7| knot

274 36 71
                                    


Dersin bitmesini dört gözle bekliyorum. Öğleden sonra saat bir için sözleşmiştik. Kimsenin dersi yoktu o saatte. Diğerlerinin dersinin olup olmaması umrumda değildi gerçi. Senin dersin yoktu ve bu yeterliydi.

Hoca dersi bitirdiğinde derslikten çıktım ve telefonumu elime alıp saate baktım. Daha yirmi dakika vardı ama benim o kadar sabrım yoktu. Bu sefer de ben erkenden gidip sizi beklemek istedim. Umarım sen hepsinden önce gelirsin Hoseok.

---------------

Cam kenarına oturdum ve dışarıyı izlemeye başladım. Öğrenciler her yerdeydi. Elbette çiftler de. Önceden onları görmek benim için bir şey ifade etmiyordu. Ama seni gördükten sonra çoğu konuda olduğu gibi bu konuda da fikrim değişti. Şimdi onları görmek garip hissettiriyor. Mutluluk mu hüzün mü çözemiyorum. Belki onların yerinde olursam bu hissi anlayabilirim.

Anlamama yardımcı olmaya ne dersin Hoseok?

Seninle çift olmak hayallerimde bile göklerde süzülüyormuşum hissi veriyor. Ama korkuyorum. Daha bir çift değiliz belki ama yine de yere çakılmaktan korkuyorum. Belki de hiçbir zaman bir çift olamayız bilmiyorum.

Bu düşünce acılanmama sebep oluyor. Seni görene kadar varlığından bile şüphe duyduğum kalbim sızlıyor. Kararmış ruhum olabilirmiş gibi daha da kararıyor.

Kararıyorum Hoseok. Sana kavuşamadan o karanlıkta boğulmaktan korkuyorum. Aydınlık tek tarafım sensin. Bana elini uzatırsan tamamen aydınlanacağımı biliyorum. Güneşe o kadar yakın olursam tam tersi mümkün mü zaten?

El ele gezen çiftler var. Senin minik ellerin aklıma geliyor. Eğer bir gün onları tutarsam asla bırakmam Hoseok. Hayatımın geri kalanını sana yapışarak geçirmek istiyorum. Senden asla bıkmam bıkamam. Ayçiçeği olmak istiyorum. Yüzüm her zaman güneşime dönük olsun. Ama biriciğin olmak istiyorum. Diğerlerine ihtiyacım yok. Yalnız bir ayçiçeği.

Senin ayçiçeğin.

Senin olma düşüncesi yüzümde bir tebessüme sebep oluyor. Aslında şimdi bile seninim. Ruhum ve bedenim sana ait. Sana mühürlüyüm Hoseok.

Sana düğümlüyüm.

"Yoongi Hyung! Selam."

Sol tarafıma dönüyorum Namjoon'u ve minyon sevgilisini görüyorum. Sevgili olup olmadıklarından emin değilim aslında. Flört? Belki. Her neyse beni senin medeni hâlin dışında kimseninki ilgilendirmiyor.

"Selam Namjoon."

Karşıma geçip oturdular. Lanet. Oraya senin oturman gerekiyordu. Seni en iyi o şekilde izleyebiliyorum. Hem yanıma oturman sinir sistemim için hiç iyi değil. Kokun beni sarhoş ediyor. Sağlıklı düşünemiyorum.

"Joonie, Hobi Hyung'un yeni saç rengini gördün değil mi? Tanrım alev topuna dönmüş resmen. Zaten insanları yakıyordu şimdi iyice ateşi harlamış."

Ne yazık ki Jimin doğru söylüyordu. Beni de yakıyorsun. Ama beni yakman için saçlarının kızıl olması ya da seni görmem gerekmiyordu. Seni gördüğüm andan itibaren yakıyorsun beni. Diri diri.

"Evet, Tae'nin paylaştığı postta gördüm. Yakışmış baya. Ben asıl dans koreografisini merak ediyorum."

Ben de.

"Eminim yine harika bir iş çıkarmıştır. Pratik yaparken sadece bir kısmını görebildim. Yine de çok iyi olduğunu düşünüyorum."

Kendi aralarında sohbet etmeye devam ettiler. Bana pek ısınamadılar galiba. Herkes gibi. Şaşırtıcı, değil mi Hoseok? Sana kül oluyorum ama diğer insanlara buz kesiyorum.

just you | sope✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin