Yanından geçtim ve ilerledim parka doğru. Geldiğimde yine her zamanki gibi park ağzına kadar doluydu. Çocuğunu gezdireninden tut spor yapan teyzelere kadar, herkes buradaydı neredeyse.
Cemre: Geldim ben
Cemre: Ne yapacağım?
Anonim Bey: Dur lan göremedim seni
Anonim Bey: Hah gördüm
Anonim Bey: Tamam
Anonim Bey: Şimdi az ilerle ve şu kuş yuvasının asılı olduğu ağacın içinde bir kutu var, al onu oradan.
Telefon açıkken ilerledim. Ağacın dallarına bakıyordum kuş yuvası var mı diye. Heh oradaydı. Ağacın yanına gittim, ağaç içine doğru göçmüştü, oraya koymuştu küçük kutuyu, görünüyordu. Yüzümde bir gülümseme oluştuğunda telefonu elime aldım.
Cemre: Görüyor musun beni?
Anonim Bey: Evet :)
Cemre: Açayım mı?
Anonim Bey: Aç bakalım..
Elimdeki küçük kutuyu açtığımda içinden küçük küçük papatyalar çıktı. Yüzümdeki gülümseme büyürken açık olan telefonuma mesaj geldi tekrar.
Anonim Bey: Dikkat et dökme onları
Anonim Bey: Biraz karıştır bir şey daha var içinde
Elimdeki kutunun içindeki papatyaları dökmeden ilerledim. Masası olan banka oturup biraz karıştırdım ve elime bir şey değince içinden çıkardım onu. Masaya düşen küçük papatyaları tekrar kutunun içine koyup elimdekine baktım. Papatyalı bileklik vardı, bu da papatyalıydı. Neydi bu çocuğun papatya aşkı.
——————————————————————————
-Böööyle bir bileklik-
——————————————————————————Bileğime taktım, yüzümdeki gülümsemeyle bileğime bakarken tekrar mesaj düştü.
Anonim Bey: Yakıştı..
Anonim Bey: Çok yakıştı hatta
Anonim Bey: Çok çok çok yakıştı
Cemre: Tamam fsmkwöspdkjsjc
Cemre: Teşekkür ederim ama gerek yoktu
Anonim Bey: Bu daha hiçbir şey
Anonim Bey: Ben sana daha neler neler alacağım
Anonim Bey: :)
Cemre: Saçmalama yaaa
Cemre: Saklayamam ben böyle değerli şeyleri
Cemre: Valla bak
Cemre: Kaybederim, üzülürsün sonra
Anonim Bey: Olsun
Anonim Bey: O anki mutluluğunu görmek yeter bana
🤍🦕
"Kahvaltı yapacak zamanım yok, geç kaldım!" eğilmiş ayakkabılarımı giyerken annem yanıma gelip cebime atıştırmalık çikolataları sıkıştırdı. Yanaklarından öpüp çıktım evden. Sadece 10 dakikada hazırlanabilmek benim için yeni bir işe imza atmanın verdiği gurur gibiydi. 1 saatte evden çıkamayan Cemre, sadece 10 dakikada hazırlanıp çıkmıştı evden. Mükemmello!
Kaldırımdan ilerlerken karşı kaldırımda Deniz'i gördüm. Elindeki elmayı ısırarak yerdeki taşlara vuruyordu. Elmasından ısırık alıp kafasını kaldırdığında göz göze geldik. Gülümseyip el salladım, o da bana el salladı. Karşıdan karşıya geçip yanına gittim. "Günaydın." dedi ağzındaki elmasını yerken. "Günaydınn." Birlikte ilerlemeye başladık. İlk ders 20 dakika önce başlamıştı fakat biz umurumuzda değilmiş gibi ağır ağır ilerliyorduk.
"Geç kaldın?" dedi bana bakarak.
"Gece geç yatmışım, film izlerken uyuyakalmışım." Kafasını salladı. Morali mi bozuktu çözememiştim, öyle sadece elmasını yiyordu yanımda. "Sende geç kaldın?" kafasını salladı. "Evde elma yokmuş, elma aradım manavda." Öylesine isteyerek yiyordu ki görenler aşerdiğini falan zannedecekti. Güldüm. Bir süre hiç konuşmadan ilerledik.
O elmasını yiyordu ben ellerim cebimde boş boş yola bakarken ilerliyordum öyle. "Sohbetine de doyum olmuyor." diye mırıldandım ellerim cebimde ilerlerken.
"Ne diyeyim ki?" Ona baktığımda o da bana çevirdi bakışlarını. "Elma?" dedi elindekini göstererek. "Yani eğer tiksinmezsen." gülerek baktım ona. "Bir insan sabah neden elma yer ki?" omuzlarını silkti. "Can sıkıntısı." Bileğinden tuttum ve elmadan bir ısırık alıp çekildim. Yüzümü ekşittiğimde güldü. "Ekşiymiş yaa!"
Güle güle geldik okula, ikinci derse girip oturdum sırama. Burnuma dokundum, havanın sıcak olmasına rağmen burnum buz gibiydi. Hasta olmak istemiyoruum! Ofladım. Genellikle hasta olacağım zaman ya çok halsiz oluyordum ya da burnum kızarıyordu. Ofladım sıkıntıyla, ofladıkça ofladım..
•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim | Texting
Teen Fiction"Evlensene benimle." Geri çekilip şaşkınca baktım ona. "Ne?" Kafasını salladı. "Evlen kızım benimle, çok seviyorum ben seni." Şaşkın şaşkın ona bakarken gülüyordum. "Ciddi misin sen?" Ellerimden tuttu. "Fazlasıyla..."