(Evt yeni kitapla karşısınızdayım, iyi okumalar.)
"Nicolas ayağı ile dengesiz duran ve neredeyse köprüden aşşağıya düşecek tankı ayağı ile dengeleri ve üzerinde yatan Klaus'a bakarak elini uzattı. Yaralı bir şekilde düşecek tankın üzerinde duran Klaus ise ilk başta Nicolas'a baktıktan sonra güçlükle elini uzatarak Nicolas'ın elini tuttu. Bir süre o şekilde durduktan sonra Klaus elini çekmeye yeltendi fakat Nicolas kendini kendisine doğru çekince bu çabası boşa çıktı ve zorla dengede duran tank kayarak köprüden aşşağıya düştü. O sırada Nicolas, düşmemesi için Klaus'a sıkıca sarılmış ve T-34'ün üzerinden aşşağıya düşen tanka bakıyordu. Sonrasında derince tuttuğu nefesini vererek Klaus'a baktı ve onu kendisinden uzaklaştırdı. Klaus ise şaşkınlıktan Nicolas'a bakarak sinirle çıkıştı. "
Klaus; Ne yaptığını sanıyorsun?!
"Nicolas karşısındaki adamın bu çıkışına şaşırarak ağızındakini ile Klaus'un elini kapattı. "
Nicolas; Ne saçmalıyorsun? Seni anlamıyorum!
"Nicolas bu şekilde Klaus'un ağızını tutarken tankın kapağı açıldı ve Stepan, arkasında da Anya ile dışarıda çıkarak ikiliye baktı. "
Stepan; Tanrı aşkına Nicolas ne yapıyorsun?!
"Nicolas ve Klaus orada didşmeyi bırakarak aynı anda Stepan'a döndüler. Klaus, Anya'yı gördüğü zaman gözlerini belirtsede ses etmedi ve ayakta durmak için Nicolas'tan güç almaya devam etti. O sırada Stepan ikisine yaklaşarak oldukça yüksek sesle konuşmaya devam etti. "
Stepan; Bu neden yaşıyor Nicolas?!
Nicolas; Tanrı aşkına Stepan, sakin ol! Onu burada bırakacağım.
"Klaus kendisi hakkında konuşulduğu anlasada söylenenlerden hiçbir şey anlamıyor ve boş boş kavga eden adamlara bakıyordu. En sonunda daha fazla dayanamayarak ortaya karışık konuşmaya başladı. "
Klaus; Benim hakkımda ne konuştuğunuz öğrenmek istiyorum!
"Anya, Klaus'a baktıktan sonra alışkanlık olarak söylediklerini Almancadan, Rusçaya çevirdi. Nicolas ve Stepan bir süre ona baktıktan sonra Klaus'a döndüler. Nicolas ise Anya çevire bilsin diye yavaşça konuşmaya başladı. "
Nicolas; Seni burada bırakıp Almanlar alsın diye gideceğiz. Anladın mı?
"Klaus, Anya çevirmeyi bitirdiğinde gözlerini fal taşı gibi açarak Nicolas'a baktı ve kafasını hızlıca iki yana doğru salladı. "
Nicolas; Ne, ne oldu?..
"Klaus, Anya'nın çevirisini beklemeden hızlıca konuşmaya başladı. "
Klaus; Beni buradabırakamazsın! Aksi taktirde askerler beni bulunca öldürür ve kendi ülkemin askerlerine ölmekten seni kendi başıma ölmeyi tercih ederim.. Ama sen sözde kahramanlık taslamaya kalkıştığın için senin sayende bu olmayacak!.. Ve beni yavaşça öldürürler çünkü oraya sizi almadan dönmeyeceğime dair yemin ettim.. Ama başaramadım..
"Klaus yenilgiyi kabul etmiş gibi başının öne eğdi ve sessizleşti. Anya ise bir süre boyunca Klaus'a baktıktan sonra yavaşça söylenenleri çevirmeye başladı. Klaus ise sessizce onları dinliyordu.Daha sonra kafasını kaldırıp tedirgin ve Nicolas'a bakmaya başladı. Nicolas'ın soru sorma ya imkanı kalmasın diye her şeyi bir çırpıda anlatmıştı. En sonunda Anya susunca Nicolas, Klaus'a dönerek yüzüne baktı. Klaus ise Nicolas'a yaslanmayı bırakarak ayakları üzerine kalksada hafifçe titreyerek dengesini kaybetti ve geriye doğru sendeledi. Nicolas, karşısındaki adamın düşeceğini zannederek(ki büyük ihtimalle öyle olacaktı)hızlıca Klaus'a sarıldı ve adamı güvenli olduğunu düşündüğü bir yere çekerek onu yavaşça bırakmaya yeltendi ancak sonra vazgeçerek sadece tutuşuna gevşetti."