerresi jisung'un tadıyla bulanırken sakince öpüyorlardı birbirlerini.

jisung hareketlenip ileriye doğru götürdü ikisini. koltuğa geldiklerinde minho'dan ayrılıp göğsünden itti ve oturmasını sağladı. minho ona heyecan ve istekle bakarken kucağına oturdu.  

"minho hala bana gerçek gelmiyor." deyip kafasını minho'nun boyun girintisine yerleştirerek sarıldı.

"sen bir de bana sor. bir daha yanımda, kucağımda olmayacağına o kadar inandırmıştım ki kendimi..." 

"ben çok kırılmıştım sana minho.. hiç duşünmediğim kişiden aldım darbeyi. konduramadım sana bir türlü o lafları. onların hayaletiyle geziyorum haftalardır" 

minho jisungun saçlarını okşayarak "sana tüm onları unutturacağım. hepsini unutacağız"

"unuttur onları bana minho." deyip bir öpücük çaldı dudaklarından

"yüzlerce kez onun boynuna atlayacak noktaya gelmedim mi karşımda böyle bir güzellik varken uzanıp onu kavrayamayacak olmanın insanı ne hale getirdiğini ancak yüce tanrı bilir" dedi minho jisung'un yanağını okşarken ve dudakları birbirlerine değerken.