"Çık dışarı."
Sabrımı sınayan öğrenciyi son kez uyarıyordum. Neredeyse 1 saattir beni oyalıyordu. Biraz daha beni sinirlendirmeye devam ederse sonu pek de iyi olmayacaktı.
"Ama hocam..."
Sinirle ayağa kalktım ve kapıyı açtım. Ona dışarıyı işaret ederek bağırdım.
"Sana çık dedim!"
Tepkimden dolayı korkarak dışarıya çıkmıştı. Kapıyı ardından kapattım ve masama geri döndüm. Öğrencilere zarar vermek istemiyordum, sonuçta pek de bir suçları yoktu. Sadece fazla sinir bozucu oluyorlardı.
Masadaki kupamı elime alarak kahveden bir yudum daha aldım. Başımı geriye doğru yasladım.
Bir hafta geçmişti, partiden bu yana bir hafta geçmişti. Şuan lisede bir öğretmen olarak çalışıyordum, Hope ise bu lisede okuyordu. Onu yakından tanıma fırsatım oluyordu böylelikle.
Tanıdığım kadarıyla okulda fazla popülerdi, tam bir kaltak gibi davranıyordu. Bunun yanındaysa babasının biricik kızıydı. Bunu düşünmek bile kalbimi sızlatmıştı. Benim kahramanım olacak bir babam olmamıştı hayatımda, beni yalnız bırakan bir babam olmuştu sadece. Varlığımdan bile haberi yoktu.
Okul zili çaldığında rahat bir nefes verdim. Her gün bu ergenlerde uğraşmak fazla zordu. Kol çantamı alarak okuldan çıktım. Eve gitmeden önce biraz yürüyüş yapmak istiyordum. Orman tarafına doğru ilerledim.
Bir hafta boyunca pek bir şey yapmamıştım, bu Katherine'in sinirlerini fazlasıyla bozuyordu ama onlara fazla yaklaşırsam benim bir şeyler karıştırdığımı anlayabilirlerdi. Biraz uzak kalacaktım, elbette onlardan biri bana yaklaşacaktı. Buna emindim.
Bir gölün önüne geldiğimde durdum, başımı havaya kaldırdım ve ciğerlerimi temiz havayla doldurdum.
Aynı Ysabelle teyzemin anlattığı yere benziyordu. Annemin beni kurtardığı yere. Yutkundum, hiç görmediğim birini nasıl özleyebilirdim ki? Mümkün müydü bu?
Gözlerimin önüne annemin yüzü gelmişti. Onu sadece birkaç fotoğraftan biliyordum. Annem bundan ibaretti.
"Düşünmek için güzel bir yer."
Duyduğum sesle irkilsem de çabucak kendime gelmiştim. Sol tarafımdaki takım elbiseli adama döndüm.
Beni bulacağını biliyordum Elijah.
"Evet, öyle."
Tekrar önüme döndüm, konuşmayı onun devam ettirmesini istiyordum. Beni merak ettiğini biliyordum, partide onun aklında soru işareti bırakmıştım.
"Ne düşünüyorsun?"
Ona kısmen anlatacaktım. Anlar mıydı bilmiyordum ama denemekten de zarar gelmezdi.
"Annemi, teyzemi ve ailemi. Geçmişimi."
Sessiz kalmıştı, devam etmemi bekliyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'M MİKAELSON
FanfictionBakışlarım ihtişamlı evin penceresinde dolandı. Biraz daha yaklaştım oraya, oldukça sessizdim ama bir o kadar da beni görsün istemiştim. Ailelerini inceledim, mutlulardı. Bensiz ve annemsiz mutlulardı. Yüzümdeki buruk gülümseme ile babamı inceledim...