Our Agreement [JİKOOK]

21༗

İyi Okumalar🌼💛

•

"Jimin bu halin ne sırılsıklam olmuşsun?"

Gözyaşlarını saklayan yağmur tanelerini yanaklarından elinin tersiyle silerken ıslanmış kabanını çıkardı kısa beden.

Taehyung'un endişeli sesiyle ona dönmüştü.

"Yağmura yakalandım Tae."

Tae pürüzlü kısık sesle hızlıca ona sarıldı.Kısa beden dakikalar önce içini söküp kalbini kanatan tartışmanın verdiği yorgunlukla omuzlarını indirdi.

Hızlıca bedenini saran bedene karşılık verip sarılarak artık yağmurun bile örtemeyeceği gözyaşlarını akıttı.

"Ağlama demiyeceğim sana." kulağına fısıldayan sesle hıçkırıkları ardı ardına geldi.

Islak saçlarının arasındaki parmaklar sırtını ovan geniş eller ile zamanında doğru insanları hayatına aldığı için Tanrı'ya şükretti.

Hayat bir yerden alınca bir yerden verirdi.

Dakikalarca kapının önünde ıslak haliyle Taehyung'a sarılarak ağladı Jimin.

"Üstünü değiştirmelisin,hastanıcaksın."

Sakin ve yatıştırıcı bir sesle konuşan bedenden yavaşça ayrıldı.Üstünün ıslaklığı esmer bedenin koyulaşmış tişörtümden belli olarak onuda ıslatmıştı.

Başını sallayarak küçük adımlarla içeriye adımladı.Aklıma gelen şeyle topuk üstünde dönüp konuştu.

"Jeonghui nerede Tae?"

Taehyung,zoraki olduğu her halinden belli olan gülümsemesini sundu.

O iyi bir arkadaştı.

"Uyudu Chim."

Ardından birşey deme gereği duymadan onu onaylayıp merdivenlere yöneldi.

Jeonghui'nin bu olanlardan etkileneceğini biliyordu.Onun üzüleceğini düşünmek bile kısa bedeni mahvediyordu.

Sessizce akan gözyaşlarına yenileri eklenince eliyle göğsüne baskı yaptı.Yaşananlar çok fazlaydı.

Nefeslerini düzenlemek adına merdiven trabzanlarına sarıldı kısa parmakları.

Ama olmuyordu.İçindeki duyguların göğsüne baskıları bir nebze bile azalmıyordu.

"Jimin!"

Merdivenlerden inerken onu farkeden bedenin endişeli sesiyle elini trabzandan çekip bedeninin merdivene fütursuzca düşmesine izin verdi.

Hoseok,hızlıca yanına gelip dizlerinin üstüne çökerek omuzları sarsıla sarsıla ağlayan bedeni göğsüne çekti.

Boğuluyor gibiydi.Sanki boğazında her dakika sıkılaşan bir el vardı.

"Da-dayanamıyorum hyung."

Bir şey demedi Hoseok.

Jimin'in bile bir şey diyemediği yerde o ne diyebilirdi ki?