Katsuki'nin ağzından devam*
Hızla yurda gittim ve odama girdim. Birkaç dakika öncesinde yaşananlar şu an kafamı o kadar karıştırmıştı ki adam akıllı düşünemiyordum bile. Bi an aklıma haru'nun son dedikleri geldi. O bana bensiz ne yapacağını bilmediğini derken ben ona bir suçlunun kardeşi ile birlikte olmak istemediğimi söyleyip gitmiştim. Şu an hissettiğim duygular o kadar karışıktı ki neredeyse bir uçuruma gidip deliler gibi bağırmak istiyordum. İçimdeki öfkeyi ve üzüntüyü ancak bağırmak dindirebilirdi. Yere çömeldim ve kafamı arkamdaki duvara yasladım. Bir an olsa bile haru aklımdan çıkmadı. Onca zaman bana abisini söylemeye çekinmişti çünkü o bir villain'di. Bunların olacağını o da biliyordu. Belki de bunca zamandır aramızda bir villain vardı. Haru bir villain olabilir miydi?
Bu saçma düşünceleri bi kenara bırakıp kendime kıyafet hazırladım ve duşa girdim. Ilık su her bedenimden aşağı süzüldüğünde düşüncelerimin de o sular ile bedenimden gitmesini istedim. Haru ile olan tüm anılarımı unutmak istedim. Sorun ise ona çok bağlı olmamdı. Belki de bu hayatım boyunca beni tek iyi hissettiren ilacım dı o. Belki de hayatımın en güzel anılarını haru ile biriktirmiştim. Aklım hâla karışıktı. Duştan çıkıp üstümu giyindim. Saçlarımı çok hafif kuruttuktan sonra nemli saçlarım ile yatağıma uzandım. Bir an önce uyuyup bu düşüncelerimin kaybolmasını diledim fakat düşüncelerim yüzünden gözüme gram uyku girmiyordu. En sonunda karanlık zihnimi yavaşlattı ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Haru'nun ağzından;
Güneşin yüzüme vurması ile yepyeni iğrenç bir güne uyandım. Boynum tutulmuştü çünkü başımda bi havlu ile uyumuştum ve bu da düzgün yatamamama sorun olmuştu. Başımdaki havluyu çıkarttığımda saçlarım kendi kendine kuruduğundan kıvırcık olmuştu. Hafif bir at kuyruğu yaptım ve yüzümü soğuk su ile yıkadım. Sonra ise saçlarım az da olsa düzleşsin diye saçlarımı tekrardan kuruttum. Sonrasında okul formamı giyindim ve mutfağa gittim. Ortalıkta zeusu görmeyince biraz korktum. Normalde sabahları kapımın önüne gelirdi ve onun mama kabına mama koymamı isterdi. Kapım açık olduğunda ise yanıma gelip yüzümü yalardı. Tabi uyanmamak da imkansızdı. Dolabı açtığımda zeus'un mamasını elime aldım ve kabına biraz mama koydum. Kahvaltı hazırladım ve shoto'nun yanına gittim.
+ günaydınn.
S: sana da.
+ touya nerede?
S: bilmem. Sabah erkenden evden çıktı.
+ nereye gitmiş olabilir ki?
S: zeus'u da aldı. Belki de sıkıldığı için köpeği gezdirmeye çıkmıştır.
+ anladım. Gel hadi kahvaltı hazırladım.
S: okula gelecek misin?
+ evet. Neden ki?
S: bilmem. Bakugou da olacak ya.
+ önemli değil shoto. Merak etme eminim ki yüzüme bile bakmayacaktır. En iyisi bunu kabullenmek. Ayrıca bana dediği sözler yüzünden kendisi pişman olmalı. Ben utanacak birşey yapmadım.
S: biliyorum. Sâkin ol. Ben de formamı giyeyim. Gelirim birazdan.
+ tamam.Dedim ve odadan çıktım. Mutfakta shoto'yu beklerken kapı çaldı. Üşenerek kapıya gittim.
+ kim o?
× benim!
+ sağol ya şu an seni aşırı tanıdım.
× ya bi aç kapıyı.Kapıyı açtım ve yüzünü bir demet çiçek ile kapatan touya'yı gördüm.
T: günaydın efendim. Abiniz size bu çiçekleri gönderdi.
Dedi ve çiçeği bana uzattı.
+ çok güzellerr. Hadi geç içeri kahvaltı hazırladım.
T: yok siz atıştırın. Ben aç değilim. Zeus'u da al. Benim biraz işim var hemen gelirim.
+ tamam. Dikkatli ol.
T: tamamdır komutanım.Dedi ve güldü. Onu uzun zamandır tanıyordum fakat ilk defa içten güldüğünü gördüm. Çok tatlı görünüyordu. Büyük olabilirdi fakat içinde yaralı bir çocuk yaşıyordu. Fakat bunu asla belli etmiyordu. Sıcak gülüşü istemsizce beni de güldürdü.
+ aferin asker.
Dedim.Kapıyı kapattım ve mutfağa gittim. Mutfakta da televizyon vardı ve mutfaktan bi program sesi geliyordu... bu "gelinim mutfakta"ydı.
Shoto oradaki kavga ve gergin ortamı sevdiği için okula gidene kadar kahvaltı zamanımı bana zehir etti. Sonrasında vakit geldi ve evden ayrıldık.
S: ay ne güzel izlemeye devam edecektim ya. Neden bu okul bu kadar erken başlıyor?
+ shoto... 2 bölüm izledin abi. 2 saatimi zehir ettin bana.
S: oradakileri eleştirirken iyiydi hanımefendi.
+ ya bi sus.
S: he he tamam hadi geldik sayılır.
Yaklaşık 10 dakika sonra okula geldik ve sınıftakileri selamladık. Deku ilk defa bu kadar erken gelmişti.
+ günaydın midoriya
M: günaydın haru-chan!Uraraka hızla sınıfa girerken birden kapıda put gibi duran midoriyaya çarptı ve tam düşmek üzereyken özgünlüğünü kullandı. Olan midoriyaya oldu çünkü urarakayı tutayım derken yere 2.80 yapıştı. Gülmemek için kendimi zor tutarken herşeyi kapıdan izleyen mina ile göz göze geldim. O da benimle aynı durumdaydı. Hemen midodiyayı kaldırdım ve urarakanın duyamayacağı bir ses tonuyla;
+ eminim ki ondan hoşlanıyorsun midoriya.
M: NE ASLA! benim ile uraraka-chan'ın arasında çok fark var.
+ ben uraraka'yı seviyorsun demedim midoriya. Dememi mi isterdin?
M: AAĞ benim gitmem gerek. All might doğum yapacakmış eyvah hala oluyorum!!Dedi ve sınıftan ayrıldı. Son denilenleri anlamaya çalışırken bi error verdik. Midoriya'nın dediğini bilim insanı duysa istifa ederdi.
Bir süre sonra herkes geldi ve en sonunda bakugou içeri girdi. Bana bakmadan yerine geçti ve kafasını elinde tuttuğu kağıttan ayırmadı. Dikkatli bir şekilde kağıda bakıyordu. Ona bakarken kendimi o kadar kaptırmıştım ki çatan kaşlarını fark etmemiştim. Tam bana dönüp laf edecekken Aizawa sensei içeri girdi. Masum insanları kurtarmakla kalmayıp beni de azardan kurtarmışı adam gibi adam. Geçen günkü marka sohbetinden sonra adama bi haller olmuştu. Gucci'den kendisine yeni bir uyku tulumu almıştı. Nereden buldu kim bilir. Biraz konuşma yaptıktan sonra tulumuna girip uyudu. Ben de yanımda duran mina ile sohbet etmeye başladım. Sürekli bakugou ile aramın nasıl olduğunu ve ilişkimizin nasıl gittiğini soruyordu. Ona henüz ayrıldığımızı- daha doğrusu terk edildiğimi söylememiştim. Bir süre mina'nın bu tarz cümlelerini dinledikten sonra zil çaldı ve bahçeye çıktık.
Bu bölümümüz bu kadardı. Bu bölüm heyecanlı bitmedi ama dikkat edilmesi gereken bir kısım var. Bi kısımı sonraki bölümlerde daha iyi anlayacaksınız. Şimdilik görüşmek üzere
Sizleri seviyorum <3 ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bakugou × Reader
Random"Gülü seven dikenine katlanır derlerdi. sana kıyamadım papatya getirdim." (Bu hikayede okul ile ilgili pek şey olmayacaktır. okuldan biraz bağımsızdır.) hadi ne duruyorsun tıklayıp okusana ~