''Bazı ruhlar evvelden aşinadır birbirine...''
Kaan Murat Yanık
5.BÖLÜM
Deniz uçaktan inip seminerin olduğu otele vardığında çoktan güneş tam tepedeydi neden bu kadar sıcak diye düşündü.Hiçbir zaman sıcağı hiç sevmemişti en sıcak günlerde kaybetmişti her şeyini içinin ne kadar soğuk olduğunu hatırlatırdı ona bu havalar bu düşüncelerinden sıyrılıp önündeki koca binaya baktı ne kadar güzel duruyordu.Otelin dönen kapasından içeri girdiğinde yüzüne vuran serin hava ile derin bir nefes alıp danışmaya doğru ilerledi.Danışmadaki görevli kadının diğer misafirlerle ilgilenmesini bitirmesini bekledi Güler yüzlü genç kadın ''Hoşgeldiniz efendim''diyerek sıranın kendine geldiğinin haberini verdi kayıt işlemlerini tamamladıktan sonra genç kadının eline verdiği oda kartı ile asansörün önüne gelip tuşa basarak kapıların açılması bekledi gelen asansör ile içeri girip dört numaraya bastı ikinci kata geldiğinde asansör tekrar durup üç kişilik ailenin girmesiyle biraz kendini geriye çekti annesini kucağında ona gülümseyen üç dört yaşlarındaki oğlan çocuğuna baktığında oda ona gülümsemiş ve göz kırpmıştı.Bunu gören çocuk tekrar gülerek yerinde kıpırdandığında annesine dönüp ''anne bak mavi''diye Denizin gözlerine eliyle gösterdiğinde annesi oğluna ''evet oğlum abinin gözleri mavi ama elinle göstermemelisin ayıp ''diye söylendiğinde Deniz gülümsemişti.Asansörün durup kapı açıldığında Deniz kendi katına geldiğini anlayıp yerinden hareketlenmişti tam asansörden çıkacağı sırada tekrar arkasına dönüp ona hayranlıkla bakan çocuğa tekrar göz kırpıp kendini dışarıya attı.Odasının bulunduğu koridorda yürümeye başladı sağa sola bakarak elindeki karta yazan oda numarasına tekrar baktı ve odasının kapısında olduğunu gördü kartı okutup kapısını açtığında ferah bir oda onu karşılamıştı onu. Odaya girip kartı taktığında klima çalışmaya başlamıştı.Valizini bırakarak kendini odasının tam ortasında bulunan büyük yatağa bıraktı erken uyanması bir yana bir o kadar da yolculuk ve sıcak onu yormuştu.Biraz dinlendikten sonra tekrar yattığı yerden kalkıp valinizi açtı ve içindeki kıyafetlerini odada bulunan dolaba yerleştirdi,banyoya malzemelerini koyduktan sonra kendini soğuk suyun altına soktu.
Duştan çıkıp saatine baktığında on ikiye geldiğini gördü ve çantasındaki seminer programına baktı daha bir saati vardı seminer için bu gün seminer başlayacaktı ve geç kalmak gibi bir lüksü yoktu. Onun öncesinde yemek saati olduğu için ilk önce üstüne seminer için uygun kıyafetlerini giydi ve aynanın önünde son kez görüntüsüne baktı tam odadan çıkarken telefonunun ve parfüm sıkmayı unuttuğu fark edip telefonun aldı parfümünü sıktı ve seminer saatine kadar yemek yiyip sonrasında seminerin olacağı konferans salonuna giderim diyerek odan çıktı.
Deniz yemeğini yemiş seminerin başlayacağı konferans salonuna doğru yol aldığında kendisiyle beraber iki kişinin de salona gittiğini aralarında konuşmalardan anlamıştı. Yanlarına giderek onlarla tanışmış ve seminer hakkında konuşmaya başladıklarında salonun kapısının içinden giriyorlardı ortama baktığında salonun gerçekten kalabalık olduğunu gördü ve boş yer aramaya koyuldu.Gözleri az önce tanıştığı iki doktor arkadaşı ondan önce davranmış ve yer bulduklarında Denizi'de çağırdıklarında onlarla beraber boş olan alana ilerleyip sandalyeye oturmuştu ve seminer beş dakika sonra başlamıştı.
Seminer bitmişti ve aralardaki molalar da olmasa Deniz her yeri uyuşmuştu. Beş saatin sonunda salondan çıktığında tanıştığı doktor arkadaşlarıyla akşam yemeğinden buluşmak üzere sözleştikten sonra odasına yol aldı.Önünde yürüyen iki görevli kadının arkasından ilerlerken istemeden de olsa konuşmalarına kulak misafiri olmuştu.Kısa boylu esmer kadın ''iki gün sonra başkan gelecekmiş muhasebe birimi tutuşmuş durumdaymış''diye hayıflandığında diğer sarışın kadın ''tabi ki de tutuşacaklar sonuçta adamın oteli ne kadar kazanıyor diye bakacak elbet ama kendi gelmezdi avukatlar yada muhasebe müdürü gelirdi genelde neden bu sefer kendi geliyor ki '' diye diğer kadına söylediğinde ''belkide tatil yapmak istemiştir aman boşver zengin değil mi belli olmaz onların işleri '' diyerek koridordan sağa ayrıldıklarında Deniz kadınların neden bu kadar meraklı olduklarını sordu kendi kendine. Odasına varıp tekrar duşunu almış giyinip yemek saatine kadar lobiye inip diğer arkadaşlarını beklemek için asansöre tekrar bindi. Lobiye indiğinde bekleme alanına doğru yürümeye başladı ve rahat koltuklara oturduğunda etrafına bakınmaya başladı bir yandan otele yeni giriş yapanlar bir yandan tatilini bitirip otelden ayrılanlar ve etrafta koşturan çocuklara baktı.O sırada yeni tanıştığı Alinin kendisine seslenmesiyle o tarafa baktı ''Deniz hadi yemek yemek için salona geçelim .''diyen arkadaşının yanına gitmek için koltuktan kalkıp salona doğru yol aldı.
Güzel bir akşam yemeği ve edilen sohbet sonrası saatin geç olduğu fark eden Deniz odasına gidip dinlenmek için ayrıldığında kendi odasına doğru yol aldığında etrafta bir koşuşturmaya şahitlik ediyordu.Temizlik şefi olduğu her halinden belli olan adam etrafındaki görevlilere emirler yağdırırken kendisi de ucuz kurtulmuştu etrafındaki paspaslardan.
İçerideki telaştan kendini soyutlamayı başarıp lobiye gidip bir an önce asansörlere ulaşmak istiyordu.Lobiye vardığında danışma önündeki kalabalık dikkatini çekip baktığında gördüğü bir sürü takım elbiseli adamlar garibine gitmiş sonra öğlen kulak misafiri olduğu konuşma aklına gelmişti.Otelin sahibinin geldiğini bu koşuşturmanın nedeni belli olmuştu.
Deniz durunun kendisini ilgilendirmediği için asansörün çağırma tuşuna bastığı sırada arkasındaki büyük gürültüye döndüğünde o an hiçte aklında olmayan tanıdık bir çift gözle karşı karşıya kalacağını hiç tahmin etmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOLCULUK (GAY)
Teen Fiction"Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar. Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir." Tolstoy Aslında tam da bu sözün üzerine başladı onların yolculukları... Uyarı'' iki erkeğin aşkını anlatmaktadır." "Hikaye mpreg içermekte...