6.

15.3K 978 146
                                    

İyi okumalaaar 🌻


Karşımdaki kalabalıkla bakışırken şimdi işin içinden nasıl çıkacağımızı sorguluyordum.

Anladığım kadarıyla hamza dedenin diğer çocukları da gelmişti. Birazdan bu bahçede kıyamet kopacaktı.

Serkan amca onu durdurmamıza izin bile vermeden Serhan beye yumruğu yapıştırdı.

Ne yalan söyleyeyim bu kadarını ben bile beklemiyordum.

Serhan beyin oğulları da araya girince utku abi ve umut abi de kavgaya girdi.

Onlara bir şey olacak korkusuyla araya girmeye çalışmıştım ancak gül teyze arada kaynarım diye izin vermemişti.

Duyduğum iki el ateş sesiyle herkes o tarafa bakmaya başladı.

Hamza dedenin gülen yüzünün yerinde yeller esiyordu. Bana bu şekilde bakıyor olsaydı çoktan ağlamaya başlardım.

"Bu ne densizliktir böyle ulan. Koskoca Koroğlu konağında olacak iş midir? Ayrılın sıkarım yoksa hepinizin topuğuna. DELİRTMEYİN LAN BENİ HIYAR HERİFLER."

Hamza dedenin sona doğru yükselen sesiyle korkup gül teyze yaklaştım.

Silah sesiyle birlikte Serkan amca ve Serhan bey de ayrılmıştı. Ancak hala birbirlerine kötü kötü bakıyorlardı.

"Noluyor burada ne bu gürültü."

Serkan amca derin derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışıyordu.

"Siz onu oğlunuza sorun Hamza bey. Ne haltlar yediğini kendisi daha iyi bilir." Serhan bey belki bana söyledikleri için pişman olmuştur diye yüzüne baktım. Ancak dümdüz bir suratla Hamza dedeye bakıyordu.

Gerçekten de istemiyor seni

Boğazıma bir şey takılmıştı. Dolan gözlerim akmasın diye etrafta gezdirirken Barlas abiyle göz göze geldim.

Onun soğuk bakışlarını görmemek için hemen gözlerimi çevirdim. Bugün babası tarafından yeterince kırılmıştım bir de oğlunun bakışları altında ezilemezdim.

Hamza dede, Serkan amcayı ve Serhan beyi çalışma odasına çağırdı. Ancak iki tarafta birbirinden inattı. En sonunda gül teyze olaya el atıp Serkan amcanın yukarı çıkmasını sağladı.

Bense kendimi kurtların arasına atılmış kuzu gibi hissediyordum.

Bütün bakışlar üzerimde toplanmıştı. Utandığım için utku abinin kolunun altına girdim. O da biyolojik abilerimin gözünün içine baka baka bana sarılarak saçımdan öptü.

Gül teyze valizleri hazırlamak için içeri girdiğinde umut abi de annesine yardım etmek için arkasından gitti.

Utku abi beni kendisiyle birlikte boş bir koltuğa oturturken bir an bile yanımdan ayrılmıyordu.

Duyduğum öksürük sesiyle halıdaki bakışlarımı o tarafa çevirdim. Pala bıyıklı ve kel bir amca bize bakıyordu.

"Kimse tanıştırmadı ama biz tanışalım seninle küçük hanım. Ben büyük amcan Behram bu yanımdaki de eşim Şerife. Oğullarım akad, akay, boran ve adar. "

Akad ve akay abi göz renkleri hariç birbirlerinin tıpatıp aynısıydı. Hatta bakışları bile benzerdi.

Soğuk bakışlarına rağmen hepsine tebessüm etmeye çalıştım.

Behram amcadan sonra yanındaki bir adam öne çıktı.

"Ben de küçük amcan Ferman. Bunlarda oğullarım Turan, Uygur, Yiğit ve Alp." Onlara da aynı şekilde tebessüm ettim.

Yıldızlara Doğru | Düzenleniyor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin