İki Gözüm +18 / Texting

22.Bölüm

Selammm!

Vote sınırı: 250 yorum sınırı: 200
Gelen okumaya göre vote ve yorum gerçekten üzücü :/ yazma hevesi kırıyor.

Bölüm şarkısı motive, Kar

22.Bölüm

Bir sağa bir sola doğru dönüp duruyordum yatağımın üzerinde. Uyku denen şeyin ne olduğunu unutmuş derecedeydim.

Ömür billah da unutacak gibiydim. Dün gece, yaşanan rüya demeye bin şahit kabustan, uyandıktan sonra bu yatak gözüme öyle bir şekle giriyordu ki yatmayı bırak zor bela uzandım üzerine. Yatağımdan edecek kadar etkiliydi Melih Bey.

Ama nasıl etkili...

Oflayarak doğruldum. Gözlerim yoğunluktan kapanıp açılıyordu. Sanki üzerimden bir tır geçmişti.

'Tır değil ama Melih geçti.' iç sesim yine formundaydı. Teşekürler iç ses beni yalnız bırakmadığın için.

Kahvaltının hazır olduğunu söyleyen Melih'in şarkı söyleyen sesi, kulaklarımı çınlatırken alt dudağımı utançla ısırdım. Şimdi ben nasıl yüzüne bakacaktım?

Tamam, yüzsüz bir gibi görünebilirdim fakat bu benim yüzsüz olduğum anlamına gelmezdi.

Sinirle sırtıma dökülen saçlarımı topuz hâline getirip sürünerek kalktım yataktan. Böyle olmazdı canım! Benim Melih'e bir şey belli etmemem ve kendime gelmem lazımdı.

Unutma Nilay senin kanında bir Ziyagil asiliği var.

"Ağlasa kim ağlar arkamızdan, işletmemiz sağlam,
Kar dolu kar!" Beynimin içinde sabahtan beri dönüp duran şarkının sözleri Melih sayesinde beni yorarken müziğin ritmine bıraktığım bedenimi lavaboya doğru sürdüm. Musluğu açıp yüzümü güzelce yıkadıktan sonra aynadaki simama baktım usulca. Göz altlarımda oluşan mor halkalar dünün eseriydi. Yüzüm solgun görünüyor ve kalkık olan burnum yamulmuş gibiydi.

Melih'in etkisi bu kadar mı belirgin olurdu insan üzerinde? Hayır yani burnum bile bir kabus yüzünden yamulmuştu.

Acaba kâbus demekten vaz mı geçsem?

"Geri zekalı Nil! Kafan artık nasıl çalışıyorsa ömür billah Melih'li kabuslar göreceksin bu gidişle!" Sessiz isyanım kapının tekrar çalınmasıyla son buldu.

"Nilay? Uyanmadın mı daha sen?" Melih'in sitemli sesiyle lavabodan çıktım.

Kaşlarım çatık bir şekilde üzerimi değiştirmek için elbise dolabına giderken homurdanmadan edemedim. "Sen gel uyudun mu diye sor."

Kapı kolu iki kere aşağı yukarı indirdi. "Bu kapı niye kilitli kızım?"

"Senin namusun için Melih." Diyerek dudak büzdüm. "Gece yaşadığım azgınlıkla sana saldırmamak için bir tedbir." Üzerime göbeği açık gri sweatshirtü geçirirken kafamı olumsuzca salladım. "Malım. Gerçekten malım "

"Nilay delirtme lan beni! Kapıyı kıracağım bak!" Diye bağırdığında ben de ipler koptu tabii.

"Lan deme lan bana! Kapıyı kırda abim manşetleri götüne soksun!" Diye bağırarak kapıya doğru yürüdüm, sinirle anahtarı çevirip kapıyı hırsla açtığımda eli kapı pervasızına yaslı Melih'le yüz yüze geldim. Dağınık ve çatık kaşlarıyla bana düz düz bakıyordu. Gözlerim bedenine dediğinde küfür etmemek için zor dayandım. Üzerinde sadece, bakın sadece mutfak önlüğü bulunan bir Melih'le karşılaştım.