20.Bölüm

28.9K 979 478
                                    

Keyifle okuyun!

Vote sınır: 210 yorum: 110

20.Bölüm

Şansız biri olabilirdim belki de kesinlikle şansızdım.

Gözlerimin içine bakarak bardak kırmasından sonra yanına gelen sarışın kızın ona hararetle bir şeyler anlatması sonucu ortadan kaybolmuştu Baran bey.

Aslında iyi olmuştu kaybolması. Onunla aynı ortamda olmak yeterince sinir bozarken göz göze gelmek çok felâket birşeydi.

"Dalgınsın, sevmedin mi burayı?"diyen Melih'e düşünceli hâlimden kurtulup baktım. Yüzü, benim düşen yüzümden dolayı ifadesizdi.

Gülümsemeye çalıştım. "Hayır gayet güzel. sizin olduğunuz yerde sıkılmam mümkün mü sence?"

Gülümsedi ve biraz daha yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Nefesinin yüzüme vuruşu ılık duygularıma tercüman olurken iç çekmemek için direndim ancak gözlerimin mayıştığını biliyordum. "Değil." Dudaklarının arasından çıkan bir kelimeyle yutkundum.

Aramızdaki tuhaf atmosferi dağıtmak amacıyla "geriye mi çekilsen diyorum?" Diye sordum. Kaşları çatıldı. Daha sonra imalı imalı yüzüme bakarak geri çekilmeyi başardı.

"Abim nerede?" Diye sordum. Geldiğimizden bir süre sonra ortadan kaybolmuştu. Keşke ona layık helal süt yemiş birini bulup everseydim de benim de kafam rahat olsaydı.

Bakışları kalabalığı kısa bir süre taradıktan sonra elini omuzuma atıp "şu sağ köşeye bak."

Görmek için daha da göğüsüne sokulmak zorunda kalmıştım. Gözlerim tarif ettiği yeri bulunca şaşırmadım çünkü abimin bir gavat olduğunu biliyordum. Bir kız ile dans ediyordu. Görünmeyen bir köşeyi seçmiş olması aklıma farklı farklı senaryolar yaratırken başımı olumsuzca salladım. "Abim gerçekten hiç değişmeyecek."

"Öyle," diye mırıldandı tam kulağımın dibinde. Bedeninin kasılışını tam sırtımda hissediyordum. Biz ne ara bu kadar yakın olmuştuk? Ne ara???

O ara olmuş işte! Diyen iç sesim senden Allah razı olsun.

Geri çekilmek için hamle yapacağım vakit: "lütfen Nilay, lütfen beş dakika dur. Kokunun beni nasıl huzura erdirdiğini tahmin bile edemezsin." Ne diyeceğimi bilmez bir hâlde öylece dururken nefes alışverişi işlemlerimin düzensizliğini hissettim. Kalp atışlarım uzun bir koşuda yarışır misali göğüsümü dövüyordu.

"Melih..." Derken sesim titriyordu. Bu yanlış olduğu hâlde doğru hissetmem çok saçmaydı.

"Söyle Melih'in yârası."

O, böyle söyleyince kendimi huzurlu hissetmem de neydi? Boşluğa düştüğüm için ona sarılıyor olamam ben. Ben öyle değilim.

Damarlı elini saçlarımda hissettim. Saçlarıma dokunmuyor, seviyordu. Başımı eline bastırmamak için zor tuttum kendimi. Kendimi geriye doğru çekmeyi becerdiğim de gözlerim üzerimizdeki bakışları buldu.

İki Gözüm +18 / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin