Jisung'la sadece arkadaştık o beni öyle görüyordu en azından.O kadar salak biriyim ki gördüğüm en küçük ilgide o kişiyle sadece arkadaş olamayacağımı düşünüyorum.Bu derin düşüncelerim Hyunjin'in mesajıyla yok oldu.Hyunjin aşırı zevkli biriydi.Yani onunla takılan asla sıkılmazdı.
Bana "buluşalım mı" yazdı.
Onunla bayadır görüşmüyorduk.Okuldan dolayı bir ayda bir kez falan buluşuyoduk.Onu Jisung'la tanıştığımız ilk kafeye götürdüm.Çok popüler veya kaliteli biryer değildi.
Bana "Niye burayı seçtin normalde böyle yerlerde takılmazsın" dedi.
Bende sırıtarak "Bilmem,bence dekoru güzel ve hoş tam benlik" dedim.
"Tarzını mı değiştirdin eskisi daha iyiydi sanki" diyerek güldü.
Bende ona güldüm.Aslında tarzım hala aynıydı ve neden buraya getirdiğimi bende bilmiyordum.
Dediğim gibi gördüğüm en küçük ilgide insanlara takıntılı olabiliyorum.Ama bu biraz değişikti çünkü onun isminden başka bi özelliğini bilmiyordum beni sadece tipi etkilemişti ama normalde dış görünüşe önem veren biri değilim.Bu konu biraz karışıktı.
Hyunjin'e "Ne içersin" dicektim ve bianda sözümü kesip
"İyi misin?Seni böyle görmeye alışık değilim.Birşey olduğuna eminim.Noldu anlatacaksın değil mi?Nasıl olsa ilk okuldan beri arkadaşız." Dedi.
Sanırım anlamıştı.Açıkçası Hyunjin'e söylesem pek birşey olmazdı fakat duygularım tam net değildi.Emindim buda bi haftaya gidecek bi duyguydu.Ondan dolayı bi bahane buldum.
Ona "Aslında bişey yok okul döneminden biraz yorgunum" dedim.
Oda bana boş boş bakarak "Yalan söylediğine o kadar eminim ki.Neyse seni zorlamicam zamanı gelince bana anlatacaksın zaten."dedi.
Hyunjin'in beni bu kadar çok tanıdığını bilmiyordum.Aslında normaldi ilkokuldan beri arkadaşız sadece ben duyguları pek anlayamıyordum.
"Ne içersin?" dedi bende "sen ne alırsan ondan alırım" dedim.
O "peki o zaman limonata uyar mı sana?" dedi
"evet uyar soğuk olursa daha iyi olur" dedim ve siparişi verdi.
Sipariş gelene kadar elinde telefon vardı ve sırıtıyordu.Ona "Konuştuğun kişi kim?" dedim bana gülerek;
"Sanane anne" dedi.
Aslında haklıydı bende mesajlarımın karıştırılmasını sevmem.Ama belli ki sevdiği biriyle konuşuyordu.O neşeli biri fakat bu neşe gülmesi değildi.Onu sıkmak istemedim ve limonatalarımız geldi.
Garsonun kokusu çok tanıdık geliyordu.Garsona döndüm ve baktım gözlerime inanamadım.Garson Jisung'du.Ne ara buraya gelmişti.Daha demin benimle beraber Seungmin'i arıyordu.
Oda bana baktı ve gülerek
"Selam Minho.Naber?" Dedi
bende "S...elam,iyi senden?" Dedim.
Oda "bende iyiyim teşekkürler.Buraya sık sık geldiğini bilmiyordum" dedi.
Hyunjin hemen lafa atladı "sıksık gelmiyordu zaten tarzını değiştirmiş" dedi ve güldü.
Jisung'da güldü sanki anlamış gibiydi ve bana dönerek
"Belliydi zaten.Burda yarı zamanlı çalışıyorum seni buralarda hiç görmedim" dedi
"Yarı zamanlı mı?Başka çalışana ihtiyaç var mı?"dedim.
Bu çılgıncaydı hem onunla daha sık konuşabilir hemde kendi paramı kazanabilirdim.
Hyunjin bana ne der gibi baktı
"Şaka yapıyor arkadaş" dedi.
Hyunjin'e dönüp "Ciddiyim kendi paramı kazanmak istiyorum hem bu eğlenceli olabilir" dedim.
Jisung "emin misin zorlanabilirsin" dedi.
Ben kendimden çok emindim.Aslında beynime kalsa bu işe sadece Jisung için giriyorum ve bu aptalcaydı.Ama onunla anlaşmak aptalca değil.O samimi biri.
Bu konuşmanın ardından Jisung patronuyla konuşmaya gitti ve beni odaya çağırdı.Müdür " hayatında hiç tatlı veya kahve gibi şeylerle ilgilendin mi?" dedi.
Ben konuşmadan Jisung "Evet o gastronomi okuyo"dedi.
Buna gerçekten şaşırmıştım benim ne okuduğumu nerden biliyordu.Neyse bende kafamı sallayıp ona katıldım.Patron beni yarın çağırdı yarın işe başlayabileceğimi söyledi.
Aslında tatildeyken işe gitmek aptalcaydı bunun bende farkındaydım ve normalde asla biri için çalışmazdım.Sanırım bu seferki ilgiyi çok yanlış anlamıştım.Hyunjin de çok şaşırmıştı oda beni normalde hiç çalışırken görmemişti.
Bana "iyi misin ciddi soruyorum kafan iyi mi?" dedi.
Bende gülerek kafamı evet anlamında salladım.
Hyunjin uzakta oturuyordu ondan dolayı benle eve gelmedi.Jisung ona bi taksi çağırdı.Ne ara bu kadar iyi anlaştılar şaşırdım.Fakat iki arkadaşımın anlaşması güzel bir şeydi.Taksi geldi ve Hyunjin taksiye binip gitti.
Jisungla eve doğru yürüdük.Onun evine geldik ve bana;
"Aslında daha yeni tanıştık fakat eve gelmek ister misin?" dedi.
"Yani,bilmem."
"Gel işte ya.Sıkılıyorum bende.Hem birbirimizi biraz daha tanımış oluruz"dedi.
Kabul ettim ve evine gittik.Evi küçük ve şirin biryerdi fakat bence bu onun için idealdi.Eve gidip oturma odasına geçtim.Oturma odasında birileri vardı.
Jisung'a "Eğer müsait değilsen gidebilirim" dedim
Bana "Deni ben çağırdım benim yakın arkadaşım bu, tanıştırayım" dedi.
Olumlu şekilde kafamı salladım.
"Changbin bu Minho,Minho bu Changbin" dedi.
Tanıştık ve gerçekten kafalarımız çok uyuşuyordu.Arkadaşlarıda onun gibi mizahşör insanlardı.Gece geç saatlere kadar konuştuk sohbet ettik ve birşeyler yiyip içtik.
Yarım saat falan sonra
"Ben artık kalkıyım geç oldu" dedim.
Jisung"Peki evet saat geç oldu sana eşlik etmemi ister misin?"dedi.
"Gerçekten gerek yok tek giderim.Eve gidince sana yazarım" dedim
"Peki o zaman eve geçince yaz bana" dedi.
Gülümsedim ve Changbin ile vedalaştım.Eve gittim ve yatağıma yattım. Jisung'a Eve geldiğimi yazdım.
Bugün gerçekten güzeldi Jisung'un onun evinden ayrılırken bana söyledikleri ve Jisung'la daha yakınlaşmam.Hepsi bir rüya gibiydi ama rüya değildi..