10.Kaosun huzuru

14 5 0
                                    

Hava çok sıcak ve ben resmen yanıyorum.Abartma tabiri olarak değil.Gerçekten burası yanıyor ve ben yerimden kıpırdayamıyorum.
Karşımda karanlık bir tünel.Kafamı kaldırdığımda karanlıktan birini bana doğru geldiğini gördüm.

Hala hareket etmeye çabalarken
yüzünü göremediğim kapşonlü biri bana doğru yaklaştı ve elindeki bıçağı bir an bile düşünmeden kalbime sapladı ve kulağıma doğru eğilerek "Bu kalbin sahibi sen değilsin.O başkasına ait.Bu kalp artık sende kalmamalı."dedi ve kalbimi elleriyle çekip çıkardı.

Binlerce kez çığlık atmaya çalıştım ama sesim içimde bir yerlerde kaybolmuş gibiydi ve sesimi duyuramıyordum.

Kendi sesim ve sayıklamalarım yavaş yavaş kulağıma gelmeye başlayınca ölmediğimi sadece kabus gördüğümü anladım.Nefes alamıyordum sanki biri ellerini boğazıma koymuş ve ölmem için çabalıyor gibi hissediyorum.

Boğazımı tutarak nefes almaya çalışırken ter içinde kalmıştım.Gözlerimi açıp "Yapma!"diyerek bağırdım.Daha uyandığım yerin ve gerçekliğin tam olarak farkına varabilmiş değildim.

Hala nefes almaya çabalarken ilk gördüğüm yüz Barlasın yüzüydü.Birşeyler söylüyor ama ben duymuyordum.Diğerleri de etrafıma toplandığında sadece nefes nefese kalmış bir şekilde bakıyordum hepsine.

Bu kabusu atlatmak benim için çok zor olacaktı.Hala kendime gelmeye çalışırken benim için tek önemli olan şey kalbimin bende ve atıyor oluşuydu.

Ben rüyaları anlamlandıran yada inanan biri değilim.Kendimi rüyalarla şartlandırmam.Hayatım benim kararlarımla varolur ama bu sefer çok farklı bir durumun içindeydim.

Rüyadaki acıyı hala aynı şekilde hissediyordum.Rüyada acı yaşanabiliyor muydu?

Elim hissettiğim acıyla farketmeden kalbime doğru gittiğinde gerçekten nefes alamıyordum.Kalbimi attığına emindim ama sanki kalbe giden damarlarım yok olmuş da benim vücudum için atmıyor gibi.

Benim taşıdığım kalp sanki bir başkası için atıyordu.
Etrafım çok kalabalıktı ama ben kalabalıkta yalnızdım.

Yavaş yavaş kendime gelirken ilk farkettiğim şey Poyrazın bile burada oluşuydu ve hepsi gerçekten çok endişelenmiş gibi gözüküyorlardı belki de bu benim kuruntularımdan biriydi.

Uzandığım zeminde doğrulduğumda Nida kalkmama yardım etmişti.Şaşkın bir ifadeyle
"Ne bakıyorsunuz öyle ölmedim diye mi üzüldünüz?"dedim.

O sırada Poyraz mahcup bir ifadeyle gözlerimin içine baktığında sağ gözünün morardığını farkettim.Ben hala onu dinlerken o konuşmaya başladı."Özür dilerim Lalin.Seni bu hale ben getirdim özür dilerim." dedi.

Şaşkın bir ifadeyle hala Poyrazın yüzünü inceleyerek "Senin yüzüne ne oldu?"dedim.

Vereceği cevabı tahmin edercesine "Sakın kapıya çarptım düştüm falan deme bu yalanları kime söylersen inanmaz."dedim.

"Birşey olmadı boşver gitsin."dedi.Ben hala nefesimi düzene koymaya çalışırken Acar bana doğru dönerek "Kabus gördün sanırım.Sana bu yüzden uyuma dedim."dedi.

Şaşkın bir ifadeyle "Önemli değil.Ölmedim işte."dedim.Barlas dediklerimi hatırlıyor olacak ki "Ona daha var.Önce bizi öldürecek o."dedi ve şaka yaptığı belli olsun diye göz kırptı.

Ölü Ruhlar ResitaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin