ep. 2

218 28 7
                                    

"çalıştığımız bu cehennemin böylesine güzel göründüğünü bilmiyordum. bakış perspektifiyle ilgili herhalde."

farklı köşelerde durarak kitapların, kütüphanenin resmini çeken gencin saçlarını karıştırırken alayla söylendi Jungkook. temizliği yapmışlar, üzerlerini çoktan değiştirmişlerdi lakin Jeno'nun inatla doğru açıyı arama çabası yüzünden yaklaşık on bir saattir çalıştıkları kütüphaneden bir türlü ayrılamıyorlardı.

"acaba kitaplardan bir kaçını dışarıdaki banka koyup mu çeksem hyung?"

içinde yitmeyen umutla sordu genç oğlan. işini kolaylaştıracak bir çözüm arıyordu ancak sorusunun cevabı olarak çantası kucağına fırlatılmış, refleksle kavradığı çanta ile kendini dışarıda bulmuştu.

"çalıştığın yeri öğrenip seni görmeyi umuyorsun biliyorum ve bu çok sevimli. ama küçüğüm o kişi cesur olsa yahut gerçekten seninle ilgileniyor olsa direk yazar. devir değişti Jeno, insanlar göz göze bile gelmedikleri insanların altında inliyor duyguya dahi ihtiyaç duymadan. anlaşılan o ki biri seninle eğleniyor, sende eğlen gitsin zaten çok geçmeden biriniz sıkılırsınız."

itiraz etmek istedi Jeno lakin alelade gereksizdi söyleyecekleri. nefes almaksızın mantıklı açıklamaları sıralayan kuzeninin peşine takıldı, büzüştürdüğü dudakları eşliğinde...

kim olduğunu bilmediği o meçhul kişi zihnini işgal ederken ne ara eve vardığını, saçlarının rahatlatıcı şampuan kokusuna bulandığını anlayamamıştı. sıcak su bedeninden süzülürken iliklerine kadar rahatlamayı hissetti. yorgundu Jeno Lee. bazen gözlerini açıp kapatmaya dahi gücü olmadığını hissediyordu lakin yoktu kurtuluşu. çalışmak zorundaydı, istediği kaykayı ay sonu alacaktı.

altına kısa bir şort geçirip uzandı yatağına. mevsim takvimi kışı gösterse de hayatının geri kalanının aksine evi sıcaklık konusunda onu yormuyordu. telefonun şarj ibaresi %4'ü gösterdiğinde güldü genç adam. en son üç gün önce şarj etmişti, dönem popülasyonuna göre çok komik rakamlardı bunlar. ihtiyaç duymaması ise ironikti zira arayanı yoktu, sürekli mesajlarla dolan arkadaş grupları, kendini paylaşıp övgü beklediği, insanları hunharca yargılandığı sosyal medya hesapları da yoktu. yalnızca Twitter yüklüydü telefonunda, gün içerisinde bir kez olsun yaşadığını gösteriyordu orada kendince. büyükçe bir kitlesi de oluşmuştu kendince. tanımadığı 480 bin kişi okuyordu yazdıklarını, her gün binlerce insan varlığından haberdar oluyordu. böylece dizginliyordu yalnızlığını. tezat şekilde kaçtığı kalabalığı özler olmuştu epeyce...

uyku tüm bedeninde virüs gibi hızla yayılırken vaktin geldiğini anladı. bu geceye adadığı şarkıyı paylaştı, çok değil atmış saniye içinde beklediğini de aldıktan sonra kapandı gözleri. yoklama bu gün için de alınmıştı.

 yoklama bu gün için de alınmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


****

nasıldı ikinci bölüm?

hoşunuza gidiyor mu fic? yorumlarınızı bekliyorum 🤍🌈

softcore°nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin