2.6

935 38 13
                                    

Ağır ağır araladım gözlerimi. Sanırım hayatımın en kötü gününe uyanmıştım. Gerçi uyuduğum söylenemez de...Soluduğum yumuşak koku ne kadar bedenimi mayıştırsa da uyumak istemiyordum. Gözlerimi netleştirip baktığımda yine beraber uyuyorduk. Bu koku ona aitti... Gece beni oradan kaldırıp parka götürmüştü. Orada olan biten her şeyi anlatmıştım. Ben senin yanındayım demişti. Gerçekten içten demişti, hissediyordum kötü günlerimde yanımda olacağına... Sonra beni evine getirdi, ne olduğunu hatırlamıyorum, ne zaman uyuduğumu bile hatırlamıyorum. Tek hatırladığım onun koltukta uyuduğuydu... Şu an kollarının arasına nasıl geldiğimi düşünüyordum. Daha doğrusu o mu bana gelmişti ben mi ona gitmiştim bilmiyordum. Pek de umrumda değildi açıkçası.

——————————————————————————

——————————————————————————

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

——————————————————————————

Gözlerimi kapattığım an yanağıma doğru bir yaş süzüldü. Burnuna değen dudaklarımı yavaşça bastırıp çektiğimde burnumu çektim. Alnımı alnına yaslayıp elimi yanağına koydum. Baş parmağımla seviyordum yeni yeni çıkan sakallarını. İçimde ona karşı hislerimi netleştiremiyordum. Onu gerçekten seviyordum ama aşık mıydım bilmiyordum. Onunla konuşmak, mesajlaşmak mutlu hissettiriyordu. Bir yandan bunları düşünürken diğer yandan da Özgür'e ihanet ettiğimi düşünüyordum. Bunca yıl beni sevip açılmaya korkan çocuk, şimdi beni başkasının kollarında uyurken görse ne tepki verirdi...

Elimi ensesine götürüp sabitlediğimde kapattım gözlerimi. Duygularım karmakarışıktı, şu an ne düşüneceğimi bile bilmiyordum. Ağlamalı mı, gülmeli miydim bilmiyordum...

15-20 dakika sonra

"Uyuyor mu hala?" dedi annesi. Deniz kafasını salladı. "Nefes alıyor değil mi?" annesi merakla sorarken Deniz "Evet." diyerek cevap verdi. "Uyandır da kahvaltı yapalım oğlum, soğumasın yemekler." "Tamam anne." dedi Deniz kafasını kaldırarak. Annesi kapıyı kapatıp çıktığında tekrar koydu kafasını. Korkarak parmağını değdirdi elime sonrasında kavrayıp kaldırdı soluyarak öptü avucumu. Elimi bırakıp üzerimi örttü ve kalktı. Odadan çıktığında zorla tuttuğum gözyaşlarım anında dökülmeye başlamıştı.

Ağlamak istemiyorum, ağlamak istemiyorum... Gözlerimi silip burnumu çektim. Ağlamak yok Cemre, ağlamak yok. Yaşadığın şeyler yüzünden ağlamak yok!

Yorganı üzerimden çekip kalktım yataktan. Kapıya doğru ilerlerken kapı açılmıştı. Kafamı kaldırdığımda "Günaydın." dedi Deniz gülümseyerek. "Günaydın, lavaboya girebilir miyim?" Kafasını salladı. "Tabii, hemen şurada." dedi eliyle göstererek. Kafamı sallayıp ilerledim. İşlerimi hallettikten sonra ellerimi yıkarken ağlamaktan gözlerimin şiştiğini görmüştüm.

Gerçekten 17 yıldır tanımadığım iki insanın evinde yaşıyordum. Bu yaşıma kadar anne dediğim kadına da üzülüyordum bir şerefsizle evlendiği için. Dün gece o kadar çok konuşmuştuk ki artık ne olduğuma değil ne olacağımı düşünmek istiyordum. Ben kocaman bir yerde tek başıma ne yapacaktım?..





Bayramınız mübarek olsuunn 🫶🏻❤️‍🔥💋

Anonim | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin