Hala Nida ile olduğumuz yerde oturuyoruz.Sessizliğimizi sürdürüyoruz ve hala ikimiz tek başınayız.Neden burda olduğumuzu en kısa zamanda öğrenmem gerekiyor ve diğer bir önceliğim de burdan kurtulmak.
Bu sessizlik sürdüğü sürece varolan aklımı da yitireceğim.Bu yüzden Nidaya doğru dönerek "Nida sence biz neden buradayız?"diye sordum.O da "Bilmek isterdim ama bilmiyorum." diyerek cevap verdi.
Burdaki tek bir kişi bile nerde olduğumuzu bilmiyorsa bizim burda işimiz ne peki bizim burdaki görevimiz,suçumuz ne?
Ortamdaki sessizlik yeniden yerini aldığında gerçekten ağlamak üzereydim.Kafamda bir sürü soru var cevaplanmasını bekleyen ama biz hala bu sessizlikle boğuşuyoruz.Bana sessizlik değil ses lazım, sorular değil cevaplar lazım.
Ben düşüncelerimle boğuşmaya devam ederken birden odadaki varolan ışık da gitti.Etraf zifiri karanlığa büründü.Ben karanlıktan korkmuyorum ama görünüşe göre Nida çok korkuyor.Bir anda bana sarılarak "Beni tek bırakma.Karanlıktan çok korkarım ben." dedi.Ben de onu sakinleşmesi umuduyla "Sakin ol.Burdayım bir yere gitmiyorum."diyerek onu sakinleştirmeye çalıştım.
Nida dakikalar geçtikçe bana daha sıkıca sarılıyor ve bu durum yavaş yavaş beni de germeye başlıyordu.Nida sakin olmazsa bende korkmaya başlayacağım için "Nida derin nefes al.Sakinleşmen gerek benide geriyorsun lütfen."dedim.
"Üzgünüm seni de korkutmak istemezdim ama korkuyorum işte korkağın tekiyim."
Tam Nidaya cevap verecekken ışıklar geri geldi ve her yer yeniden aydınlandı.Diğerlerini merak ettiğim için ayağa kalktım ve üzerimdeki tozu sirkeledikten sonra kalkması için elimi Nidaya uzattım.Anlamayarak "Nereye?" diye sordu.
"Diğerlerini merak ettim.Daha fazla bu kadar sessiz bir ortamda oturursam olan aklımı da kaybedeceğim.Tut elimi hadi."
Nida elimi tutup ayağı kalktı.Beraber birkaç adım attıktan hemen sonra bir çığlık yükseldi.İşte şimdi başlıyorduk hadi bakalım başımıza neler gelecek.
Hızlıca çığlığın geldiği yere gittiğimizde gördüğüm manzara karşısında tam bir Anne edasıyla Nidanın gözlerini kapattım."Bakma,bakma,bakma hemen uzaklaşalım burdan!" diyerek Nidayı uyardım."Lalin o kadar da korkak değilim en fazla ne olabilir?" diyerek uyarılarıma rağmen gözlerini açtı.
Nidanın gözlerini açıp çığlık atması bir olmuştu.Bu sefer de ağzını kapatmam gerekmişti çünkü burda tek değildik.Biz haricinde bir de kazazede beş kişi daha vardı.
Şimdi burda bu evin ortasında bir ceset vardı.Cesedin etrafında da biz vardık.Yani bu katilin aramızda olduğunu mu gösteriyor?
Anlık olarak şokun etkisiyle "Hanginiz katil, kim öldürdü bunu hangi manyak yaptı?"dedim.
Soruma karşılık Barlas cevap verdi "El birliğiyle beraber öldürdük keyfimizden.Canımız çok sıkılda da aksiyon olsun dedik."diyerek cevap verdi.Bir kere de düzgün cevap verseler gerçekten çok şaşırırdım,bir kez daha beni şaşırtmamayı başardılar.Bozulmuş bir şekilde "Ne atarlanıyorsun hergün cesetle mi karşılaşıyorum?"dedim.
"Aynen biz hergün cesetle falan uyuyoruz zaten."diyerek yeniden ters bir cevap verdi.Hepimiz çaresizce cesedin etrafında oturuyorduk.Resmen bir cesedin önünde oturmuştum.Ben bu olaylara nerden karıştım ki neden bilmediğin bir konuma gidersin ki yani salaklık bende.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Ruhlar Resitali
Mystery / ThrillerBir cinayet ,7suçlu ama sadece içlerinden biri katil.Belkide daha fazlası... Bir cinayet suçlu potansiyeli olan 7 kişi.Kimin bunu yapabilecek potansiyeli var,kim bir insanı bu kadar canice öldürebilir ki? Ben ve benimle beraber 6 kişi,burada tıkılı...