Sağ gözünde, parlak bir ışık belirdi. Ardından ,sağ gözü , kararır ken, aynı şey sol gözünde oldu. daha sonra, iki gözüne birden, ışık doldu. İlk gördüğü, onun yüzüydü. Tamam, kendine geldi. Doktor, küçük, el fenerinin, ışığını kapattı.. Gözünü, hafifçe yana çevirdi, polisle, göz, göze, geldi.. polis,, gözlerini dikmiş, onu inceliyordu. Ne oldu bana,,, dedi. yattığı yerden doğrulup, oturmak istedi.. Doktor, kalkmasına yardım etti. Sedyeden ayaklarını aşağıya sallandırdı .iki eliyle sedye nin yanlarını, sıkı, sıkıya tuttu. Aynı soruyu yineledi. Ne oldu bana,,, ,burada ne işim var ,,, ,neden hastane deyim,,, polis, sen söyle, tren yolunda ne yapıyor dun,, ,kansız ın, başına taşla vurarak öldürdün. hatırlamıyor musun,, elini şakağına götürdü. Başı sargılıy dı. ve canı çok acı yordu. Kansız ı, mı öldürdüm,,, ben mi,, şaka yapmayın, dedi. Polis, Bunun, şaka yapılacak bir tarafı yok,, dedi. Şimdi bir kez daha soruyorum,,, kansız ı, tren yolunda neden öldürdün... ikinizde, gariban sınız. aynı kaderi paylaşıyorsunuz. neyi alıp veremediniz,, dedi. Ben,,,, ben,, ben,, kimseyi öldürmedim. Polis, doktora baktı. Doktor, gözlerini kırptı, polis, belinden kelepçesini çıkarttı, ve sedyede oturan zanlının bileklerine taktı. Madem inkar ediyorsun, o zaman biraz misafirimiz ol. hadi kalk bakalım. Karakola gidiyoruz. dedi. Müşahede, odasından çıkıp doktorun yanından geçerken, doktorun burnuna, o gençten gelen anlayamadığı koku geldi.. şey gibi.. iki, polis, zanlının, koluna girdi. ekip oto sunun yanına geldiler. Arka koltuğa beraber bindiler. Diğer polis memuru, aracı çalıştırdı. Hareket ederken arka koltuktaki polis , başını ona çevirdi. Gerçekten kansız ı sen öldürme din öyle mi,, hem sen ne içtin böyle,,, hiçbir ,içki böyle kokmaz,, sen tanıdığımız bildiğimiz, birisin. sen bizim balıkçımızsın. Savcı dan önce bana anlat bende sana yardımcı olayım. Yoksa cinayetten içeriden çıkamaz sın otuz altı yıl yersin dedi.. vallaha,, billaha,, ben bir şey yapmadım. tek hatırladığım, kansız ın tren yolunda, bana doğru gelmesi. Sonrasında, gözü mü hastanede açtım. dedi.. peki dedi, polis, öyle olsun.. çarşı merkezinde, melek sokakta, bulunan polis karakoluna geldiler. Burası, üç katlı bir binaydı. Girişten, iki kat aşağıda nezaret hane, bulunuyordu. Polislerden, biri onu aşağıya indirirken, diğeri yukarıya çıkıyordu. Onu indir, ondan sonra evine git dinlen. diye seslendi. Uzun ve yorucu bir gece oldu senin için. Hem, cesedi morga taşıdın. hem baygın balıkçıyla, hastanede ilgilendin. güzel bir uykuyu hak ettin. dedi. Anlaşıldı. Amirim. dedi sonra biri aşağıya biri yukarıya yollarına devam ettiler.
Sedye deki, cansız bedeni, gördüğünde küçük çaplı bir şok geçirdi. daha önce, bir çok ceset görmüştü. fakat bu başkaydı. Cesedin, kafası, alnının ortasından neredeyse, ense, köküne kadar ikiye ayrılmış, içerisinde, beyin olması gereken yerde, boşluk vardı. akan kan bile, kafatasının, kemiklerinin kar beyazı rengini örtememişti.. derin bir vadi gibi duruyordu... yüzünde, tarifi imkansız bir acı ve dehşetin ifadesi kalmıştı.. başının yanında, bir elinin, avucunun yarısını, bile dolduramayacak kadar, bir et parçası vardı. o boşlukta, olması gereken beyinin, toplana bilen parçası olmalıydı... bilekten, kopmuş bir el, ile birlikte ,polis delil torbasına koymuştu.. Daha önce, , böyle dehşete kapılmış bir ceset le karşılaşmamıştı... Doktor Gülcan, buna, buna, ne olmuş böyle, dedi. polis memuru, tren kazası dedi. bu kaçıncı, dedi doktor Gülcan. onca kazaya, ölüme, rağmen bir türlü akıllanmıyorlar.. cesedi, iki Ambulans görevlisi, bir polis memuru, getirmişti .. tamam, dedi Gülcan . morga götürelim. ben raporunu yazayım.. iki ambulans görevlisi, ve polis memuru, cesedi morga taşıdılar. cesedi morg da, çelik, ve soğuk, bir tekerlekli, sedye ye yatırdı lar.. çok geçmeden, Gülcan geldi. burun deliklerinin, önüne krem sürdü. Eline, eldiven taktı.. polis memuru, ve iki ambulans görevlisi, kapının önüne çıktılar. Gülcan, cesedin başucuna geldi. baş ve işaret parmaklarıyla, cesedin göz kapağını iyice açtı.. açmasıyla, çığlık atması bir oldu... polisle, ambulans görevlileri, içeriye girdi. ne oldu doktor hanım, diye seslendiler. Gülcan, yok bir şey dedi. cesedin vücudu, birden kasılıp, hareket edince, boş bulundum. ceset yeterince korkunç, bu kasılma da, tabiri caizse tüy dikti. Tamam,, dedi polis memuru. biz burada bekliyoruz.. tamam dedi Gülcan, cesedin göz kapaklarını yeniden açtı... makasla, üzerindeki tişörtü, kesti.. daha sonra pantolonun un parçasından, kesip cesedin, vücudundan ayırdı... cesedin, iç çamaşırı, kirliydi. ölüm sonrası, gevşeyen kaslar nedeniyle, içi boşalmıştı. Yüzünde, çok korkmuş, bir insanın görüntüsü vardı.. bir insanı, bu denli ne korkutabilirdi ki,, yüzündeki sakal bile, bu dehşet görüntüsünü gizleyemiyordu.. ağzı, avaz,, avaz,, bağırırcasına,, açıktı.. polisle, ambulans görevlilerine, seslendi. gelip yardım eder misiniz. Polis, ve ambulans görevlileri yanına geldi.. ellerine, eldiven taktılar. Cesedin, üzerindeki tüm giysileri çıkarttılar. ceset şimdi çıplak tı.. iki ambulans görevlisi, soğutucu dolabın, yanına geldi. Dolabın, kapağını açtı. İçinden, bir metal yatak çıkarttı .. cesedin yanına getirdiler. tekerlekli sedye deki cesedi,, o metal yatağa aldılar... polis memuru, cesedin ayak baş parmağına,, üzerinde, kansız yazan bir isim etiketi astı ... üzerini, beyaz bir örtüyle, örttü ler.. ve o metal yatağı da, tekrar soğutucu dolaba yerleştirdiler. kapağını örttüler. aynı etiket ten, dolabın kapağındaki isim liğe yerleştirdi. Kansız mı, diye sordu Gülcan. evet kansız. Bunu, Sincan da tanıyan, her kez bu isimle tanır.. gerçek ismini, belki kendisi, bile bilmiyordu.. bizzat, ben birkaç kez, gerçek adını sordum. Bana da, isminin, kansız olduğunu söyledi.. bunu, birkaç kez, parkta baygın, bulmuştuk.. yapılan tahlillerde, kanında aşırı derece alkol çıktı.. o günden sonra, damarlarında dolaşan, aşırı alkolden dolayı, adı kansız olarak kaldı .. maksat isim belirtmek değil mi,, hem bunun ailesi yok.. mezarlığın kimsesizler, bölümüne, defnedilir.. anlıyorum, dedi Gülcan.. rapora, tren kazası sonrası EKS, yazarım. iyi geceler, diyerek odasına doğru yürüdü.. polis memuru,, cesedin,, yanında, baygın bulunan gencin,, aynı sağlık kuruluşunda, Müşahede odasında, yanına giderken,, ambulans görevlileri de araçlarına doğru gidiyordu... şimdiyse, o gençle, merdivenlerden, aşağıya, nezaret haneye inerken, gençten burnuna o garip koku geliyordu.......

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEANS
Mysterie / ThrillerKORKU VE GERİLİMİ İLİKLERİNİZE KADAR HİSSEDECEĞİNİZ HER SATIRI BİLİNMEZLİKLERLE DOLU MÜTHİŞ BİR HİKAYE