make love

3.1K 280 319
                                    

bu bölümle cehennemi garantiledim. zaten garanti de lfpdofoskdkskdk. uyarı koyarım başlangıca, başında önemli bir şey oluyor bölümün.

keyifli okumalar❤️

BÖLÜM 22

"chan geldi kapıda. çıkıyorum." içindeki adrenalini bastırmaya çalışırken babasına haber vermek amaçlı konuştu.

babalık yine işten geç geldiği ve o geleseye kadar minho bir yere gidemediği için (çünkü aptal babalık chan'ı bizzat görmeliydi.) düşünülen saatten biraz daha geç hareket edeceklerdi ama sorun çıkacağını sanmıyorlardı..

dışardan chan'ın motorunun sesi gelirken minho'nun gözü portmantoda duran anahtar ve babası arasında gidip geliyordu stresli bir şekilde.

"bu ay içerisinde ikinciye gidiyorsun onlara. dışarda gördüğün yetmiyor mu? evin yokmuş gibi davranmayı kes!" dedi babalık elindeki su bardağını ağzına götürmeden önce.

minho, babası arkası dönük olsa da adamın üzerindeki kurduğu gerginlik o kadar fazlaydı ki anahtara uzanan elleri titriyordu.

"uyarını dikkate alacağım." derken hedeflediği anahtarı alıp cebine attı ve kapıyı açıp çıktı.

koşarak chan'ın yanına gittiğinde chan ona bir tane kask uzattı. "minho neler karıştırıyorsun?" dedi anlamaz gözlerle.

"bir şey karıştırdığım yok. sadece o kişiyle birlikte olacağım sabah kadar." sabah anahtarı geri bırakmak için dönmesi gerekiyordu babasına fark ettirmeden.

"hadi bee" dedi gülerek chan "ilk defa biriyle bir gece geçireceksin, kendini evleneceğin kişiye sakladığını düşünüyordum."

minho kaskı takıp motora bindiğinde yüzündeki aptal gülümsemeyle "evlenmek... boşversene onunla yaşlansam yeter." dedi.

chan motoru sürmeye başladığımda "şimdi kim olduğunu daha da çok merak ediyorum!" diye bağırdı motor sesinden dolayı sesini duyurabilmek için.

"biraz daha zamanı var!"

eğer aralarındaki ilişkiyi öğrenirlerse ikisinin üzerine daha fazla düşerlerdi ve yaptıkları planları fark edebilirlerdi. büyük ihtimalle fark ettiklerinde kendileri de dahil olmak isteyecek ve bizim ekip kabul etmediğinde kırılacaklardı onlara ama bizim ekibin amacı bu işi kendileri bitirmek. en temiz bir şekilde kendileri halletmek ve tüm intikamı almak istiyorlardı.

chan'ın omzunu dürtüp elini öne doğru chan görecek şekilde uzatıp rastgele bir yer gösterdi "beni burda indir."

"hay hay efendim." chan kenara çekip motoru durdurdu. minho kaskı çıkarırken "yenge buralarda oturuyor he?" diye sordu takılma amaçlı minho'ya.

minho güldü sadece. "hadi git artık. teşekkür ederim."

chan asker selamı verir gibi elini alnına götürüp sonra elini alnından uzaklaştırarak "iyi eğlencelerrr." dedi ve motorun üzerinde uzaklaşmaya başladı.

minho bir süre taksiyi bekledikten sonra çağırdığı taksi gelince jisung'un adresini verdi. yolda giderken cebinden babasından kaçırdığı anahtarı çıkardı ve işaret parmağına takıp göz hizasına kaldırdı. anahtarı sallerken "heyecandan altıma edecektim seni almaya çalışırken. umarım yokluğunu fark etmez."

jisung taksinin tam önünde durmasıyla hemen taksiye bindi. "selam"

"selam" dedi jisung gülümseyerek

"abi devam edelim." taksi şoförü kafasını sallayıp asıl gitmeleri gereken yere doğru yola koyuldu.

minho jisung'un elinde tuttuğu poşeti gördü. "ne var poşette?"

bu da benim Han'ım | minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin