ÜMİT HERKES İÇİN ORTAK

21 2 0
                                    

Ladislav herkesi kapıda bekliyorum talimatından sonra Gloi'e Dom'u takip etmesini söyler. Dom'un ihanet edeceği şüphesini içinden atamıyordu dedektif'in ikna kabiliyeti çok güçlü olduğunu biliyordu ve söylediklerini yapabileceği kabiliyetini aklından hiç çıkartamıyordu. Dedektif'in NYPD en yetenekli, sözü geçen çalışanıydı NYPD onun söylediği sözleri yapabileceğini biliyor. Uluslararası psikoloji bilim dalında karşı tarafı başarılı bir şekilde ikna ve hipnoz etme becerisi üzerine ders almıştı. Belki de aklı ona oyun oynuyordu dedektif'i yakalama hırsı ve yıllarca ondan intikam alma düşüncesi aklından hiç çıkmadığı için küçük bir olaya bile şüphe ile yaklaşıyordu elinden kaçırmamak için.

Ahşap üzerine sarı lekeli genişçesine bir pencere ve pencerenin önünde koyu mat siyah panjur gün ışığı camdan odayı aydınlatması engellenmişti. Odası bir kutuyu andırır şekilde küçük ve havasızdı, arkasında duran duvarda çeşitli karalamalar ve pek alışık olmadığımız muhtemelen kendi ülkesinin alfabesiyle yazılmış yazılar vardı. Odanın diğer duvarları iç karartıcı ve kırmızı kan lekeleri, siyah şeytani figürlerle dolu belki de bu şekiller onun sağlıklı düşünmesine engel oluyordur. Sandalyesinde yarı baygın elinde viski bardağı ağzında Küba purosuyla masasının üstündeki dedektifin çeşitli zamanlarda çekilmiş resimleri, dedektifin ailesinin resimleri ve kendi ailesinin kanlı resimlerine bakmaktadır, baygınlıktan arada ayılarak resimlere bakıp sırpça küfürler, nefret dolu sözler söylüyor ardından viskisinden bir yudum alıyor, purosundan bir duman çekiyor dumanını üflemeden sandalyesinde baygınlık geçiriyor. Hayaller görmeye başlıyor aklı ona oyunlar oynuyor. Dedektifin kaçtığını Dom'un ona yardım ettiğini ve kendisinin bir tuzağa doğru çekildiğini bir korkuyla ayılan Ladislav sandalyesinden düşer ve viski bardağı kırılarak elini keser. Yerden zorlukla masaya dayanarak kalkan Ladislav kesik elindeki kanını dedektifin resminin üstüne akıtarak bir gün ondan iktikam alacağı söyliyerek yeminler etmeye başlar, elini masanın üstündeki bir bez parçasıyla sarar. Ladislav yorgun, aklı bulanık, sarhoş bir şekilde karanlığa hapis olan odasının penceresine yönelir panjuru aralar uzun zamandır gün ışığı görmeyen, sarhoş olan gözleri güneşin parlaklığı karşısında gözleri kör olmuşcasına kamaşır ve gözlerini biraz ovaladıktan sonra göz kapakları kısık bir şekilde panjuru aralayıp güneşin kavurucu sıcağında dışarıda olan biteni izlemeye başlar ve bir boşluğa gözlerini dikmiştir ve bir şeyler düşünmeye başlar.

Tam o sırada kapı çalar; efendim biz hazırız çıkabiliriz ve bir şey sormak istiyorum içeriden bağrışma ve kırılma sesleri geliyordu siz iyi misiniz?

Umarım kötü bir şey veya kötü haber yoktur, yalnız kalmak isteyeceğinizi düşündüğüm için rahatsız etmek istemedim ama hazır olduğumuzu söylemek zorun hissettiğim için rahatsız ettim. Dilerseniz odanızı bir kara bulut gibi saran panjurları açalım, dışarıda içimizi ısıtan güneşin enerjisini ve rüzgarın bize dağlardan getirdiği temiz havayla odanızı biraz ferahlatalım.

Efendim eliniz, eliniz kanıyor bakmama izin verir misiniz , yaranız ağır ve derin olabilir doktor müdalesi gerektirebilir baktırmak iyi olabilir.

-Ladislav : Ben gayet iyim bir şeyim yok elime de bakıp durma elim de hiç birşey böyle ufak çizikler kafa takip intikamımı geciktiremem. Sen git bana sargı bezi getir ne diyorsam onu yap doktor falan istemiyorum , siz de kız gibi miz mizlanmayi bırakın 5 dk içinde çıkacağız hazır olun.

Masasının köşesinde duran viski şişesini eline alır sırpça ''Prokletstvo detektive, ovog puta nećeš moći da pobegneš od mene.Osvetiću svoju porodicu tebi i svakoj osobi koju volim,ubijaću ih jednog po jednog njihovim bolom.'' der ve şişeyi kafasına diker.

KIZIL KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin