kahvesinden bir yudum daha alarak saate bakındı kızıl genç. yalnızca iki dakika daha dayanması gerekiyordu. yorgundu, sabah beş sularında terk ettiği evine gireli henüz on dakika olmuş, bedeni titreyerek onu yatağına zor ulaştırmıştı. uyku tüm benliğini sarssa da önce kalbini delice çarptıran adamın önerisini bekleyecek, o şarkıyı dinleyerek uyuyacaktı.
atmış saniye hızla sonlanırken atılan şarkının hemen sözlerine göz gezdirdi. içine sinen cümleyi yazmaya hazırlandığı esnada ondan önce yazılan cevaplar ile dursksadı.
'cazibendeki bir şey kavradı elimi ve bırakmaya yeterli olamadım.'
cümlesini derhal sildi. sinirden çenesi kasılırken başka bir cümle yazıp fırlattı telefonunu var gücüyle gri alçıpan duvara.
o an solunda yayılan sızı korkuttu onu. sahip olmadığı, üstelik onu tanımayan kişiye olan bağlılığı ve sadakati acıttı canını. buğulanan gözlerinden bir yaş süzülürken bıraktığı sigaraya başladı o gece. oysa ki Jeno sevmiyor diye bırakmıştı, ne de çabuk değişiyordu her şey?..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
