༄ Hwang Hyunjin:
Dört saat aralıksız gördüğüm matematik dersinden sonra çok iyi olduğumu düşünmüyordum. Jeongin teneffüste sınıfıma gelmiş yaşadığım beyin fırtınası ile şakalar yapıp durmuştu.
Dersimizin beden eğitimi olduğunu hatırlayınca meyve suyu almak için kantine inmiştim. Bir katta bulunan koridor büyüklüğünde masalarının rengarenk olduğu bir alandı. Yemek yenilen yerle yol arasında dört çubuk şeklinde duvar, onların araları tahtalarla kapatılmıştı. Yangın merdivenin olduğu yer siyah metal kapı ile ayrılmıştı. Kapının hemen yanındaki boşlukta kantinde satılan şeyler bulunuyordu.
Beden eğitimini sevme nedenlerinden birisi Lavanta'mı görebilmekti. Onların sınıfı ile aynı saatte beden dersimiz vardı, onun o sıralarda Chan ve Seungmin ile konuşma mimiklerine bakıp kendi çapımda gülümseyip duruyordum.
O, o kadar güzeldi ki size nasıl anlatsam bilemiyorum. Sarı saçlarının ardına saklanmış benekleri o kadar güzel ki o bu güzelliği bilmeyecek kadar kördü.
"Hyunjin-hyung merhaba."
Kalın ses duymamla kendime geldim, yanımdaki melekle yine içimin ısındığını hissetmiştim.
"Felix, selam."
Felix gözlerini büyütüp "Beni hatırlıyorsun." demişti. Onun şaşkınlığına karşılık gülümsedim ve bileğini gösterdim.
"Yani her gün düşecek olan bir çocuk tutmuyorum ve her gün o kişi de bana, 'sen bana lavanta diyen eleman mısın?' diye sormuyor."
Felix gözlerini kaçırdı ve mırıldandı.
"Öyle bir mevzu olmuştu doğru."
Onu duyamamış gibi yapıp yanına yaklaştım, yüzümü olabildiğince ona karşı yakın tuttum.
"Efendim? Duymadım da."
Felix omuzuna ellerini koyup hafiften itmişti.
"Yani o an için üzgünüm, seni biriyle karıştırmıştım."
Aslında karıştırmadın Lavanta ama üzgünüm şu anlık beni bir başkası olarak bilmen en iyisi olur. İlerde bana baya kızacaksın biliyorum ama buna mecbur hissediyorum.
"Şaka yapıyordum eğleniyordum seninle, önemli değil Felix. Yine de kiminle karıştırdın merak ettim."
Ağzından laf almak istiyorum ne düşündüğünü merak ediyorum.
"Özel birisi, sanırım tek sana diyebileceğim bu."
Felix'in gözlerindeki parıltıyı gördüm, dediklerinde tamamen samimiydi. Kalbimin atışı bilmem kaç yüz olduğunu hissediyordum ve bu benim elinin titremesine bile neden olmuştu. Elimi hemen cebime koydum.
"O kişi baya şanslıymış, birisi için değerli olmak çok nadir bir şeydir."
Felix gülümsedi ve elini saçlarıma götürerek yavaşça karıştırdı. Saç tellerine karışan eliyle ruhumu verecek gibi hissediyordum ama dışarıdan sadece gülümseyen bir Hyunjin görebilirsiniz.
"Eminim senin için de birisi bunları diyecek hyung."
İçimden birisine gerek yok az önce sen dedin yeter diyordu. Onun için özel olduğumu bilmek çok tarifsiz bir histi.
"Evet olur, dersim başlayacak birazdan sen dersine geç kalma istersen benim dersim beden."
Felix elini saçlarımdan çekti ve elini barış işareti yapıp yanağına götürdü.
"Benim de dersim beden."
Bu görüntüyü aklıma kaydetmiştim, eğer bir şey olur ve yan yana bir mekanda durursak özel olarak böyle durmasını isteyeceğim resmini çizmek için.
"O zaman beraber geçelim, orman meyveli meyve suyu alıp geliyorum."
Felix elini saklanmış arkadan "Bekliyorum." diye seslenmişti. Onunla ilk defa bu kadar fazla konuşmuştuk ve vücudumu titrememesi için kasmaktan karnıma ağrı girmişti.
Vermem gereken parayı avucuma aldım ve tezgaha koydum.
"Orman meyveli meyve suyu."
"Kaç tane olsun?"
Kıvırcık bronz saçlı kadının sorduğu soruyla gülümsedim ve elimle iki işaretini yaptım.
"İki tane olsun abla."
Dediğime başını saklamıştı, buzdolabından meyve sularını alıp bana vermişti. Arkama dönüp minik beneğimin yanına ilerledim.
"Bu da sana, neyli seversin bilemedim sana da favorim alayım dedim."
Ona meyve suyunu gösterince gözleri büyümüş iki eliyle içeceği tutmuştu.
"En sevdiğim meyve suyu bu biliyor musun?"
"Bilmiyordum ve bunu öğrendiğim iyi oldu. Ayrıca bunu duyduğuma sevindim, sonunda taste sahibi insanlarla doluyor etrafım."
En sevdiği içecek olduğunu biliyordum, onu hep içtiği için bana da bulaştı. Sabah akşam tükettiği için merak etmiş ben de deneyeyim demiştim. Kendisi olduğu gibi beni de bağımlı yapmıştı.
"Seungmin de hep bana zevksiz deyip içeceğime laf ediyor."
Masum masum demesiyle yüzünde bir gülümseme oldu, onun bana yaptığı gibi elini saçına koydum.
"Zevksiz değilsin sadece zamanın Picasso'susun."
Felix's Story:
10 dakika önce yayımlandı
Hyunjin's Story:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Levanter » Hyunlix✓
Fiksi Penggemar"Bir çocuk var. Baştan aşağıya lavanta kokulu. Her yanından geçtiğimde derin lavanta kokusunu uzaktan alabiliyordum." note: Kelime benzerliğinden lavanta kelimesini ön plana almadım kesinlikle... umarım seversiniz anlık gelen ilham perileriyle yazıp...