Burası ait olduğum yer miydi bilmiyordum. Tek bildiğim beni unutan ailemin burada olduğuydu. Sahi beni hemencecik nasıl unutmuşlardı?
Onlar artık mutluydu, Klaus'un benim gibi bir kızı vardı. Tekrar aile olmuşlardı. Ysabelle teyzemin söylediği gibi onlar bensiz bir aile olmuştu.
Kasaba yolundayken dışarıyı seyrediyordum. Bir süre burada kalacaktım, kısa bir süre.
Yanımdaki hareketlilik ile başımı çevirdim. Katherine uyanmıştı. Etrafına bakındı sessizce sonra gözleri büyümüş bir şekilde bana döndü.
"Lanet bir cadısın sen! Beni buraya nasıl getirirsin?"
Onu buraya zorla getirmiştim. Gelmeyeceğine emindim ve bu işin üstesinden tek başıma gelemezdim.
"Hadi ama bebeğim, eski dostlarını göreceksin."
Göz devirmişti. Pek umursamadım, eğer yanımda olmak istemeseydi şuan arabadan atlar ve uzaklaşırdı. Onu durdurmazdım.
Katherine benim çok eski bir arkadaşımdı. Yıllar önce karşılaşmıştık. Klaus'un, Katherine'in peşine düştüğünü duymuş ve ona yardım etmiştim. O da benim gibi ailesini kaybetmişti.
Ben annemi o ise bebeğini...
Durduğumuzda araçtan indim ve karşımızdaki eve baktım. Yeni evimiz burasıydı.
Eve doğru adımlarken Katherine de peşimden geliyordu. Kapıyı açtım ve içeriye girdim, eşyalar yeniydi bunun için evin genç sahibini ikna etmiştim. Aslında eve taşınan kişi buraya yeni atanmış genç bir kadındı. Onun yerine geçmeyi planlıyordum.
"Küçük öğretmenimiz nerede?"
Etrafta bakınan arkadaşıma döndüm.
"İspanya'da bir süre tatil yapacak."
Ne kadar acımasız olduğum söylense de o kızı öldürmek istememiştim. Sonuçta onun hayatını çalmıştım değil mi?
Büyük koltuğa ilerledim ve rahatça oturdum. Yolculukları sevmiyordum. Katherine dikkatle bana bakıyordu. Bir şeyi merak ettiği çok belliydi.
"Sor hadi."
Yanıma yaklaştı ve diğer koltuğa oturdu.
"Planın ne? Hayatlarına 'hey ben sizin kızınızım.' diye girecek değilsin ya."
Doğru söylüyordu, böyle yapamazdım. Yapmayacaktım, onlara bir bedel ödetmem gerekiyordu. Annemi ve beni unutmanın bedelini. Bunca sene çektiğim acıların bedelini.
Kapı çaldığında gülümsedim ve ayağa kalktım.
"İşte planımın ilk adımı geldi."
Bana anlamaz bir bakış atmıştı. Ona her şeyi anlatacaktım.
Kapıyı açtım ve yerdeki küçük zarfı elime aldım. Üzerinde 'Mikaelson' yazıyordu. Bu akşam verecekleri büyük partinin bir davetiydi bu. Kasabadaki herkesi çağırıyorlardı ve buraya yeni taşınan öğretmeni de unutmamışlardı.
Eski yerime döndüm ve davetiyeyi Katherine'e uzattım. Okuduktan sonra sırıttı.
"Oraya gideceksin ve onları yakından göreceksin değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'M MİKAELSON
FanfictionBakışlarım ihtişamlı evin penceresinde dolandı. Biraz daha yaklaştım oraya, oldukça sessizdim ama bir o kadar da beni görsün istemiştim. Ailelerini inceledim, mutlulardı. Bensiz ve annemsiz mutlulardı. Yüzümdeki buruk gülümseme ile babamı inceledim...