Selam aşkolarım nasılsınız umarım iyisinizdir bu arada burayı okuyanlar kitap nasıl sizce bu bölümle birlikte
Oy verip yorum yapmayı unutmayınnn.
Bu arada yazım tarzımı değiştiricem umarım seversiniz onu da
Bu yerler iç ses olucak.
Uyandığımda yatakta yatıyordum. Yavaşça gözlerimi aralayıp kendimi gevşettim her yerim ağrıyordu.
Yataktan hiç kalkmak istemiyordum ki kalkmayacaktım . Saate bakmaya bile üşeniyordum. Gözlerimi geri kapadım belki uyuyabilirdim.
Bi süre geçti ama uyuyamadım. Yatakta bu sefer doğruldum. Ama doğrulunca her yerim daha çok ağrımıştı. Dayanamayıp kendimi yatağa attım. Chuuya'yı çağırsam belki gelirdi.
"Chuuya!" Kolumu kıpırdatacak halim yoktu ölecek gibi hissediyordum. Chuuya gelir şimdi panik yapma sen.
Sonunda adım sesleri odanın önüne geldi ve kapı açıldı karşımda chuuya vardı. Ama elinde silah vardı silahla ne yapacaktı ki. "Nerde?" Adam biri var sandı.
Kim nerdeydi, onu çağırmaz mıydım yani? Acı dolu bağırdığın için biri eve girdi sanmıştır. Ağrıdan ölüyordum zaten. "Kimse yok." dedim elindeki silahı indirdi ve bıkkın bi nefes verdi.
"Niye endişeyle bağırdın o zaman?" Biri sinirini mi bozdu ne bu tavırlar. Dazai veya mori-san bir şey yapmış olabilirdi.
"Her yerim ağrıyor kolumu hatta parmağımı bile kıpırdatamıyorum." Yorgundum ve konuşasım bile yoktu.
Chuuya silahı yatağın ucuna koyup yanıma oturdu. Elini alnıma koydu sonra boğazıma sonra yanağıma sonra tekrardan alnıma koymuştu. "Ateşin yok en azından, çalışmadan dolayı bitkin düştün sanırım. Uzun süre dinlendin ama yetmedi herhalde." Dün akşamki gibi arkadaş değildi şuanda. Fark etmedin sanırım ama uzun süre dinlendin derken, ne kadar zamandan bahsediyordu?
"Uzun süre ne kadar uzun ki?" diye sordum o da tavana baktı sanırım saatleri sayıyordu.
"Eve geldiğimizden beri bir gün üç buçuk saattir dinleniyorsun. Saat şuan öğlen 11.40" Çüş o kadar saat nerene dinlendin y/n.
"Çüş." diye şaşırdım chuuya da hafif nerdeyse görünmeyecek şekilde gülümsemişti. "E okadar uymuşum benim neden her yerim ağrıyor." Hala hiç bir yerimi kımıldatamıyordum.
"Yoğun çalışmaya alışık değilsin." deyip yataktan kalktı. "Benim işlerim var dazai de benimle gelecek. İşten biri sizle olcak geçen seferki gibi olmasın diye, adı akutagawa." Keşke gitmeseydi şuan belki bana alışamamıştır ama ben onu kendime alıştırabilirdim zamanla sonuçta uzun süre beraber iş yapıcaktık. "Merak etme ağrıların bir saate geçer kendini zorlama asla bu şekilde kal." deyip odadan çıktı. Bende uzanmaya başladım.
Yaklaşık kırk elli dakika geçmişti. Şuan nerdeyse hiç bir yerim ağrımıyordu, belim hariç. Gerçi orası da muhtemelen arabada uykuya daldığım içindi.
Yataktan kalkıp üstüme dolaptan bulduğum kıyafetleri giydim. Eski haline göre daha fazla kıyafet vardı.
Altıma siyah kenarında mor çizgi olan bir eşofman, üstümeyse mor bir bol crop giymiştim.