1.8

1K 36 12
                                    

"Cemre." Dedi yanımdan gelen ses. Gözlerimi Deniz'in gözlerinden ayırıp çevirdim. Mete elindeki kitaplarla bakıyordu bana. Oflayıp eğdim kafamı. Onu tamamen unutmuştum... "Gidecek miyiz?" Kafamı kaldırıp saçlarımı omuzlarımın arkasına attım, boğazımı temizleyip kafamı salladım. "Evet." Gülümsedi. "Hadi." Eliyle bana yol verdiğinde Denizlere dönüp el salladım. İlerleyeceğim an Deniz kolumdan tutup yaklaştı ve kulağıma eğildi. "Ters bir hareketi olursa ya da seni rahatsız ederse mesaj at bana halledelim." Gözlerimi gözlerine çevirdiğimde o çocuğa bakıyordu sinirle.

"Tamam, tamam!" Ortamdaki gerginliği azaltmak için bağırdığımda Deniz'e kafamı salladım. "Görüşürüz.." El sallayıp Mete'nin yanına gittim, birlikte ilerlemeye başladık.

🐳🖤

Derin nefes verip arkama yaslandığımda ona bakıyordum anlamış olması için. Neredeyse tüm konuyu baştan sona anlatmıştım, lütfen anlamış olsun. "Aaa kolaymış!" Rahatlıkla nefesimi tekrardan verince soruları çözmeye başlamıştı. Çantamdan su çıkarıp içtim. Gerçekten birine konu anlatmak ne kadar zormuş ya.

💕🦩

"Görüşürüz." Çantamı alıp kalktım yanından. Telefonumu çantamdan çıkarıp Özgür'den mesaj var mı diye baktım ama canım anonimciğim beni çok sevdiği için tek bir mesaj bile atmamıştı.

Arama tuşuna basıp kulağıma götürdüm telefonu. Böyle giderse ne zaman mesaj atacağı belli olmayacaktı. Trip atıyordu ki haklıydı zaten. Bana yalan söyleyecek olsa neden yazsın ki? Telefon açıldığında şaşkınlıkla olduğum yerde kaldım. Açmaz diye düşünüyordum ama o açmıştı. Telefonuma gelen mesaj ile kulağımdan ayırıp baktım mesaja.

Özgür: Yolun ortasında dikiliyorsun

Özgür: Yürüsene

Özgür: Araba çarpacak

Sağıma soluma baktığımda gerçekten yolun ortasında olduğumu yeni fark etmiştim. Karşı kaldırıma geçtim. "Merhaba?" Dedim sadece. Telefonuma tekrar mesaj gelince kulağımdan çekip baktım mesaja.

Özgür: Merhaba.

Gülümseyip tekrar kulağıma doğrultum. "Böyle mi konuşacağız?"

Özgür: Evet

"Pekii, o zaman kulaklığımı çıkarayım zor olacak böyle.." Cebimden kulaklığımı çıkarıp taktım ve ilerlemeye devam ettim. "Küs müyüz?"

Özgür: Sanırım

Ofladım. Gerçekten birini üzmek, hele ki benim yüzümden üzülmesi en son isteyeceğim şey bile değildi. "Özür dilerim... Bak ben neredeyse herkese sordum. Ama kimse özgür isimli birini tanımadıklarını söylediler. Sınıf defterinden bakacaktım, boşko sonofton oldogomdon bokomozmoşom"

Özgür: Tipe bak

Özgür: Salak

"Salak?" Dedim gülerek. "Bende buna alınayım karşılıklı tripleşelim, olur mu?"

Özgür: Senin bana trip atma hakkın yok

Özgür: Hem ben trip atmıyorum

Özgür: Konuşmuyordum seninle, zorla aradığın için açtım

"Aaaa..." Güldüğümde güldüğünü duydum. Sessizce gülmüştü...

"Beni görüyor musun şu an?"

Özgür: Ben seni her zaman görürüm

Güldüm. "Nesin sen, medyum falan mı?"

Özgür: Medyumdan fazlası

Bir süre sessizlik oluştu, o yazmadı, ben konuşmadım...

Özgür: Ee neden aradın?

"Aramıyım mı?"

Özgür: Bilmem

"Barışalım, bir daha aramayacağım."

Özgür: Yo?

"Küs mü kalalım?"

Özgür: Hayır

"Trip mi atacaksın?"

Özgür: Evet

"Peki." Kaldırımın üzerinde, kuyruğuyla patilerini ısıtmaya çalışan kedinin yanına oturdum. "Kedi buldum."

Özgür: Ben de buldum

Özgür: Ama daha bana güveni tam değil

Özgür: Yalan söylediğimi düşünüyor hala

Beni kast ediyordu değil mi? "Ya hayır. Sana güveniyorum, gerçekten. Kaç defa özür diledim hiçbir mesajıma bakmadın."

Yine uzun bir sessizlik...

"Hem kedilerin de sevilmeye ihtiyacı var..." Kedinin yanından kalkıp üzerimi silktim ve ilerlemeye devam ettim.

Özgür: Hmmm

Özgür: Barışayım mı yani kedimle?
(Kediyi yanlış anlamayın lütfen ŞSLQMDPWMSOCKXPQLZ)

"Hıhı.. Barışın bence."

Özgür: Tamam

Özgür: Barışayım bari

"Trip de atmayacaksın."

Özgür: Trip de atmayacağım

Gülümsedim. Telefonum titremeye başladığında ekrana baktım annem arıyordu. "Annem arıyor kapatıyorum, görüşürüz..."

Özgür: Görüşelim :)

Telefonu açarken yukardan düşen mesajla gülüp kulağıma götürdüm. "Efendim anne, arkadaşımla konuşuyordum, bir şeye gülmedim! geliyorum, sokağı döndüm, tamaam!" Telefonu kapattım ve kulaklığı çıkarıp cebime koydum. Elinde olsa günde kaç kelime kurup o kelimeleri kimlere söylediğimi araştıracaktı. Manyak bir annem vardı evet ama bir o kadar da beni çok seven bir anneydi. Tabi ben de onu. Bahçe kapısının önünde, yerde yatan beyaz gri tüylü kedinin önünde o günkü pencerenin önüne koyduğu kutu gibi bir kutu vardı. Ama bu sefer sarı siyahlıydı.. Gülerek eğildim kedinin başından öpüp sevdim ve kutuyu çantama atıp girdim bahçeye. Annem görürse bir ton soru soracağı için işimi garantiye almak en iyisiydi.

💗💗💗💗

Anonim | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin