YAZARDAN.
Gözlerini bulutlara dikti İrene. Derin bir nefes aldı ve elindeki yüzüğe baktı.15 Dakika önce evlenmişti, üzerinde kot pantalon ve bir tişört ile.Nikaha gelen sadece iki kişi vardı ki, onlar da sadece şahitlik yapmışlardı. Biri Kai ve diğeri tanımadığı bir kadındı. Yüzünden zorla geldiği o kadar belliydi ki.
İç çekti İrene. Kalbi kırılmıştı hayalleri içinde kalmıştı. Üniversite hayali boşa çıkmıştı. Hamilelik ile kurduğu hayaller de öyle ve şimdi de evlilik. Gelinliksiz,kimsesiz,15 dakikaya biten bir nikah. Aşık olmadığı adam ile hemde.
İrene:(Derin nefes alarak elini karnına götürür)Olsun, sen iyi ol bana yeter.Artık tek tutunacak dalım sensin.
Kai:Artık işimizi bitirdiğimize göre şirkete geçebiliriz. İrene'yi de eve bırakalım.
Sehun:Kai sen geç şirkete benim bir işim var. Gelirim hemen.
Kai:Ha anladım.Tamam. Görüşürüz İrene.
İrene:(Buruk gülümseme ile) Görüşürüz.
Kai yanlarından ayrıldıktan sonra ikisi de arabaya binmişlerdi. Sehun bir yandan kemerini takarken diğer yandan da göz ucuyla İrene'ye bakıyordu. Bu duruma kırıldığı'nın farkındaydı.
Sehun:Neyin var?
İrene:Yok bir şey. Sadece bugün biraz moralim bozuk uyandım.
Sehun:Moralin bozuk uyandın. Başka birşey yok yani? Her şey yolunda.
İrene:Evet her şey yolunda da Sehun evin yolunu geçtik.
Sehun:Biliyorum.
Irene:İşini halletmeye benide mi götürüyorsun?
Sehun:Evet, biraz acil de.
İrene:Anlıyorum tabi.
Sehun:Merak etmiyor musun?
İrene:Yoo. Beni ilgilendiren bir şey değil. Niye merak edeyim?
Sehun:Geldik.
İrene:Burası mı? İyi de Sehun burası mezarlık.
Sehun:Gel sen.
Mezarlıkta bulunan yakılan ölüler için olan binaya girmişlerdi. Üçüncü kata çıktıklarında onları içi bir sürü hatırayla, kül kavanozlarıyla dolu büyük bir salon karşılamıştı.İrene anlamsızca etrafını süzüyordu.
Sehun:Hani sen o gece hastalandığında dedin ya."Ağlayacak bir mezarım yok" diye.Belki ailenin bir mezarı olmayabilir ama benim elmiden birt tek bu geldi. Bu heykelleri hazırlattım ve bu cam dolap artık senin. Buraya bütün anılarını koyabilirsin. Artık çok dolduğunda gelip burada ağlayabilirsin.
İrene sessizce yaklaşark heykelleri aldı. Bu iki heykel anne ve babasının aynısıydı.Gözleri yanmaya ve hızla dolmaya başlamıştı.
Hızla önünde duran gence sarıldı.Sehun yerinde kaskatı kesilmiş öylece kalakalmıştı.
İrene:Ben gerçekten çok teşekkür ederim Sehun. Çok sağol.
Öylesine sıkı sarılmıştı ki İrene Sehun'un kardeşinin ölümünden sonra buz kesilen içi ısınmıştı sanki.Karşılık olarak o da İrene'ye sarılmıştı.
Sehun:Daha fazlasını yapmayı o kadar çok isterdim ki.
İrene Sehun'dan ayrılarak elindeki iki heykeli cam dolaba bıraktı.Çantasından ultrason resmini çıkarmıştı.
İrene:Anne,baba bakın bu torununuzun ilk resmi (Sehun'a bakar)artık sık sık ziyaretinize geleceğim.
Mezarlıktan çıktıklarında İrene'nin yüzü artık az da olsa gülüyordu. Eve geçtiklerinde onları güzel bir sofra karşılamıştı.Su Jong evlenmelerine özel göz alıcı sofra hazırlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONUN SESi {Oh Sehun & Irene}
RomanceHer masal "Biri varmış,biri yokmuş" ile başlar ama benim masalım öyle başlamadı.Benim masalım doğum günümde Annemin ve Babam'ın öldürülmesi ile başladı ve ben o adamın oğlu ile evlenmek zorunda kaldım. O zaman seni,benim varoluşla değil de yok oluş...