Derin bir nefesle gözlerimi açtım, boğulmaktan son anda kurtulmuş gibiydim. Elimi kalbime doğru götürdüm, atıyor muydu emin değildim.
Üzerinde olduğum koltuğun kenarına tutunarak doğruldum. Bakışlarım etrafta gezindi.
Babam elinde bir mektupla koltukta oturuyor diğerleri ise onun etrafında duruyordu.
Gülümsedim ve ayağa kalktım, ölmemiştim. Hayat bana bir şans vermişti, onunla geçireceğim bir şans.
"Baba."
Bana cevap vermedi, sesini duymadı bile. Kaşlarımı çattım ve onlara doğru yaklaştım.
"Kath."
Bana dönmemişti bile. Neden beni duymuyorlardı?
Babama doğru yaklaştım, elimi omzuna koydum ama o bunu hissetmedi.
"Neler oluyor?"
Kaşlarım çatılmıştı, ben neden buradaydım ve onlar neden beni görmüyordu?
"Artık onlar seni hissedemez bebeğim."
Duyduğum ses ile irkilmiş ve arkamı dönmüştüm. Yutkundum, bu oydu. Buradaydı!
"A-anne?"
Sesim titremişti, onu ilk defa görüyordum.
Bana doğru yaklaştı, yüzünde acı bir gülümseme vardı.
"Minik kızım."
Ellerini saçlarımda gezdirdi. Gözlerim dolmuştu, onu görmek beni fazlasıyla heyecanlandırmıştı.
"Sen buradasın, yanımdasın."
Başıyla onayladı beni.
"Yanındayım bebeğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'M MİKAELSON
FanfictionBakışlarım ihtişamlı evin penceresinde dolandı. Biraz daha yaklaştım oraya, oldukça sessizdim ama bir o kadar da beni görsün istemiştim. Ailelerini inceledim, mutlulardı. Bensiz ve annemsiz mutlulardı. Yüzümdeki buruk gülümseme ile babamı inceledim...