"İmkansız diye bir şey yoktur, sadece bazı olayların olma olasılığı daha düşüktür."
Deniz yataktan olabildiğince sessiz kalkmak istese de ona sıkıca satılan Hakandan kurtulamamış tekrar geri yatmak zorunda kalmıştı.
Beraber uyandıklarında yatakta birazda oynaştıktan sonra kalkmayı başarmışlardı ama sadece rahat hareket eden Hakan olmuştu dün gecenin acısı sadece Denizden çıkmışa benziyordu, karnına ve beline saplanan ağrıyla iki büklüm olan genç adam onu bu hale getiren adama içindeki tüm övgü ve sövgülerini sunduktan sonra Hakanın yardımıyla kalkmış ve sıcak suyun atlına atabilmişti kendini.
Deniz banyodaki işlerini hallederken Hakan odaya kahvaltı söylemiş ve Deniz içinde resepsiyon dan ağrı kesici ilaç istemişti.Sonrasında kendide banyodaki işlerini halletmişti.
Kahvaltıyı beraberce yapan ikilinin bu gün boş günü olduğunu için bir acelesi yoktu
Denizin semineri bitmiş ve Hakan da bir günlük kaçamak yapmak istemişti,zaten bugün Hakanın kardeşi Ahsen gelecekti.
Hakan bir yandan kahvaltısını yapıyor bir yandan da karşısında ona gülen gözlerle bakan güzelliğe bakıyor ve düşünmek istemediği şeyleri aklının en ücra köşesine atıyordu umarım kardeşi bir pot kırmadan Deniz gidene kadar olan bir günlük süreyi atlatabilirdi sonrasında bu işin bir çaresine bakacak ve Denizi ömür boyu yanından ayırmayacaktı. Kahvaltı sessizce ilerlerken çalan Hakanın telefonuyla sessizlik bozulmuştu.
Hakan kardeşinin otele giriş yaptığı ve aşağıya inmesi gerektiğini söyleyerek hiç istemesede Denizin yanından ayrılmıştı.
Otelin resepsiyon bölümünde Ahsen Toprakoğlu'nun geldiğini belli eden bir ses yankılanmıştı "Abicim "diye bağıran kız abisine doğru koşar adım gittiğinde Hakandan "geldiğin belli oluyor"yanıtını almıştı.Ahsen ailesinden sadece abisi kaldığı için biraz şımarık büyümüş bir kızdı kimseyi üzmez kimseye kötü söz söyleyemez ama alışverişi çok severdi bu yüzdendir kimse ona karışmaz bir dediği iki edilmezdi.
"Abicim seni çok özledim baktım sen gelmiyorsun ben geleyim dedim hem babaannem bir git bak dedi abin nasıl yardıma ihiyaçı varmı diye yolladı beni"dedi Hakan inanmaz gözlerle ''birincisi bende seni özledim daha gideli üç gün oldu abartma istersen cimcime ikincisi babaannem neden seni bana bak diye yolladı cevap ver bakalım hımm"
"Aslında babaannem düğün için biraz endişeli sen kızla pek görüşmüyormuşsun kız seni arayınca falan cevap vermiyormuşsun hazırlıklarda ona eşlik etmediğini gelmiş babaanneme söylemiş onun yüzünden git bak abine dedi biliyorsun bir hafta kaldı düğüne.
Hakan derin bir iç çektin sonra "boşver sen bunları şimdi odana çık güzelce dinlen denize falan in akşam yemekte görüşürüz olur mu benim biraz işlerim var tamam mı benim şımarık kardeşim "dedi. Ahsende "ya abi ya "diye mızmızlanınca Hakan tarafından pışpışlamış ve odasına yollanmıştı.
Deniz oda servisinin kahvaltıyı almasından sonra üstünü giyinmiş tatil havasına gitmiş biraz denize gitmek için odadan çıkmak için hareketlendiğinde Hakan odaya girmişti."Nereye böyle güzelim."diye sordu."denize gidecektim sende gelmeyince kardeşinle vakit geçirirsin diye düşündüm öyle oluncaya malum yarın dönüyorum ya birazda tatil yapayım dedim " Deniz bunu söylerken döneceği ve Hakana söylemesi gereken başka şeyler olduğu yeni aklına geliyordu morali bozulmuştu Hakan nasıl karşılayacaktı onun yurt dışına gidişini.
Denizin yüzünün düşüğünü gören Hakan " yok canım benim ben seni oda da yalnız bırakırmıyım hiç Ahsen'le biraz lafladık o da yol yorgunu olduğu için odasına çıktı ama akşam yemeğinde beraberiz seninle olabilmek için ben kardeşime yalan söyleyeyim sende beni bırakıp güneşlenmeye git "Hakan son söylediğini küçük bir çocuk gibi söylemiş Denizin vicdanına oynuyordu."Hakan yarın dönüyorum bir daha ne zaman gelirim tatile kim bilir azıcık gideyim hımm olmaz mı ." diye işveli bir şekilde söylediğinde Hakanın aklından sadece Denizi öpmek fikri vardı.Deniz Hakanı ikna ettikten sonra tabi istediğini vererek otele ait olan plaja inebilmişti. Azıcık denize girip güneşlenmek istiyordu. Havanın sıcaklığı normalin üstünde seyrederken Deniz çantasında çıkardığı güneş kremini vücuduna sürüp plajın kumundan ayakları yana yana kendini serin suya bırakmıştı. yüzme işini biraz abartmış kendine geldiğinde fazlaca açıldığını fark etmiş ve etrafında insan görmeyince biraz panikleyip hemen geri yüzmeye başlamıştı.denizden çıkıp şezlongun üstündeki havluyu alıp kurulanmak istediğinde gözleri Hakanın biraz ileride güzel bir kadınla gülüştüğünü gördüğünde olduğu yerde kalakalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOLCULUK (GAY)
Teen Fiction"Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar. Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir." Tolstoy Aslında tam da bu sözün üzerine başladı onların yolculukları... Uyarı'' iki erkeğin aşkını anlatmaktadır." "Hikaye mpreg içermekte...