11.Üç nokta

14 4 1
                                    

Sanki başımı belaya sokmak için yemin etmiş gibi yaşıyorum bu hayatta.Daha az önce huzurlu huzurlu uyurken ne gerek vardı ki meraktan kalkıp geldin buralara kadar.

"Çok güzelsin Lalin."

Hissettiğim güçlü kolların sahibi Acarın ta kendisiydi.Bir kolu benim kolumu tutmuş sıkarken diğer kolu ise beni nefessiz bırakmaya yemin etmiş gibi dudaklarımın tam üstündeydi.Nefes alışverişlerim giderek azaldığında gözlerim kararmaya başlamıştı bile.

"O kadar güzelsin ki bakmaya doyamıyorum."

Ben çırpınırken o hala aynı hareketlerini sürdürüyordu.Normalde olsa tek vuruşta yere sererdim ama Acarda şuanki durumumdan faydalanıyordu.

Nefes alamadığımı farketmiş olacak ki işaret parmağını dudağına koyup susman için işaret yaptı.Daha sonra ağzımdaki elini çektiğinde alamadığım bütün nefesi bir anda çektim içime.Nefes alışverişlerimi düzene koyarken Acarın sesi tam kulağımın altında boyun hizzamdan fısıltı şeklinde geldi.

"Sana bakmaya bile kıyamıyorum Lalin."dedi.Daha sonra iki elini de çeneme koyup başımı ağır bir darbeyle duvara vurduğunda bir ıslaklık hissettim.Kesinlikle kanamıştı.

Tam sağlam bacağımla tekme atmaya hazırlanıyordum ki Acar benden önce hamlede bulunup yaralı olan yere doğru elini savurup güçlü bir yumruk attı.

Ben acıdan kıvranırken o hala beni tutmaya devam ediyordu."Kimse sana zarar veremeyecek söz veriyorum."diyerek sayıklamaya başladığında kafasının kesinlikle yerinde olmadığına karar verdim.

"Bırak beni!"diyerek Acarı kendimden uzaklaştırmaya çalıştım ama nafile.Tek bir adım geri gitmiyordu.Ben kendimi ondan uzaklaştırmaya çalıştıkça o da ellerini boğazımdan çekmiyordu.

Normalde gözleri maviydi ama bir anda kararmıştı sanki.Hiçbir şey göremez olmuştu.Ben yavaş yavaş nefessizlikten bayılacakken Acarın arkasında biri belirdi ve Acarı tek hamlede yere serdi.

Ben olduğum yerde dizlerim üzerine çökerken uzun soluklu bir nefessizlik yaşadığım için öksürük krizi geçiriyordum.Etrafımdaki hiçbirşeyin bilincinde değildim görmüyordum etrafı.

Kendime sağır etrafıma kör olmuştum.

Öksürüklerimin sonu gelmezken boğazım yanmaya başlamıştı.Ben hala boğazımı tutarken bir el bana bir şise su uzatmıştı.Dedim ya tam olarak göremiyordum etrafı.

Hızlıca düşünmeden suyu aldım ve içmeye başladım.Sanki çölde kalmışcasına içtim.Boğazımın ortasında yangın çıkmıştı sanki de bende onu söndürüyormuşum gibi...

Sişeyi kenara bıraktıktan sonra sonunda kendime gelmiştim.Başımı yana doğru çevirdiğimde bana su verenin de Acarın yere serilişinin de sebebi tam da karşımdaydı.Hayatımı kurtaran bir kişi vardı o da sadece Poyrazdı.
Barlas yada Alaz değildi bu Poyrazdı.

Küçük bir şokla beraber "Poyraz?"dedim neden burda olduğunu sorarcasına.

"Bir sarışının daha ölmesine izin veremezdim.Elimizde senden başka sarışın kalmadı."diyerek bana karşılık verdi.Buruk bir gülümsemeyle ona doğru baktım.

Kalbindeki acıyı bilemezdim ama acıdığını görebilirdim ve bu gözlerinden kesinlikle belli oluyordu.

"Şaka bir yana bunu isteyerek yaptığına emin misin?"diye sordum."İsteyerek yada istemeyerek sonuçta yaptım.Kim olsa aynı şeyi yapardı zaten."dedi.

Ölü Ruhlar ResitaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin