3.3

1K 36 9
                                    

Birlikte çıktığımızda parmaklarını parmaklarıma geçirip gülümsedi. "Yakışmış." dedi bileğime bakarak. Kafamı eğip baktığımda ne zaman taktığımı bilmediğim ÖDC yazılı bilekliğine demişti. "Söylemesen fark etmeyecektim." Çıkarmak için elimi uzattığımda tuttuğu elimi çekti. "Hayır, kalsın."

"Ooooooo!" Berke bağırarak yanımıza geldiğinde ellerimize bakıyordu. Yanaklarımın yandığını hissettiğimde gülüyordum. Bir dakika utanmış mıydım! "Hayırlı olsun gençler!" Öyle bir bağırıyordu ki sanki cumhurbaşkanı istifa etmişti.

"Utandırıyorsunuz ama!" Deniz önüme geçip kafamı göğsüme yasladığında gülerek tutundum kollarına. Başım tam kalbinin hizasına denk geliyordu. "Iı Cemre..." İsmimin seslenildiğini duyunca Deniz önümden çekilmişti. Mete gözlerini kaçırarak konuşuyordu. "Ben gidiyorum da haber vermek istedim." Kafamı salladım.

"Tamam, görüşürüz." Deniz'e bakarak "Görüşürüz." deyip gitti.

"Eee sevgili misiniz?" Oradan çıkarken Berke'nin soruları bitmiyordu ve ilk defa mantıklı bir soru sormuştu. Kafamı eğdiğimde ikisinin ortasındaydım ve ikimizden de ses çıkmıyordu. "Heyy?" Kafamı kaldırıp baktım Berke'ye. Garip hissetmiştim bir an. Onca zamandır konuştuğum kişi aslında aşık olduğum kişiydi ve şu an hem anonimimi bulmuştum hem de sanırım sevdiğim kişiye açılabilmiştim.

"Evet." dedi Deniz elini belime sararken. Kafamı eğmiş ağzım kulaklarıma varıyorken saçımı kulağımın arkasına koydum. Tamam sakiniz, bir şey yok... "Bakma öyle..." Sessizce söylediğim şeye güldü. "Nasıl bakmayayım?"

Gözlerim kaldırım taşlarındayken o eğilmiş bana bakıyordu. Çok yakın olduğumuzdan ister istemez değişik hissediyordum. "Öyle işte." Gülerek saçlarımdan öptü ve beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Ben de ona sarıldığımda yürüyorduk bir yandan. "Ağzını yüzünü yiyeceğim." Ben kıkırdarken o piyangodan yüksek miktar para çıkmış gibi aşırı mutlu görünüyordu. Gerçekten gözlerinden okunuyordu mutluluğu...

🍀🫶🏻

"Gittim beeen!" Annem arkadaşlarıyla otururken kapıyı kapatıp çıktım evden. Saat tam 20.00'dı ve sokakta kaykayını sürerek bekliyordu beni. Koşarak gittim yanına altındaki siyah, bacakları cepli olan bol pantolon ve üzerindeki beyaz tişörtüyle çok hoş görünüyordu. Kaykaydan indi kaşlarını çatarak yanıma geldi. "Tayt mı bu?" Kafamı salladım. "Neye benziyor Deniz Bey?"

Dizlerime gelen taytın üzerine uzun beyaz tişört giymiştim çatık kaşlarıyla bakıyordu. "Pozitif olalım lütfen biraz, bak daha basketbol öğreneceğim." Yerdeki kaykaya bindiğimde ellerini karın boşluğuma koydu.

"Heey bu hemen sürülecek bir şey değil. Düşeceksin." Ellerine tutundum. "Kaçır beni beyaz atınla prensim." Gülerek beni indirdi ve eline aldı kaykayı. "Tek isteğiniz bu olsun prenses..." Esen rüzgarla savrulan saçlarımın arasından öptü boynumu upuzuun, ve ilerlemeye başladı.

"İkimiz binemiyor muyuz yaa!" Önümde ama ağır ağır sürerken "Düşmeye razıysan binelim." dedi. Bileğinden tuttuğumda inip kaykayı eline aldı. "Evet ama burada değil."

Birlikte basketbol sahasına geldiğimizde kaykayı bana doğru itti. Üzerine çıktım sahanın etrafında dönüp tekrar ona gelirken kollarını bağlamış duruyordu. "Durdur beni, duramıyorum!" Ona doğru gelirken elleri belimi sarıp kucakladı. Kaykay giderken refleksle omuzlarına tutundum. "Vaayy." dedi gülümseyerek. "Sürüyorum ama duramıyorum ki." Bacaklarımı beline sardığımda sırtını tellere yaslayıp oturdu. Kucağında otururken gülümseyerek bakıyordu gözlerime.

"Ya bakma öyle işte..." Kafamı boynuna sakladığımda gülmeye başladı. "Nasıl bakıyorum?" Gülerek elleri belimi sarınca ofladım. "Böyle çok değişik bakıyorsun, anlatamam ki." Sıkıca sarılıp elini saçlarıma koydu ve sevdi.

Kafamı kaldırıp ona bakmadan çevirdim. "Kalk hadi basketbol öğreteceksin bana." Kalktım kucağından ellerini bana uzattığında tuttum ve kaldırdım yerden.

💗🧚🏻‍♂️

Topu elinden alıp sektirerek potaya doğru ilerlerken arkamdan gelip aldı topu. Potaya atmak için giderken önüne geçtim, atmaması için zıplarken topu attı ve geçirdi. Gülerek kafasını eğdiğinde burnumdan öpüp çekildi. "Senin boyun uzun bi kere?" Omuzlarımı silktim topa ilerlerken konuşuyordu. "Genlerden kaynaklı güzelim." "Bana ne." Ona döndüğümde gülüyordu. Kaşlarımı çatıp topu attım. "Sıkıldım, şu yaptığın zıplama şeyini öğret şimdi." Güldü. "Yarım saat arayla değiştiriyoruz bakıyorum da." Kafamı salladım. Kaykayı önüne aldığında kollarına tutundum. "Ben kaykayı çevireceğim sen zıplayacaksın, tamam mı?" Kafamı salladığımda tutundum kollarına, o da benim kollarıma tutundu.

Birkaç defa denedik tam üzerinde duracakken kayıyordum. O da gülüyordu pişkin pişkin. "Deniz döndüremiyorsun, dövücem seni!" Sinirle bağırdığımda kahkahalar atıyordu. "Sen tutturamıyor olabilir misin?" Kaşlarımı çatıp tekrar zıpladım, tam kaykayın üzerine çıktığım an kayıp gitmişti. Düşecekken tuttu gülerek. "Offff!"

En sonunda düz bir şekilde durabildiğimde kollarımı kaldırdım. "Yaptıımmm!" Gülerek sarıldım ona, o da bana sarıldı. "Sende çok büyük ışık gördüm, yapacaksın." Gülerek kaldırdım kafamı. "Ne demezsin!"




asklarim yaaaa 💙💙

Anonim | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin