Yıldızlara Doğru | Düzenleniyor

10.

İyi okumalaaar 🌻

Yazardan

Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken Azad, kardeşinin kanayan başını görmüştü. Hızlıca yanına gidip nasıl olduğunu soracakken kollarına bayılan kızla ne yapacağını şaşırmıştı.

Başlarda ona soğuk davranıyordu ancak gün geçtikçe Azad da bir kız kardeş fikrine alışmaya başlamıştı. Ve kollarındaki bu küçük kız gün geçtikçe içine işliyordu

Babalarının Güneş'e söylediği şeyleri o da kesinlikle onaylamıyordu.

Kucağına aldığı küçük bedenle birlikte hızlıca eve girdi.

Bu sırada konağın diğer erkekleri taşlardan birisine sarılı olan notu açıp okumaya başlamışlardı.

"Bu sadece küçük bir uyarıydı Hamza Koroğlu. Size üç seçenek sundum. Birisini seçmeniz için zaman daralıyor. Umarım çabuk karar verirsiniz. Ben sabırsız bir adamım ve beklemeyi sevmem.

                                       Mahmut Akşit."

Herkes gördüğü isimle küfür etti. Bu yaşlı adam inatçının tekiydi. Nazgül yaşadığı suçluluk duygusuyla odasına çıkmaya başladı.

Bir şeyler yapmak istiyordu. Ancak tam olarak ne yapacağını kestiremiyordu. Konağa geri dönse babası onu öldürürdü. Dönmezse de Güneş'e bela olacaktı.

Nazgül çok zor bir durumdaydı ve psikolojisi gittikçe çöküyordu.

Bu sırada Yusuf karısının yaşadığı bunalımdan habersiz Mahmut Akşit'e karşı koyma planları yapıyordu. Koroğlu ailesi bu tehdide karşı asla sakinliğini koruyamazdı.

Çünkü çoktan bütün Urfa'ya bu durum yayılmıştı. Artık ortada dönen sadece berdel değil aynı zamanda Koroğlu ailesinin namıydı.

İşte bu yüzden Hamza Koroğlu, Mahmut Akşit'i bitirmek için kolları sıvadı.

Bütün Koroğlu erkekleri Mahmut'u bitirmek için kafa kafaya verirken Bayraktar ailesi ve abi tayfası Güneş'in durumunu öğrenmek için doktoru bekliyorlardı.

Serhan bey, bir anlık sinirle kızına karşı söyledikleri için pişman olmuştu. Ancak ne özür dilemeye yüzü vardı ne de şimdi yanına gidip durumu hakkında bilgi almaya.

Bu yüzden kapının arkasında durmuş odadakilere bilgi veren doktordan kızının durumunu dinliyordu.

Herkes Güneş'in iyi olduğunu öğrenmesiyle derin bir nefes aldı.

Azad, odadaki kalabalığı dışarı çıkartıp kardeşinin uyanmasını beklemeye başlamıştı. Küçük kızın pansuman yapılmış kafasına bakarken içinden bir şeylerin koptuğunu hissetti.

Küçücük kızı ne babasından ne de çevredeki kötü niyetli insanlardan koruyamadığı için suçluluk duygusuyla kavruluyordu.

O sırada Güneş'in yavaş yavaş hareketlendiğini görüp hızlıca toparlandı.

Güneş'ten

Baş ağrısıyla gözlerimi kaldığım odada açtığımda son olanları hatırlamaya çalışıyordum. Yanımda hissettiğim hareketlilikle kafamı sağ tarafa çevirdim. Azad abi koltukta oturmuş bana bakıyordu.

Sorgu dolu bakışlarımı ona yönelttim.  Zira en son kafama yediğim taşla nöronlarım şaşmıştı

Uyandığımı görünce oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi ve saçlarımı okşamaya başladı.