8.BÖLÜM

80 5 2
                                    

'En uzun süren sevda yarım kalandır.'

Gün iki adam içinde hızlı başlamıştı. Birinin gitmesi gereken bir seminer diğerinin yönetmesi gereken büyük bir oteli vardı.

Ayrıldıklarında Deniz son dakika yetişmişti seminere. Tüm gün boyunca sadece öğle yemeğin de görüşebilmişlerdi Hakanla. Seminerin sonlarına doğru Deniz artık sadece boş gözlerle bakıyordu etrafına ve gece uykusuz kalmamın acısı şimdi çıkıyordu. Neyse ki sahnedeki profesör artık sözlerini bitirdiğinde etrafının hareketlenmesiyle kendine geldi.

Salondan çıktığında Hakanın ofisine gitmek istedi ama tüm gün onunda yoğun olduğunu, gitse orada garip karşılanacağını düşündüğünden odada beklemek için asansörün bulunduğu koridora yöneldi.

Asansör odasının bulunduğu kata geldiğinde biran önce odaya gidip Hakanı aramak için sabırsızlanıyordu. Odasının kapısını açtığında karşılaştığı manzara hiçte beklediği bir manzara değildi.

Hakan ondan önce odasına gelip bir kaç eklemeler yapmıştı. Odanın ortasında güzel bir yemek masası doldurulmuş kadehler yanan küçük mumlar ve sevdiği papatyalar duruyordu.

Deniz gördüğü manzara karşısında şaşırmıştı. Odaya geldiğinde Hakanı arayacak işinin bitmesini bekleyecek ve oda servisinden bir şeyler isteyecekti. Ama Hakan ondan önce davranmıştı.

Deniz Hakanın ona seslenmesiyle kendine geldi "yavrum duymuyorsun beni beğenmedin mi yoksa yorgun olursun diye buraya söyledim her şeyi" diye söylediğinde Deniz hızlıca başını sallamıştı " hayır çok beğendim bende seni arayacaktım odada yiyelim yemeğimizi diye'' söyledi." Gördün mü yavrum kalp kalbe karşıymış derler benim kalbim seni sevdiğinden, senin kalbinde beni sevdiğinden aynı şeyleri düşünmüşüz."diye romantikliği eline alan Hakana teşekkürü öpücükle vermişti.

Yemekler yenilmiş gün içinde neler yaptıklarından konuşmuşlardı. Yatağa geçtiklerinde Deniz artık tüm günün yorgunluğu ile dayanamamış ve uykuya dalmanın kıyılarında gezerken Hakanın söylediğiyle olan uykusu da çok uzaklara kaçmıştı.

Hakanın kız kardeşi yarın abisinin yanına tatil yapmaya otele gelecekti. Deniz tabi ki de biliyordu onunla Hakanın sevgilisi olarak tanışmayacağını ama yinede heyecanlanmıştı.
" onunla tanışacak miyim peki hakan adı ne demiştin."diye sorduğunda hakan " tabi ki de adı Ahsen bu arada biraz şımarık bir kızdır anne babamız olmamasından dolayı seni rahatsız ederse bana söyle tamam mı " diye eklendiğinde deniz " şey peki beni ne diye tanıştıracaksın yani diğer türlüsü sen söylemiştin ailem beni bilmiyor diye."söylediğinde Hakan " keşke seni istediğim gibi tüm dünyaya tanıştırabilseydim ama maalesef ne kadar istesem de olmaz."dediğinde denizin gözlerinde gördüğü kırgınlıkla tekrar konuştuğunda" seni seviyorum Deniz kim seni nasıl tanırsa tanısın ben seni seviyorum ve sana aşığım lütfen bana kızma olur mu elimde olan bir durum değil " diye ellerini denizin ellerinde sabitlediğinde öptüğü dudaklardan başka bir şey düşünmemişti.

İlerleyen saatlerde kaçan uykuyla, ve içilen alkolün kanlarında arsızca dolaştığında Deniz ve Hakan odanın balkonunda ay ışığının vurduğu sahili izliyorlardı. Uykusu gelen Deniz içeriye gitmek için kalktığında hakan tarafından durdurulmuştu, içtikleri şarabın mayhoş tadını Hakanın dudaklarından aldığında zihni tekrar bulanmıştı.

Deniz Hakan tarafından yatağa sürüklendiğinde içinde bulunduğu durumu asla düşünmemişti. Kanında gezen alkol ve Hakanın dudaklarının gezdiği yerlerin alev almasıyla karşısındaki adamı ne kadar istediğini fark etmişti. Hayatında hiç birine bu kadar hızlı güvenmemiş ve aç gözlü olmamıştı. Hakanın öpüşleri onu sınıra dayandırdığında her hücresine kadar işleyen adamla saatlerce durmadan hızını asla kaybetmeden sevişiyordu ve bu gecenin asla bitmemesini istiyordu.

Sabah Deniz kendine geldiğinde yanında ona sıkıca sarılan gece boyunca durmadan seviştiği adamı gördüğünde düşündüğü Hakan'ın gece boyunca kulağına fısıldadığı zihninde yankılanan tek cümle "sen benimsin"'di.

YOLCULUK  (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin