Gülerek kapıyı açıp çıktım çıktığım an sert bir bedene çarpmamla "Uppss.." deyip kaldım olduğum yerde. Elindeki telefonu cebine koyduğunda ellerimi belimde birleştirip kafamı kaldırdım. Gözlerimi kırpıştırdığımda gözlerini hafiften kısıp baktı bana. Gelen hapşırıkla kafamı yana eğip hapşırdım."Çok yaşa..." Kıkırdamaya başladığında burnumu kaşıyarak döndüm ona. "Hep beraber." Gülerek gözlerime bakarken kafasını eğdi elini kaldırdığında bende kafamı eğip baktım baktığı yere. "Bunu unutmuşsun aşağıda." Gülümsedim, parmakları arasından açtığım avucumun içine koyunca elimi kapatıp baktım tekrardan ona. "Teşekkür ederim." Gülümsememle gülümsedi. "Teşekkür mü edersin?"
Mırıldanarak güldüğümde sebepsizce yanaklarımın yandığını hissettim. Gözlerimi gözlerine değdirmemek için her yere bakmıştım. Çünkü biliyordum yine aynı şekilde bakıyordu! "Ben su almaya gidecektim." "Berke hepsini odaya götürdü." Dedi cümlemin bittiği an devam ederek. Yutkundum. "O zaman bir anneme bakayım." Dedim yanından geçerken.
Kalbim ağzımda atıyordu. Az önce Özgür'le yüz yüze gelsek ne olurdu diye düşünürken şimdi sadece bakışlarıyla kalbimin ritmini değiştiren bir çocuk vardı karşımda. Ben mi bu aralar çok utangaç olmuştum yoksa onların söylediği şeyler mi çok hoşuma gidiyordu anlamıyordum. Heyecandan ayağım kayıp düşecekken tutundum duvara ki benden önce hemen arkamdaki Deniz karnımdan tutmuştu.
"Dikkatli ol." Dedi nefesi boynuma çarparken. Kendimi toparlayıp kafamı salladım. "Hıhı..." Duvara tutunarak indim aşağıya arkama bakmadan kendimi salona atınca annem şaşkın gözlerle bakıyordu bana. "Ne oldu kızım yüzüne?" Masanın üzerindeki sürahiye giderken çığlık atmamak için zor duruyordum. "Bir şey olmadı." Annem yanıma gelip yüzümü avuçladı. "Yanakların kıpkırmızı!" İki su dolu bardağı içip masaya bıraktığımda anneme döndüm. "Berke bir şey izletti de, korktum biraz ondan şey olmuştur." Zorla annemi inandırdıktan sonra yukarı odaya çıkıp oturdum yanlarına.
"Yüzüğün kutusu nerede?" Berke masanın üzerindeki kutuyu bana attığında elimdeki kağıdı içine koyup çekmeceye koydum. "Ya abi." Dedi koltukta oturan Deniz ve devam etti. "Bir kız var, sürekli mesaj atıyor omzundaki yılan dövmeyi at diye. Belki 50 hesaptan yazmıştır, hepsini engelledim ama bıkmadan yenisini açıp hala fotoğraf atmamı söylüyor." Kaşlarımı çattım. "Senin yılan dövmen mi var?" Berke dediğim şeye kahkaha attığında ne gülüyon dercesine kafamı salladım.
"Öyle bi sordun ki sanki sende bundan var mı dercesineydi?." Deniz yandan yandan gülerken ikisine de bakıyordum anlamsızca. "Ne sandın kızım." Az önce görüntülü konuşurken hiç fark etmemiştim dövmesini. "Bakayım ben de." Kafasını salladı. "Yoo?" Dedi umursamazca. "Neden?" Diye sorduğumda "Keyfim ve kahyası öyle istiyor." dedi. "Var yaa aşırı güzel görünüyor." dedi Berke oradan. Omuzlarımı silktim. "Merak etmiyorum zaten." Kalktım Deniz'in yanına giderken ikisi bakışıp gülüşüyorlardı.
"Nerede? Sırtında mı?" Kollarından tutup öne çektim sweatinin üstünden sırtını açıp baktığımda yoktu. "Taciz ediliyorum şu an." Gülerek söylediği şeye önüne geçip omuzlarını açtım. "Vaaavvv.." Dövmeyi takip edip omuzlarının arkasına doğru açtığımda sanırım biraz çok çekmiştim sweati ki kendini tutamayıp geriye düştü. Bende onunla birlikte üzerine düştüm. "Ah!" Dedi üzerine düşünce. Kafamı kaldırıp ona çatık kaşlarımla baktığımda gülüyordu. "Sweatini çıkarsan düşmeyecektik!" Kaşlarını kaldırdı. "Ohohohh!" Kafasını kaldırıp gülünce kafamı tekrar göğsüne koyup baktım Berke'ye doğru.
"Yine ben suçluyum yani?" Kafamı kaldırıp baktım ona. Sırıtarak bakıyordu. Kalktım bacaklarının arasına oturdum. "Bir de ben mi suçlu olacağım? O kadar şeyi üstlenmişim bir de suçlu mu olacağım!" Berke'ye baktı hala ona bakıyorken. Ciddileşip dikleşti, gözlerime baktı ve yüzümü avuçladı. "İyi misin sen?" Gözlerim dolduğunda eğdim kafamı. Şu an ne olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Neden ağladığımı, neden bağırdığımı bilmiyordum. Sanırım hasta olunca tüm duygularımın ayarlarıyla oynuyorlardı.
"Lan neden ağlıyorsun?" Yüzümdeki elleriyle şaka mı yapıyorsun der gibi bakarken sarıldım ona. "Ben çok çirkinim." Hala olayı kavrayamayarak güldü ve ciddi bir şekilde konuştu. "Saçmalama Cemre, nereden çıktı şimdi bu?" Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum hiçbir sebep yokken. Regl günlerimi bu yüzden sevmiyordum. İstemsizce ağlamak geliyordu, her an içimden bir canavar çıkacakmış gibi oluyordu. Ve bunları kontrol edemiyordum.
"Boşver arada giriyor ona böyle. Hasta sanırım." Son cümlesini sessizce söylerken cipsini yemeğe devam ediyordu. Deniz'den ayrıldım burnumu çekip Berke'ye baktığımda kolasını yudumluyordu. "Pislik!" Dedim yastığı ona atarken. Deniz şaşkın şaşkın yüzüme bakarken ellerimle yüzümü kapattım. "Ağlayınca da çok çirkin oluyorum, bakma öyle." Koltuğun kenarına gittim dizlerimi kendime çekip kafamı dizlerime yasladım. Her ay şu 7-8 günden nefret ediyordum. "Dalga geçiyor değil mi?" Dedi Deniz hala şaşkınlıkla. Berke kafasını sallayınca Deniz ayağa kalkıp beni de ayağa kaldırdı.
"Gel pencereye gidelim, temiz nefes alırsın." Kafamı salladım. "Hayır, o pencere olmaz." Gözlerimi ona kaldırdığımda anlamsız ifadeyle bakıyordu. "Başka pencere yok Cemre." Kafamı iki yana salladım. "Hayır istemiyorum." Dudaklarını birbirine bastırıp baktı etrafa. "Pekii.." dedi. Sürahiden su doldurdu ve içirdi bana. Bardağı koyup geldi ve baktı gözlerime. "İyi misin biraz daha?" Kafamı salladım. "Hıhı..."
•
Kalpsss kallpsss 💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim | Texting
Teen Fiction"Evlensene benimle." Geri çekilip şaşkınca baktım ona. "Ne?" Kafasını salladı. "Evlen kızım benimle, çok seviyorum ben seni." Şaşkın şaşkın ona bakarken gülüyordum. "Ciddi misin sen?" Ellerimden tuttu. "Fazlasıyla..."